Göstergebilim, anlatısal metinlerin yapısal özelliklerini ortaya koyarak onların nasıl yapılandırıldıklarını inceleyen bir çözümleme yaklaşımdır. Metinleri yapılandıran anlamsal ve söylemsel düzlemleri belirle- yerek anlatının gramerini ortaya çıkarmayı sağlar.
Göstergebilim, her biri birer 'metin' olarak kabul edilen olayların, olguların ve/ya şey'lerin insan ve dünyayla olan ilişkilerini ve bağıntısını inceler. İmgelem yüklü metinlerin taşıdığı gösterge ve başka imgelere ve olgulara yaptığı göndermelerin tarihsel, toplumsal ve metinsel bağıntılarını ele alır.
Göstergeler kuramı tanımlanmasından önce görüşler
Bir başka şeyin yerini tutan, daha doğrusu, kendi dışında bir şey gösteren her çeşit biçim, nesne, olgu vb. gösterge diye adlandırılmaktadır.
Gösterge; kendisinden başka bir şey işaret eden, temsilî olan ve yorumlanabilen her türlü cisim, durum veya olay.
Göstergebilim, dilsel ya da görsel öğe fark etmeksizin işleyişini sürdürür. Bu işleyişte kullandığı nesneleri ve olguları farklı açılardan değerlendirir. Göstergebilime dayalı analiz yapılırken yazılı ve görsel öğeler, kültür, sosyal durum, dil, din ve coğrafya gibi birçok değişkenle birlikte değerlendirilir.
İlgili 38 soru bulundu
Göstergebilim ise, anlam üzerine kurulan bir bilim dalıdır. Bu nedenle de bize anlam veren her şey göstergebilimin alanına girer. Dil, resim, mimari, afiş, sinema, edebiyat, tiyatro, trafik işaretleri, işaret dili, jestler, alfabe, sağır ve kör alfabeleri, mimikler vs. göstergebilim alanına girer.
Göstergebilim, göstergelerle uğraşan bir bilim dalıdır. Kendisinden başka bir şeyin yerini tutan, daha doğrusu, kendi dışında bir şey gösteren her çeşit biçim, nesne, olgu vb. gösterge diye adlandırılır.
Kavram ile işitim imgesini birleştirerek buna gösterge diyen Saussure, bütünü belirtmek için gösterge sözcüğünü, kavram yerine gösterilen sözcüğünü ve işitim im- gesi yerine gösteren sözcüğünü benimsemeyi önermektedir.
Göstergebilim en genel tanımıyla "gösterge" kavramını ele alan, gösterge türlerini ve göstergelerin anlam üretme koşullarını inceleyen bilim dalıdır.
Göstergelerarası çeviri/başkalaşım, sözel göstergelerin sözel olmayan dizgelerin göstergeleriyle yorumlanmasıdır. Yazılı bir eserin işitsel sanatlarda (müzik, şarkı), görsel sanatlarda (resim, heykel, fotoğraf), devimsel dillerde (bale, pantomim) ve çok araçlı dillerde (sinema, opera vb.) yorumlanmasıdır.
Çağdaş anlamdaki genel göstergebilimin birbirinden habersiz iki öncüsü vardır: Bunlardan biri Amerikalı Peirce, öbürüyse Avrupalı Saussure'dur.
Barthes'a göre göstergebilim dilbilimin bir alt dalını oluşturur. Barthes, göstergenin kendisinin o şey olmadığı halde, o şeyi çağrıştırarak iletişim yaratan bir araç olduğunu savunur. Gösteren ve gösterilen göstergeyi oluşturmaktadır.
1960'ların ikinci yarısında ise Roland Barthes geliştirdiği gösterge kuramıyla müstakil bir göstergebilimin kurucusu olarak kabul görmüştür. Bu çalışmadaki amacımız göstergebilimin ilk felsefi metinlerden günümüze gelen dil felsefesi içerisindeki tartışmaların sonucunda nasıl ortaya çıktığını betimlemektir.
Kendisinden başka bir şeyin yerini tutan, daha doğrusu, kendi dışında bir şey gösteren her çeşit biçim, nesne, olgu vb. gösterge diye adlandırılır. Söz gelişi, fotoğrafımız bizim yerimizi tutan bir göstergedir. Göstergeler; sözcükler, imajlar, sesler, jestler veya nesneler biçiminde bulunabilir.
Roland Barthes, bu alanda çeşitli teoriler geliştirmiş ve öne sürdüğü beş farklı anlam sistemiyle göstergebilimsel çözümleme açısından detaylı analiz yapma olanağı sağlamıştır. Göstergebilimde kodlar, anlamın açık olmadığı iletişim ortamlarında anlamın yorumlanmasında tercih edilen sistemlerdir (Berger, 1995).
Göstergebilim bir bilim dalı olarak 19. yy'ın sonlarında Avrupa ve Amerika'da ortaya çıkmıştır. Ancak göstergebilimin inceleme konusu olan gösterge kavramı üzerine yönelim daha eski dönemlere uzanır.
Barthes, göstergebilim analizinde mitler üzerine vurgu yapmaktadır. Mit, insanların gerçeklik arayışının bir sonucu olarak ortaya çıkan açık- lamalar olarak tanımlanmaktadır. Mitler, gerçekliğin birer temsilini ifade etmektedir.
Gottdiener'e (2005) göre toplumsal göstergebilim, temelinde kültürün göstergebilimsel çözümlemesini amaç edinmiş bir çözümleme yaklaşımıdır.
Saussure'e1 göre dil bir göstergeler dizgesidir. Gösterge, gösterilen ve gösteren olmak üzere iki yönlü bir ilişki ihtiva eden dil bilimsel bir terimdir. Dil, bu göstergelerin bir dizge içinde bir arada bulunmasıyla ortaya çıkar.
Dil toplumsal yaşama ait, söz ise psişik yaşama dâhildir. Bu noktada dili sözden ayırmak “toplumsal olguyu bireysel olgudan ayırmak” demektir; çünkü “dil konuşan kişinin bir işlevi değildir, bireyin edilgen biçimde belleğine aktardığı üründür” oysa “söz bireysel bir isten ve anlık edimdir” (Saussure 1998: 44).
BİRİNCİ ÖBEK: • Nitel gösterge: Duyumladığımız bir niteliği ifade eder. Örneğin bir resimdeki kırmızı leke. Tekil gösterge: Tek ve belirtili bir durum ya da varlığa gönderme yapan göstergedir. gösterge: genellemeyi ifade eder.
Gösterge kuralı
Gösterge yapmak için eldeki taşı ortadaki gösterge taşının üzerine çekerek bırakmak gerekir. Gösterge diğer oyunculara bir puan cezası olarak yansıtılır.
İmge göstergebilimi, imgeyi gösterge yapan özellikleri ve imgenin anlamlandırılmasını inceler. Görüntüsel gösterge, göstergebilimsel çözümlemede birinci plandadır. Bu inceleme yöntemi göstergeleri, anlamlandırma biçimi açısından ele alınır.
Biyolojik Gösterge nedir? Biyolojik göstergeler, farklı endüstrilerde sterilizasyon süreçlerini doğrulamak için kullanılır. Steril işlemin öldürücülüğünü belirleyen, yani sterilizasyon işlemine tabi tutulan bir materyalin canlı mikroorganizmalardan tamamen arınmış olup olmadığını belirten göstergelerdir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri