Modern fizikte, ışık evrendeki en hızlı şey olarak kabul edilir ve ışığın uzay boşluğundaki hızı doğanın temel sabit değerlerinden biridir. Işığın boşluktaki hızı saniyede tam olarak 299792458 metre olarak tanımlanmıştır. Bu, insan ırkının bugüne kadar tecrübe ettiği en hızlı şeydir.
Takyon, "atik" veya "hızlı" anlamına gelir ve parçacık fiziği dahilindeki teorilerden birkaçına göre ışıktan her zaman daha hızlı gidebilen hayali bir parçacıktır.
Düşüncelerimiz ise beynimizdeki kimyasal tepkimeler ve nöronlar arası iletişimle oluşuyor. Bunların hepsi kütleli parçacıklar tarafından gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla, beynimizdeki nöron iletişiminin veya kimyasal tepkimelerin ışık hızında gerçekleşmesi mümkün olmadığından, düşünce hızımız ışık hızından yavaştır.
Hayır, ışıktan daha hızlı hareket etmek mümkün değildir. Çünkü ışık hızı, bir nesnenin mümkün olan en yüksek hızıdır ve bu hız Einstein'ın özel görelilik teorisine dayanır. Özel görelilik teorisi, uzay ve zaman arasındaki ilişkiyi açıklar ve ışık hızının en yüksek hız olarak tanımlanmasını sağlar.
Yeni çalışmayla kısmen de olsa ışık hızı geçildi. Bilim insanları, lazer darbeleriyle evrensel hız sınırını aştıklarını açıkladı. Bilim insanları ışık hızını kırarak büyük bir başarı elde etti. Fotonlar saniyede 300 bin kilometre hızla hareket ederek evrende bilinen en hızlı parçacıklardır.
İlgili 42 soru bulundu
Yani ışık hızının yüzde 99,9'u kadarlık bir hız ile 1 saat boyunca hareket edersek dünyadakiler için 22,36 saat (neredeyse 1 gün) geçiyor. Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir.
Evrenin en yavaş varlığı mutlak sıfır(–273.15 °C) sıcaklıklığına yakın sıcaklığa sahip(Örneğin -273.14°C) herhangi bir cisim olabilir.Mutlak sıfır sıcaklığında bir cismin bütün atomları hareketsiz haldedir.
Işığın boşluktaki hızı yaklaşık 300,000 km/s'dir. (Tam olarak 299,792,458 m/s'dir).Tüm elektromanyetik dalgaların boşluktaki hızı da budur.
Zihnimizde yarattığımız zaman durdurulamaz. Zihnimizde yarattığımız zaman her zaman akar, her şeyden bağımsız başka bir değişkendir, parametredir. Bu yüzden bütün cisimler dursa da zaman akar ya da akar durur deriz. Özel ve genel görecelilik teorisinde ki zaman bir çeşit hareket-uzay-madde birimidir.
Öyleyse ışık hızına yaklaşan bir cismin kütlesi artmaz, enerjisi artar ve dolayısıyla da daha fazla hızlanmaya direnci artar. Öyle ki ışık hızına ulaşması için gereken enerji sonsuz olur, yani ışık hızında gitmeye direnci sonsuz olur.
Işıktan hızlı giderseniz kütleniz de artacaktır. Eğer ışık hızına ulaşmayı başarırsanız kütleniz sonsuz olur ve onu taşımaya yarayacak enerjinizde sonsuz olur bu yüzden ışık hızı aşılamaz.
Elektriğin akım hızı, iletkenin niteliği, kalınlığı ve sıcaklığa bağlı olarak değişkenlik gösterse de, ışık hızının yarısı ile üçte ikisi arasındadır. Aktarım hızı, ortamın niteliğine göre saniyede birkaç kilometre veya birkaç metreye dahi düşebilir.
Işık yılı, ışığın, bir Dünya yılında aldığı yoldur. Bir ışık yılı yaklaşık olarak 9 trilyon kilometredir. Bu 9'un yanında 12 sıfır demek!
Kısacası geminiz üstüne 1 trilyon kere trilyon fil oturmuş gibi ezilecektir. Bu nedenle warp motoru çalıştırmak pratikte imkansızdır.
Yıldırım ve şimşeğin hızı ise saniyede 150 bin kilometredir yani normal ışık hızının yaklaşık yarısı kadardır (ışık hızı saniyede 300 bin kilometredir). Bu yüzden önce ışığı görürüz ve daha sonra patlama sesini duyarız.
İnsan gözünün 576 megapiksel görebildiği kısmen doğrudur. Aslında optimum koşullar altında 576 MP görebilir. Ancak gerçek hayatta çevreye gözlerin görme keskinliğine göre durumlar değişiyor. İnsan gözünün ideal durumda yaklaşık 2 milyon farklı rengi tanıyabileceği tahmin ediliyor.
Ayakta durup ileriye doğru bakıyorsak; hiçbir görme kusuru olmayan sağlıklı bir göz 20 kilometre uzağı görebilme gücüne sahip.
Sıklıkla saniyedeki çerçeve sayısı (FPS) olarak ifade edilmekle birlikte, hertz (Hz) cinsinden progresif tarama monitörleri olarak da ifade edilir. İnsan gözü ve onun beyin arayüzü olan insan görsel sistemi, birbirinden bağımsız olarak algılayabildiği saniyede 10 ila 12 görüntüyü işleyebilir.
Kâinattaki her bir organizmanın kollektif işbirliği sonucu evren oluşturmaktadır. Bu yüzden evren canlı bir organizmadır.
Bu senaryoya göre Evren, bir gün bu genişlemesini durduracak ve büyük bir hızla evrendeki maddelerin yarattığı kütleçekim etkisiyle kendi içine çökecek. Yani Evren'deki her şey, yazının başında bahsettiğimiz 13,8 milyar yıl önceki halini alacak ve yeni bir Büyük Patlama tekilliği oluşacak.
Evrenin merkezi yok. Evrenin genişlemesi, her noktadan aynı oranda uzaklaşması nedeniyle, evrenin herhangi bir noktasının merkez olarak seçilmesi mümkün değil. Evrenin tümü bir noktadan ibaretti. Büyük patlama, her yerde birden gerçekleşti.
UZAYA GİTMEK NE KADAR SÜRER? Uzay mekiklerinin en yüksek ulaştıkları hız 58 bin 536 km'dir. Aradaki mesafe ve hıza bölünürse 106 güne yakın bir yolculuk karşımıza çıkmaktadır.
Aya giden Apollo uzay aracı, bu yolculuğunu 3 gün 3 saat 49 dakikada tamamlamıştır. Aya yapılan yolculuklar insanlı olarak yapılabileceği gibi insansız şekilde de yapılmıştır.
Işık hızında seyahat eden bir iğne, Dünya'ya çarptığı andaki kinetik enerjisi nedeniyle felaketlere yol açabilir. Dünya'nın yüzeyinde büyük bir krater oluşabilir ve çevredeki alanlar yıkıcı bir şekilde etkilenebilir. Ayrıca, iğne tam enerjiye dönüşecek ve nagasakiden 2.864 kat daha büyük bir patlamaya neden olacaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri