Genellikle, yöneticiye fiziksel erişimin büyük etkiye sahip olabileceği bir kraliyet sarayının hizmetkarlarını daha az tehdit edici kılmak için hadım edilmiş hizmetkarlar, hadım veya köleler olurdu.
İlk zamanlarda Beyaz ırktan seçilen hadım ağaları daha sonra siyah ırktan seçilmişlerdir. Haremde hizmet görecek ağalar için pek çok şekilde hadım şekli vardı fakat en çok tercih edileni Muhteşem Yüzyıl dizisinde gösterildiği gibi orak biçimli bir bıçakla testislerin ve penisin tamamen kesilmesiydi.
İğdiş, at, eşek gibi yük hayvanlarının cerrahi bir operasyonla erkeklik bezlerinin alınması demektir. Genel anestezi altında gerçekleştirilen bu operasyon ile hayvanlar kısırlaştırılır. Kelime mecazen, kısır döngü anlamında da kullanılır.
Penisin kökündeki kanala gümüş bir iğne yahut metal bir çubuk sokulur ve idrar akışı geçici bir süre için durdurulurdu. Yara, iltihabı ve kanı emmesi için soğuk su içine yatırılmış kâğıtlarla kapatılır ve üzeri sarılırdı. Sargı tamamlanınca, hadım hemen yürütülür ve daha sonra yatırılırdı.
Antik çağda Yunanlılar ticari gayelerle köleleri hadım etmişlerdir. Keza Orta Doğu ve Doğu kültürlerinde, harem bekçilerinin kendi zevkleri ve isteklerine göre hareket etmelerini önlemek adına, hadım edildikleri bilinen bir vakadır.
İlgili 19 soru bulundu
Harem Ağası-Hadım Ağası veya Kızlar Ağası diye anılan bu görevliler I.Mehmed devrinden itibaren Osmanlı'da görülmektedirler. Genellikle Afrika ve çevresinden, bazen de Avrupa'dan hadım edilmiş vaziyette saraya getirilirlerdi.
Osmanlı haremine alınan hadım erkek hizmetçiler (tavaşiler) iki gruba ayrılmaktaydı: Birincisi; Ak Hadımlardır. İslâm hukukunda erkeklerin hadım edilmesi yasaklandığından dolayı, Osmanlı Devleti'nin genişleme yıllarında, İstanbul'a çok sayıda Macarlar'dan, Almanlar'dan ve Slavlar'dan esir getiriliyordu.
İslam bilginleri de elde ettikleri deliller ışığında “hür ya da köle, Müslüman veya gayr-i Müslim, kim olursa olsun bir erkeğin kendi rızasıyla veyahut cebren hadım edilmesinin haram olduğu” sonucuna varmışlar ve bu hususta ittifak etmişlerdir. Anahtar Kelimeler: İslam, Kur'an, Sünnet, Kölelik, Hadım Etmek, Haram.
Padişahla sadrazam arasında ve padişahla Valide Sultan arasındaki haberleşmeyi sağlardı. Hareme yeni cariyelerin alınması, haremdeki nikâh, sünnet düğünü ve doğum törenlerinin düzenlenmesi hep kızlar ağasının sorumluluğu altındaydı. Önceleri kızlar ağasının konumu beyaz ırktan bir köle olan Kapı ağasından daha düşüktü.
Sümbül Ağa aşık olduğu hatunun casus olduğu ortaya çıkınca kendi elleriyle zehirler. İşte bundan sonra Sümbül Ağa kaybolan çocukluğunu ve nasıl hadım edildiğini Hürrem Sultan'a anlatır. Keşişler tarafından çocukken kaçırılan Sümbül Ağa, köle tacirleri tarafından hadım edilerek Osmanlı'ya satılmış.
İnsanlar gibi tüm hayvanların da üreme ve çoğalma hakları vardır. Hayvanların yeme içme ihtiyaçlarının teminini engellemek uygun olmadığı gibi üreme özelliklerini ortadan kaldırmak da uygun değildir. Gerekli ve meşrû bir sebep bulunmadıkça hayvanların kısırlaştırılması da câiz değildir.
iğdiş - Nişanyan Sözlük. Eski Türkçe igdiş veya igdiç “hane halkından olup kandaş olmayan kişi, besleme, halayık, köle” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe igid- “beslemek, yetiştirmek” fiilinden Eski Türkçe +Iş ekiyle türetilmiştir.
Dolayısıyla fantezi dünyasında babasını öldüren veya babasından daha güçlü olan çocuk suç işlediğini ve cezalandırılacağını düşünür. Bu cezalandırılacağı düşüncesi o kadar güçlüdür ki çocukta çok büyük bir kaygı yaratır. Bu kaygıya “kastrasyon anksiyetesi” (iğdiş edilme korkusu) adı verilir.
Osmanlı Devlet adamları, padişahlardan paşalara kadar, kendileri, insanları aslâ hadım etmemişlerdir. Ancak, hadım olarak Afrika'dan getirilen köleleri, evlerinde ve bu arada Harem'de istihdâm etmek üzere satın almışlar ve hizmetçi olarak kullanmışlardır. Bu da haram olmamakla beraber mekruh kabul edilmiştir.
Osmanlı sarayında çeşitli konumlarda görev alan hadımlar ak hadımlar ve siyah hadımlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Ak Hadımlar: Osmanlılar genişleme zamanında ak hadımları daha çok esirlerden sağlıyorlardı.
Diplomattır, üçlü beşli oynar. Kanuni ölünce Hürrem'in oğlu 2. Selim tahta çıkar. 8 yıl sonra hamamda düşer ölür. Sonra, Murat III, Mehmed III, Ahmed I, Mustafa I, Osman II, Murat IV dönemlerinde Sümbül, hep Kızlar Ağasıdır.
Harem (Osmanlıca: حرم همايون; Harem-i Hümâyun), II. Mehmed döneminde kurumsallaşan ve Osmanlı padişahının annesi, kız kardeşi, cariyeleri ve bunların hizmetkârlarının yaşadığı saray alanı. Osmanlı hareminde ortalama olarak 400 kadın bulunduğu, bu sayının 1600'e kadar çıkabildiği ifade edilmektedir.
Belirli bir hizmeti yerine getiren cariyelere aynı zamanda gündelik olarak para da verilirdi. Kalfa ise, saraylarda ve konaklarda hizmet eden cariyelere denirdi. Kalfa olan cariyeler güzellikleri ya da iş yapma yeteneklerine göre Kadın Efendi, Valide Sultan, Şehzade ve İkbal dairelerine hizmetçi olurlardı.
Bunlar genellikle özel şahısların çobanlığını yapar; ev, tarla, bahçe işleriyle uğraşırlardı. Kadın köle durumundaki cariyeler ise; köşklerde, konaklarda ve zengin ailelerin evlerinde hizmetçi olarak görev yapıyorlar, temizlik ve yemek gibi ev işlerini yürütüyorlardı.
Hadım etmede bu fiile maruz kalan kişi, bir daha cinsel ilişkiye girememektedir.
Hadım edilen erkeğin testosteron hormonları azalır, cinsel isteği sıfıra kadar iner ve libidosu ortadan kalkar. Osmanlı tarihinde de yeri olan hadım, günümüzde kimyasal hadım operasyonuyla yapılıyor. Kimyasal hadımda diğer hadım şekillerinde olduğu gibi penis ve testisler kesilmiyor.
BU, insanoğlunun binlerce sene boyunca uygulamaktan çekinmediği kanlı ve ıstırab dolu bir ameliyatın hikâyesidir. Hadım etme operasyonu, eski devirlerde üç şekilde yapılırdı: Ya penis ve testisler tamamen kesilir, ya sadece yumurtalıklar alınarak sperm üretimine son verilir yahut yumurtalıklar kesilmez ama ezilirdi.
Yuri veya erkek yönelimli haremler erkek haremi veya seraglios olarak, yaoi veya kadın yönelimli haremler kadın haremi veya gyaku hāremu olarak adlandırılır.
Harem'deki dairelerin her birinin statülerine göre değişen sayıda cariye kadrosu vardı. Özellikle Sultan Abdülmecid ve Abdülaziz dönemlerinde, saraydaki tüm cariyelerin sayısının 500 ile 600 arasında değiştiği tespit edilmiştir.
Bîrun, Osmanlı saray teşkilatında "dış saray" olarak adlandırılan ve önemli saray çalışanlarının bulunduğu yönetici bölümüdür. Bîrun bölümündeki görevliler arasında yeniçeriler, doktorlar, terziler, bekçiler mevcuttu.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri