Edebiyatta sagu örneklerinde en fazla bilinen başka bir deyişle en meşhur sagu örneği Alp Er Tunga'nın vefatı üzerine duyulan büyük acıyı tarif etmek, dile getirmek için yazılan ve okunan "Alp Er Tunga Sagusu"dur. Alp Er Tunga Sagusu, 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından halk ağzından derlenen özel bir eserdir.
ilk dörtlük. Alp Er Tunga öldi mü? Issız ajun kaldı mu? Ödlek öçin aldı mu?
Türk edebiyatında ölüm kavramını çeşitli yönleriyle dile getiren şiirler genellikle sagu, ağıt ve mersiye olarak adlandırılmıştır. Bu şiirlerden bazıları ölüm kavramını çeşitli yönleriyle dile getirirken bazıları ölen kişinin çeşitli yönlerini anlatmak ve ölümünden duyulan üzüntüyü dile getirmek üzere söylenmiştir.
Ağıt yakmanın Türk toplumunda çok eski bir geçmişi vardır. İslamiyet‟ten önceki dönemde ünlü bir kişinin ölümünden sonra yapılan ve yoğ adı verilen dinsel yas törenlerinde “sagu” denen şiirler söylenirdi.
SAGU: *İslamiyet öncesi (Destan Dönemi) Türk edebiyatı nazım türüdür. *Sagular, sözlü edebiyat döneminin ürünlerindendir. *Devlet büyüklerinin veya sevilen kahramanların ölümü üzerine duyulan acıyı dile getirmek için, “yuğ” denilen cenaze törenlerinde söylenen şiirlerdir.
İlgili 30 soru bulundu
Sözlü halk edebiyatının manzum türlerinden biri olan sagu, ağıt demektir. Divan edebiyatında mersiye adını alan sagu, yeni ölen birine ağıt yakmak ve hayattayken yaptıklarını yad etmek için okunur. Edebiyatımızın en kadim türlerinden biri olan saguda kısa ve veciz ifadelere yer verilir.
Sanat yapma amacıyla süslü ve ağdalı bir dille değil, daha içten ve sanat kaygısından uzak bir dille söylenmiştir. Yazılı değil, sözlü edebiyat dönemine ait şiir türleridir. Divan edebiyatındaki karşılığına mersiye, Halk edebiyatındaki karşılığı ise ağıttır. Sagu türünün en önemli örneği, "Alp Er Tunga" sagusudur.
Türk kültüründe de ölüm ile ilgili olarak “mevta”, “cenaze”, “defin” gibi kelimelerin tercih edilmesi, bu yüz- dendir.
Yuğ Törenleri
Ölüm törenlerinde Ağu, Sagu veya Yuğu adı verilen ezgili koşuklar okunur. Bunların hepsi de ölünün arkasından yaşanan yas sürecindeki acıyı dışavurma ile ilgilidir ve benzer anlamlar içerir.
Şehname'ye göre İran - Turan savaşları sırasında Zaloğlu Rüstem ile giriştiği mücadele sırasında pusuya düşürülüp öldürülmüştür.
SÖZLÜ EDEBİYAT(GENEL ÖZELLİKLERİ)
İslamiyet öncesi sözlü dönem ürünleri koşuk, sagu, sav ve destanlardan oluşur.
Koşuklar genellikle şölen ve sığır isimli eğlence törenlerinde söylenirdi. Sagular ise yuğ isimli cenaze törenlerinde söylenmekteydi. Koşuklar çoğunlukla aşk, kahramanlık, güzellik, doğa, hasretlik, savaş ile ilgili söylenirdir. Saguların konusu ise ölüm ve yas ile ilgiliydi.
Edebi / Ağır / Yoğun / Ağdalı / Süslü
Eserin dili, kendi içinde estetik bir değeri olan, sanatsal bir öge olarak görülür. Günlük hayatta fazla kullanılmayan kelimeler, cümle yapıları, ifadeler ve deyimler böyle eserlerde kullanılır. Cümleler çoğu zaman uzun ve karmaşık yapılarda olur.
İslamiyet öncesi Türk edebiyatı
Bu eğlencelerde söylenen çoklukla aşk, doğa ve yiğitlik konularını işleyen ve "kopuz" adı verilen sazla birlikte söylenen şiirlere "koşuk" adı verilir.
“Sagu” ve “Yuğ” terimleri ölü gömme törenlerinde okunan ağıtlar için kullanılmaktadır.
Alp Er Tunga Destanı hakkındaki bilgilerin en önemli kaynağı Divan-ı Lugat-it Türk'tür. Milâttan sonra on birinci yüzyılda Kâşgarlı Mahmut tarafından yazılan bu eserde, Destanın, büyük bir ihtimâlle son kısımlarına ait bir ağıt (sagu) yazılı olarak verilmektedir.
Ölen kişinin yiğitliğini, hayatta iken yaptığı işleri ve değerini anlatan özel şiirler olan sagular aynı zamanda o kişinin ölümü nedeni ile duyulan acıyı da dile getirmektedirler. Bir çeşit ağıt olan sagular, destan niteliği de taşıyan ve geniş doğa tasvirlerini içeren özel edebi eserlerdir.
Cenaze törenleri eski Türklerde önemli bir toplantıdır. Yoğ töreni ölünün defne-dilmesinden sonra düzenlenmektedir. Yoğ töreni, “ölü aşı” olarak da değer-lendirilmektedir.
Kutadgu Bilig'de Alp Er Tunga
Kutadgu Bilig, 11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılmış bir eserdir.
Türk adı bugün kullanılan şekli ile ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları'nda geçmektedir. "Türk" adıyla kurulmuş ve Türk adını resmî devlet adı olarak kullanan ilk devlettir.
Allah geride bıraktıklarına sabırlar versin. Başınız sağ olsun. Yattığı yer cennet olsun. Başınız sağ olsun.
Eski Türklerde anneye “ög”, annesi ölmüş çocuğa da aynı kökten gelen “öksüz” denmektedir. Kız ve erkek çocuklar arasında ayrım yapılmaz, “oğul” evlât anlamında kullanılır.
Eski Türk devletlerinde cenaze törenleri yuğ olarak bilinirdi. Özellikle bir toplantı şeklinde yapılması ile beraber aynı zamanda ağıt olarak ifade edilebilir. Bu bağlamda ölmüş olan kişi bir çadıra konurdu. Daha sonra bu kişi için at ve sığır ile koyun gibi hayvanlar kurban edilirdi.
Şölen, eğlenmek ve bir olayı kutlamak için pek çok kişinin bir araya gelerek yediği yemek. Şölen (şirket) Şölen (oyun), Moira Buffini'nin yazdığı bir tiyatro oyunu. Şölen (Platon), (Symposion), Platon'un eseri.
Koşuklar hece ölçüsü ile söylenmiştir ve genelde hece ölçüsü 7'li, 8'li ya da 11'li kalıplardır. Nazım birimi olarak dörtlük tercih edilmiştir. Koşuk kafiye şeması aaab, cccb, dddb şeklinde olur. Genellikle içerisinde yarım uyak bulunur ve anonim ürünlerdir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri