Vedi ası verilen sıvının gelmesi abdesti bozar ancak gusül abdesti almayı gerektirmez. Yani vedi akıntısı görülen kişiler abdest tazelemek zorundadırlar.
Değerli kardeşimiz, Meziden dolayı gusül gerekmez.
Rüyada ihtilam olunca dışarı bir akıntı çıkmamışsa, gusül gerekmez. Gusül için meninin şehvetle dışarı çıkması gerekir. Meni herhangi bir sebeple şehvetsiz çıksa Hanefi'de gusül gerekmez. İdrarda görülen prostat sıvısı olabilir.
"Kadınların, vajina organlarında gördükleri normal ıslaklık, insanların ağız, burunlarından gelen akıntı ve bedenlerinden çıkan ter gibi değerlendirilmelidir."(bk. Reddu'l-Muhtar, 1/166). Bu sebeple, söz konusu ıslaklık, temiz olduğu gibi abdesti de bozmaz.
Cünüp bir kişinin namazını kaçıracak şekilde yıkanmayı geciktirmesi ise haramdır. Elini ağzını yıkamadan yiyip içmesinin ise mekruh olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle zorunlu bir hal olmadıkça ilk fırsatta boy abdestinin alınması gerekmektedir.
İlgili 17 soru bulundu
Şehvetsiz olarak gelen meniden dolayı gusül abdesti almaya gerek yoktur. Ancak, ihtilam olan veya cinsel ilişkide bulunan bir kimse, idrarını yapmadan veya çokça yürümeden veya yatıp uyumadan yıkansa da, sonra kendisinden meninin arta kalan kısmı çıkacak olsa, ikinci kez yıkanması gerekir.
Birinicisi: Mezi, şehvet arzusu gerçekleştiğinde yapışkan bir sıvı akar. Bu sıvı necis olup abdesti bozar. Fakat necaseti hafif olup avreti yıkamak ve elbiseye su püskürtmek yeterlidir.
- Herhangi bir ortamda, bayanlarda oluşan akıntının (meni değil) iç çamaşırları lekeletmesi söz konusu olduğunda, bu çamaşırla namaz kılınabilir mi? Değerli kardeşimiz, Âdet dönemlerinde akıntı geldiğinde, zaten namaz kılınmamaktadır. Hayız ve lohusa halleri dışında kadınların döl yolundan gelen kana, isihaza denir.
Namaz kılabilmek için bu miktardaki pisliklerden temizlenmek farzdır. Bu miktarlardan aşağı olan pislikler, namazın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak yine de bu miktar pisliğin -eğer mümkünse- yok edilmesi sünnettir.
Kişiden gelen sıvı meni ise gusül abdesti alması gerekir; mezi veya vedi ise abdest bozulsa da gusül gerekmez. Kişinin elbisesine bulaşan akıntının (bu pisliğin), kuru veya yaş bir madde olup olmamasına göre, namazın sıhhatine mâni olan miktar değişir.
Bu sebeple kadından çıkan kanın özellikleri âdet kanının özellikleri ile aynı ise, bu takdirde o kan, âdet kanıdır, boy abdestini gerektirir ve bu kan necistir. İstihâze kanı ise, boy abdesti gerektirmeyen bir kandır. Âdet kanı, namazı kılmaya engel olur, istihâze kanı ise, namaz kılmaya engel olmaz.
Erkek ilişkiden sonra ya da uyarılmış iken hızlı hareket eden ya da kasılma sonucu çıkan meni sonrasında beklemez ve hemen gusül alırsa ve namazını kılarsa bu da caizdir. Erkeklerde kasılma ve şehvet hali olmaksızın çıkan akıntı sebebiyle gusül gerekmez.
Ayrıca bu sıvının bulaştığı yerin temizlenmesi gerekir. Mezi sıvısının meni sıvısından ayrılması bu durumdan kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda bu mezi sıvısından dolayı gusül gerekmediğini anlamaktayız.
1- ADET DÖNEMİ (HAYIZ) Her kadının ay başında gördüğü adet kanamasının kesildiği vakit gusül abdesti alınması zorunludur. Bu vakti geciktirmek büyük bir günahtır. 2- NİFAS (LOHUSA) Yine kadınların özel halleriyle ilgili bir durum olan nifas hali yani doğumdan sonraki lohusalıkta gusül gerekir.
CEVAP: Sadece öpüşmek veya okşamakla gusül abdesti gerekmez. Gusül abdestini gerektiren durum ya cinsel ilişki ya da cinsel ilişki olmasa da boşalma meydana gelmesidir.
Parmağın erkek parmağı ile kadın parmağı olması arasında bir fark yoktur. Cinsel doyuma ulaşmadıkça gusül gerekmez. Şöyle ki: Kadının fercine plastik aletin sokulması halinde asla gusül gerekmez. Zira cinsel doyuma ulaşmadıkça bundan dolayı gusül gerekmez, fakat cinsel doyuma ulaşırsa o zaman gusül gerekir.
Spermler rahim ağzına ulaşacak yeterli zaman bulamadıkları için bu durum gebelik elde edilmesi açısından önemlidir. Gebe kalmak isteyen bir kadın ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıp idrar yapmaya ya da yıkanmaya gitmemelidir. İdeal olan kalçalarının altına bir yastık koyarak 20-30 dakika kadar yatmasıdır.
Adet bittikten sonra gelen leke guslü bozar mı diye endişe edenler için şunu belirtmem lazım; gusül abdesti aldıktan sonra gelen adet kanaması veya kahverengi akıntı, abdestin bozulması anlamına geliyor ve adet sürecinin tamamen bittikten sonra gusül abdesti alınması öneriliyor.
Adet günleri hesaplanırken adetin ilk günü her zaman başladığı gün olarak kabul edilir. Hiçbir zaman bittiği günden itibaren hesaplanmaz. Mesela adetin 5. günü demek adetin bittiği günden sonraki 5. gün değildir, anlatılmak istenen ilk başladığı günden itibaren sayılan 5. günüdür.
Aybaşı müddeti on günü geçen kadın temizlenir, namazını kılar ve orucunu tutar. Çünkü istihâze kanının gelmesi ayrıca guslü gerektirmez, namaz kılmaya mâni olmaz. Bu durum özürlü kimsenin durumu gibidir.
Birini el ile tutmak, okşamak veya bakmak neticesinde cinsel doyuma ulaşırsa gusül gerekir. Bu durum, erkek için de kadın için de böyledir. Rü'yada ihtilâm olduğu halde, dışarı meni akmamışsa gusül gerekmez. Kadın ihtilam olur da meninin dışarı çıktığını görmese ihtayatten güsletmesi daha iyidir.
Vedi ası verilen sıvının gelmesi abdesti bozar ancak gusül abdesti almayı gerektirmez. Yani vedi akıntısı görülen kişiler abdest tazelemek zorundadırlar.
Lekelenme Adet Sayılır mı? Lekelenme şeklinde görülen kanamanın miktarı ancak iç çamaşırını kirletecek kadardır. Dolayısıyla bu durum adet kanaması olarak kabul edilmez.
Hayız kanının kesilmesinden veya kuruluktan sonra görülen sarı veya bulanık akıntı hayız sayılmaz. Bu durumda kadın temizlenmiştir, namaz kılabilir, oruç tutabilir ve eşiyle ilişkiye girebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri