Dişlerde oluşan plaklar çürüklerin oluşmasına yol açan ana sebeptir. Çok fazla şekerli ve nişastalı gıda tüketmek, bunun ardından gerekli diş temizliğini yapmamak çürüklere neden olur. Şekerli ve nişastalı gıdaların tüketiminden sonra dişlerin temizlenmemesi halinde, plaklarda bulunan bakteriler beslenir.
Asit üreten bakterilerin oluşumundaki en büyük etkenleri yemek sonrası dişlerin yeterli ve güzel fırçalanmaması, diş ipiyle aralarda kalan besin artıklarının temizlenmemesi, şekerli, karbonhidratlı gıdaların fazlasıyla tüketilmesi ve sigara kullanımı olarak sıralayabiliriz.
Asitli ve Enerji içecekleri
Asit diş çürümesine neden olan en büyük tehlikedir. Asitli yiyecek ve içecekler şekerle birleşme olduğunda ortaya diş çürümesine sebep olan koşullar gerçekleşir. Kola, limon, soda, meyve suları ve benzeri türevler asit içerdiği için diş çürüten gıdaların arasında yer alır.
Diş çürüğünün nedenleri; düzenli ağız bakımının yapılmaması, tükürük içeriği ve kalitesi, diş yapısı ya da çeşitli hastalıklarla bağlantılı olabilir. Diş çürüğü, aslında dişte meydana gelen erime ve buna bağlı oluşan küçük bir boşluktur.
Çürük oluşumundaki dolaylı ve ikincil faktörler olan yaş, cinsiyet, tükürük, beslenme, dişin morfolojisi ve konumu, ağız hijyeni, diş fırçalama alışkanlığı, immün sistem, ailenin eğitim seviyesi ve sosyoekonomik durumu gibi etkenler de çürük oluşumunda bir bütün olarak ele alınmalıdır (9-13).
İlgili 41 soru bulundu
Diş sağlığı için vitamin denildiğinde akla ilk D vitamini gelir. Çünkü D vitamini eksikliği, diş ve kemik yapısında bozulmalara neden olmaktadır. Bu nedenle hem diş hem de fiziksel sağlığımız için oldukça önemlidir. Ayrıca D vitamininin eksik olması, diş çürüklerini de arttırmaktadır.
Günümüzde birçok hastalığın sebebi olarak gösterilen stres faktörünün, vücuttaki çoğu organı etkilediği gibi diş çürükleri ve diş eti hastalıklarına da neden olduğu belirtildi. Selçuk Üniversitesi (SÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.
Yetişkin dönemde gelişen çürükler ve erken diş kayıplarının altında ise genetik etkenlerin yanı sıra, kötü ağız bakımı, şeker ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve çocukluk döneminde geçirilen hastalıklar ile ebeveynlerin yaptıkları hatalar yatar.
Kalsiyum, özellikle büyümekte olan çocuklarda diş çürümesinin önlenmesi için önemli bir bileşendir. Süt, yoğurt ve peynir gibi seçeneklerle süt ürünleri harika bir kalsiyum kaynağıdır. Üstelik kalsiyum yağın içinde de saklanmaz, yani yağsız süt ve az yağlı yoğurt da diğer ürünler kadar faydalıdır.
Diş çürüğü başlangıcı tespit edilen hastalarda çürüğün çok erken bir evrede olması halinde florür tedavisi ile diş minesi onarılabilir. Bunun mümkün olmadığı durumlarda diş çürükleri tedavisi için en sık tercih edilen yöntem diş dolgularıdır.
Eğer çürük tedavi edilmezse diğer dişlerede bulaşabilir. Yüz bölgesinde iltihaba bağlı şişlikler ve ağrılarda meydana gelebilir. Çürük ilerlerse de erken dönemde süt dişler kaybedilir. Bu kaybedilen dişler ise çarpaşıklığa neden olabilir.
Bir diş çürüdüğünde yanında ki diğer dişleri de çürütür mü? Diş çürüğü bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığı olduğu için yanındaki diğer dişler de etkilenir. Genellikle bu tabloyu komşu dişlerin birbirini etkileyerek ara yüz çürüklerinin oluşması şeklinde görürüz.
Ağızda birçok bakteri vardır ve bu bakteriler şeker, karbonhidrat ve asitli içeceklerin artıkları ile beslenir. Böylece mikroorganizmalar büyür asidit bir ortam ortaya çıkar. Bu asidik ortam ise dişin sert dokularında yıkım yaratır ve çürük meydana gelir.
Bu bilgi "fırçaladığım halde dişlerim çürüyor"un da cevabıdır. Dişlerinizi düzenli fırçalamanıza rağmen derin çürükler, diş kaybı, dişeti çekilmesi ve kanaması gibi ileri diş ve dişeti sorunları yaşamanızın temel sebebi, bu ara yüzlerin temizlenememesi ve buradan başlayan sorunların devamıdır.
Çürüğe neden olan bakteriler, önce ağızdaki diğer sağlıklı dişlere ardından tüm vücut sistemine bulaşabilir bir yapıdadır. Kalp-damar, mide, karaciğer ve böbrek gibi pek çok sistemik hastalığı tetiklediği gibi bu hastaların iyileşme süreçlerine de olumsuz etkisi olmaktadır.
Düzenli diş fırçalama, diş çürüğü oluşumunu önleyebilir ve mevcut çürükleri ilerlemesini durdurabilir. Ancak, diş çürüğü tamamen fırçalama ile geçirilemez. Diş hekiminize düzenli kontroller yaparak çürükleri önleyebilir ve erken teşhis ile tedavi edebilirsiniz.
Örneğin diş çürümesinin, dişin yüzeyinden diş kemiğine kadar ilerlemesi dört ile sekiz yıl alıyor. Bu süre de diş çürümesinin tespit edilmesi ve dolgu yapılmadan tedavi edilmesi için yeterli bir süre.
Çocukluk çağı çürükleri ya da diğer adıyla biberon çürükleri, bebeklik döneminde özellikle gece beslenmesine bağlı olarak, genellikle üst kesici dişlerde başlayan ve çok hızlı ilerleyen yaygın bir çürük tipini oluşturur.
Ağızda bulunan bakterilerden oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturabilmektedir. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına ve dişhekimlerinin kavite dedikleri oyuklara neden olmaktadırlar.
Dişlere uygulanan dolgu tedavisi ile amaçlanan dişin ağızda kalması ve görevini yerine getirmeye devam etmesidir.Dolgunun yapılmış olması bir dişin tekrar çürümeyeceği anlamına gelmez. Gerekli ağız hijyeni sağlanmaz ise dişler tekrar çürüyebilir.
ÇÜRÜK DİŞ, SAĞLIĞI TEHDİT EDER
Buna “bakteri plağı” denir. Bu bakteriler yediğimiz şekerli yiyecekleri parçalayarak asit oluştururlar. Belirli bir süre dişlerimizi fırçalamazsak bu asitler dişlerimizin sert dokularını eritmeye başlar ve dişlerimiz çürür.
Süt dişleri, çocuk 6-8 aylıkken sürmeye başlar. 2,5-3 yaşında toplam 20 adet (alt çenede 10, üst çenede 10) olacak şekilde sürmeleri tamamlanır. Süt dişleri sürerken bebekte bir huzursuzluk olabilir. Bu dönemde buzdolabında bekletilen diş kaşıyıcılarını kullanmak bebeği rahatlatacaktır.
Uykuda görülen bruksizm ile uyanıkken görülen bruksizm arasında belli başlı farklılıklar bulunur. Bruksizm yüz ve çene ağrısına, çenede kasılmaya, sertleşmeye ve baş ağrılarına yol açabilir. Uzun vadede dişlerin gıcırdatılması çene eklemlerinde hareket kısıtlılığına, diş ve diş eti rahatsızlıklarına neden olabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri