Eski Türkler'de “töre” daha çok devletin kuruluş düzeni ve işleyişi ile ilgili kuralları ifade etmekte ise de, Türkler aile yaşantısı açısından da bu kavramı kullanmışlardır. Bu manada töre “görenek” demektir. Çalışmamızda “töre” kavramı “Devlet Töresi” anlamında ele alınmıştır.
Töre; bir toplumda yazılı olmayan, gelenekleşmiş kanun ve kurallar. Özellikle halk ağzında hukuk veya mahkeme anlamlarında da kullanılır. Töre sözcüğü Eski Türkçede türetilmek, yaratılmak ve düzenlenmek anlamlarına gelen törü- fiilinden gelir.
Töre, bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü ve bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleridir. Töre, örf-adet, gelenek-görenek tabirleri çoğu zaman birbirlerinin yerine kullanılır.
Töre başta kağan ve üst yöneticiler olmak üzere toplumun her ferdini bağlayan ve herkesin uyması zorunlu olan değerler ve kurallar bütünü olarak bir kutsallığa sahipti. Törenin bazı şart ve kuralları değiştirilemez nitelik taşırken, bazıları zamanla değişime uğramaktaydı. Her başa gelen kağan yeni bir töre ilan ederdi.
Kelimenin anlamı ise bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş geleneklerin, göreneklerin, ortak alışkanlıkların kısaca yazısız kuralların bütünüdür. Türkçedeki türetilmek, yaratılmak ve düzenlenmek anlamlarına gelen törü sözcüğünden ortaya çıkmıştır.
İlgili 44 soru bulundu
Eski Orta Asya Türk devletlerinde hukuk kuralları anlamındaki "töre" üç yolla oluşurdu: Kağanın koyduğu kurallar, kurultaylarca hukuk kurallarının konulması ve toplum içinde kendiliğinden, yavaş yavaş oluşan kurallar (Yosun Hukuku).
Tanım: 1- Soylu, soyluluk 2- Tören, merasim, ihtiram.
Eski Türkler'de “töre” daha çok devletin kuruluş düzeni ve işleyişi ile ilgili kuralları ifade etmekte ise de, Türkler aile yaşantısı açısından da bu kavramı kullanmışlardır. Bu manada töre “görenek” demektir. Çalışmamızda “töre” kavramı “Devlet Töresi” anlamında ele alınmıştır.
Töre: Bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimleri- nin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünü, âdet. Örf: Yasalarla belirlenmeyen, halkın kendiliğinden uyduğu gelenek.
Töre üç kaynaktan oluşur. Bunlar halk, kurultay ve han'dır. Yani bir kısım töre doğrudan doğruya halk içerisinde zuhur eder. Bunlar anane şeklinde nesilden nesle intikal eder.
Merhaba, Töre; bir toplumda insanların uymak zorunda oldukları öteden beri süregelen, benimsenmiş gelenek, görenek ve ahlak kurallarının bütünüdür. Orta Asya Türk Devletleri'nde yazısız hukuk kuralları olarak geçer. Törenin kaynakları; Örf, adet, gelenek, kurultay kararlarıdır.
Yarguda töre hükümlerini uygulamakla görevli olan yargan adlı kişiler yer alırdı. Uygur Yazıtları'nda “Töreyi kişi düzenler, kişi ağırlar (uygular), kişi kalkındırır.” denilmesi, Uygurların töreye verdiği önemi gösterir. Uygurların yerleşik hayata geçmesiyle birlikte buradaki hukuk kültürü de oldukça gelişmiştir.
Toy ya da kengeş, İslamiyet öncesinde Türk devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp ve tartışıldığı aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclistir.
Töre, 1988 tarihli bir Cem Karaca albümüdür.
DÖRT TEMEL OĞUZ TÖRESİ: KÖNİLİK, UZLUK, TÜZLÜK VE KİŞİLİK. Oğuz Törüg Uzgörüsünü yapacak aile şirket beyleri, beş bin yıllık Türk Tarihi boyunca değişmez 4 temel ilke etrafında bir araya gelebilir.
Örf, İslam hukukunda hem akli hem de şeri anlamda güzel olan ve aklı selim tarafından güzel kabul edilen, yadırganmayan şeylerdir. Örf her halükarda hem akli hem de şeri anlamda güzel olan şeyleri tanımladığı için iyi veya kötü olarak ayrılmaz.
Yani hükümdar töre koyabilir, törede değişiklik yapabilir, ülkeyi idare eder, gerektiğinde yargılama da yapabilirdi.
Genellikle eş anlamlı ve birlikte kullanılan örf ve âdet terim olarak, “toplumun geneli tarafından benimsenip süreklilik kazanan, kuşaktan kuşağa aktarılan davranış ve uygulamalar veya dildeki yerleşik kullanımlardır.” Türkçede “an'ane, gelenek, görenek, teâmül ve töre” gibi ifadeler de aynı anlamda kullanılır.
Türklerde siyasi ve sosyal hayatı düzenleyen yazısız olan hukuk kurallarına “Töre” denir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi Töre yazısızdır. Yazısız (sözlü) olan Hukuk kuralları Türklerde ilk kez Uygur devletinde yazılı bir hal almıştır. Türklerin yaşamlarının temelini oluşturan Töre nesillerden nesille aktarılmıştır.
Töre bir toplulukta benimsenmiş, yazılı olmayan, teamül ve adet- lerin temelini oluşturduğu, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, gelenek ve göreneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünüdür. Ya da bir toplumdaki ahlaki davranış biçimleri- dir.
Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı tarafından 2008 yılında hazırlanan bir rapora göre Türkiye'de töre ve namus cinayetleri -başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere- en çok büyükşehirlerde gerçekleşmektedir ve sanıkların büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi kökenlidir.
Tudun, eski Türk bölgesel yöneticilerine verilen unvan. Avar, Göktürk ve kadim Bulgarların kullandığı bu unvan günümüzün valileri ile örneklenebilir. Tudun imparatorluk hükûmetinin temsilcisi, bir yönetici ve bir diplomat olarak her üç işlevi de görebilirdi.
Torun, herhangi bir kimsenin çocuğunun çocuğu. Bir kadın torunlarının büyükannesi, bir erkek ise torunlarının büyükbabasıdır. Türkiye Türkçesinde 1500'lü yıllara kadar "oğlun oğlu" anlamında kullanılan sözcük zamanla kız torunlar için de kullanılmaya başlanmıştır.
sıbt. (Çoğulu: Esbât) Torun.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri