Bazı doğum kontrol yöntemleri (hormonlu spiral, implant, iğne), bazı antipsikotik ilaçlar, antidepresanlar ve tiroid ilaçları kadınlarda adet gecikmesine neden olabilmektedir. Hipotiroidi veya hipertiroid gibi problemleri olan kadınların vücudunda hormonal değişiklikler yaşanabilir.
Ancak adet kanamasını erteleyebilmek için beklenen adet gününden en az 4-5 gün önce ilaca başlamak gerekir. Eğer ilaç adet gününe 1-2 gün kala başlanırsa kanamayı geciktirme etkisi elde edilemeyebilir. Ülkemizde Primolut–N, Tarlusal, Lutenyl, Duphaston adıyla satılan ilaçlar bu gruptandır.
Adet gecikmesi için, genellikle basit hormon tedavileri uygulanır. Tedaviler kişinin öyküsü, alışkanlıkları gibi bazı temel faktörler göz önünde bulundurularak planlanır. Kişiye özel durumlarda, farklı tedavi uygulama yöntemleri kullanılır. Genellikle farklı ilaç tipleri tercih edilir.
Kişinin gebe kalması durumunda âdet kanaması kesilir. Anacak gebelik dışında âdet kanamasının 7 gün ve daha uzun süreyle kesilmesi durumu, âdet gecikmesi olarak tanımlanır. Yani kişinin âdet kanamasının 5 gün gecikmesi normal bir durum olarak kabul edilirken, 10 gün gecikmesi bir problemin habercisi olabilir.
“Adet olamıyorum çok sinirliyim, adet olamıyorum hamile de değilim” gibi yakınmaları olan kadınlarda eğer bir önceki adetin ilk gününün üzerinden 35 gün geçmişse bir jinekoloji uzmanına başvurmak gerekir. Yapılacak sağlık kontrolleri sonucunda adet gecikmesine neden olan faktörler belirlenebilir.
İlgili 32 soru bulundu
Piyasada bulunan ve yaygın olarak reçetelendirilen adet söktürücü ilaç isimleri arasında Tarlusal, Cyclo, Duphaston, Naprosyn, Advil Liquigel ve Luteynyl gibi ilaçlar mevcuttur.
Adaçayı, adet döneminin düzenlenmesine yardımcı olurken, kırmızı ahududu yaprağı, rahim kaslarını uyararak adet kanamasının başlamasına yardımcı olur. Ayrıca maydanoz da, östrojen seviyelerini artırarak adet döngüsünü düzenleyebilir. En iyi adet söktürücü çay seçenekleri arasında papatya çayı ilk sırada gelir.
Adet gecikmesi, birçok kadının yaşadığı bir problemdir. Yine de hormonal doğum kontrol yöntemi kullanılmıyorsa adet dönemini doğal yollarla başlatmak mümkündür. Özellikle egzersiz rutinine sahip olmak, stresten uzaklaşmak, meyve, sebze ve kimi bitkiler ile cinsel birliktelik adeti tetiklemeye yardımcı olabilir.
Kansızlık, adet düzensizliğine yol açmaz; ancak kadınlarda gebelik şansını azaltabilmekte ve hamilelik sırasında riskleri artırabilmektedir.
Stres, kullanılan ilaçlar, hormonal hastalıklar, rahim ve yumurtalıkları ilgilendiren hastalıklar (myom, kist gibi...) adet gecikmesine neden olabilir. Öte yandan aşırı egzersiz de önemli bir nedendir. Bu yüzden spor yapan kadınlarda adet düzensizliği çok gözlemlenir. Stres ağır adet gecikmesinin nedenleri arasındadır.
Özellikle D vitamini eksikliğinde adet düzensizliği görülebilir.
Vajinal mantar hastalığı adet gecikmesine neden olmaz.
Düzenli bir adet döngüsüne sahip olan ve asla gecikme yaşamayan kadınlarda ortalama 7 ila 10 günlük gecikme, hamilelik şüphesini akla getirebilir. Ne var ki bu kadar düzenli bir vücuda sahip olan kadın sayısı azdır.
Genel olarak adet gecikmesi belirtileri arasında yorgunluk, ruh hali değişimleri, alt karın ağrısı ve bel ağrısı görülür. En yaygın nedeni hamilelik olarak kabul edilen adet gecikmesinin sebepleri arasında emzirme, menopoz, kullanılan ilaçlar, tiroid ve stres gibi durumlar da yer alır.
İdrar yolu enfeksiyonları, vücudun enfeksiyonla savaşırken stres hormonlarının salınımını arttırarak hormonal dengenin bozulmasına neden olabilir. Bu hormonal değişiklikler, adet döngüsünün normal sürecini etkileyebilir ve adetin gecikmesine yol açabilir.
Adet düzensizliğinin yaygın nedenleri hamilelik gibi hormonal dengesizlikler, enfeksiyonlar, rahim içi ve yumurtlama sorunları, miyo ve polikistik over sendromu gibi hastalıklar, travma, stres ve ilaç kullanımıdır. Normalden çok daha ağır ya da hafif bir şekilde adet kanaması görülebilir.
Yetersiz B12 vitamini de anemiye, yani kansızlığa neden olabilir. Aneminin en yaygın belirtileri arasında yorgunluk, nefes darlığı ve düzensiz kalp atışı bulunmaktadır. Anemi durumuna sahip bireyler dil ya da ağız ağrısı, beklenmedik kilo kaybı, soluk veya sararmış cilt, ishal ile adet sorunları ile karşılaşabilirler.
Bunlar hem fiziksel hem ruhsaldır. Sinirlilik hali, gerginlik, duygusallık, ani değişebilen duygu durumu, tatlı yeme isteği, kasıklarda ağrı, baş ağrısı, karında şişkinlik, ishal, ciltte sivilcelenme, memelerde hassasiyet hissi, yorgunluk veya halsizlik en önemli belirtilerdendir.
Adet söktürücü haplardan en bilineni Tarlusal'dir.
Adet döngüsünde yaşanan gecikme 7 günü aştığı zaman, bu durum hekim desteğine başvurulması gereken gecikme olarak tanımlanabilir. Normal kabul edilebilen adet gecikmesi süresi en fazla 7 gündür.
Adet döngüsü her kadında farklılık gösterir, ancak tipik olarak 28-32 gün arasında değişir. Korunmasız cinsel ilişkiden sonra adet gecikmesi yaşayan bir kadının normalde adetinin geciktiği süreye kadar beklemesi önerilir. Eğer adetin gecikmesi 7 günü aşarsa, bir hamilelik testi yapmak önerilir.
Adet gününüzden yaklaşık 3-4 gün önce maydanozu kaynatıp suyunu süzün. Maydanoz suyunu 30 dakika soğumaya bırakın. Günde birkaç bardak bu maydanoz suyunu içerek adetinizin hızlıca söktürülmesini sağlayabilirsiniz. Alıç: Rahim kaslarını uyarır ve böylece adetin tam olarak istenen ve beklenen zamanda gelmesini sağlar.
Adet düzensizliği ve tüylenme şikayetlerine, FSH hormonu yüksekliğine ve östrojen hormonun yükselmesine karşı Prof Saraçoğlu, yardımcı ve destekleyici olarak Testere Dişli Aslan Pençesi önermektedir.
Esneme, ısınma, germe hareketleri, pilates gibi egzersizler anında adet söktürücü etki gösterebilir. Ağırlık hareketleri uygulamak ideal aralıklarda sağlanırsa etkili olabilir. Bu tür egzersizler 1 günde adet söktürücü etki gösterebilir.
Çünkü bazı besinlerin adetin sökülmesinde rolü olabilir. Bilimsel kanıtları yetersiz olsa da beslenmenizde bazı adet söktürücü yiyeceklere yer verebilirsiniz. Maydanoz adet söktürücü bitkiler arasındadır. Maydanozun yapısında ciddi miktarda C vitamini vardır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri