Benim anlayışıma göre, yaşam tarzı değişikliği, beni bugünkü durumumdan daha iyi bir duruma getirecek, bütün alışkanlıkları kapsıyor. Bu sadece moda diyetleri uygulamak, beslenme desteği yutmak, bir şeyleri görünüşte iyi yapan insanların yanında olmak ya da sosyal medyadan takip etmek gibi bir şey değil.
Yaşam tarzı terimi, bireylerin değerleri, nerede yaşadıkları, ne yaptıkları, ne yedikleri gibi günlük yaşantılarının hemen hemen her yönünü kapsayan geniş bir içeriğe sahiptir (Wilkie, 1994: 344).
İlgili 23 soru bulundu
İnsan gerçekten kendisini değiştirebilir mi yoksa değişim tamamen imkansız mıdır? Değişmek zor bir süreçtir fakat imkansız değildir. Değişimi etkileyen bir çok faktörden söz edilebilir. Bunlar arasında, kişilik yapısı, aile yapısı, çevre, olumlu ya da olumsuz yaşam olayları, biyolojik faktörler vs. sayılabilir.
Birçok insan, “Değişebilirsin” gibi olumlu bir söylem ile karşılaştığında, bu sözlerin gerçekliğine inanmakta güçlük çeker. Ancak, insanlar gerçekte değişebilirler. İnsanlar yaşamları boyunca birçok farklı deneyim yaşarlar ve bu deneyimler insanların kişiliğini, tutumunu ve davranışlarını etkileyebilir.
Bir insanın olumlu yönde değişimini etkileyen iki temel faktör olduğuna inanıyorum. Bunlardan ilki, kişinin kendi karakterinden kaynaklanan iç sebepler, diğeri de dışarıdan gelen bir motivasyon sonucu gerçekleşen dış sebepler. Kişinin kendisinden kaynaklanan değişimi genellikle zamana yayılan, birikimli bir süreçtir.
Duygulardaki her iniş çıkış bir sorun değildir. Duyguların dalgalanmasının normal olduğunun ve içinde bulunulan şartların sürekli değişkenlik gösterebileceğinin altını çizen Dr. Cem Hızlan “Buna bağlı olarak duygularımız da sürekli iniş çıkış halindedir.
Değişmeyen insanın düşünceleri tekrar eder, eylemleri tekrar eder, duyguları ve tepkileri tekrar eder. Çevresindeki insanlar aynıdır, arkadaşları aynıdır, dinlediği müzik, sevdiği yemekler, aynıdır. Değişmeyen insan gün geçtikçe kendine, eylemlerine, duygularına, düşünce şekline yabancılaşır.
Kişilik hayat boyu değişir ve yaşanan deneyimlere bağlıdır. Bu evrim, biz farkında olmadan gerçekleşir. Terapi yöntemleri bazı olumsuz özellikleri zayıflatabilir, olumlu özellikleri ise güçlendirebilir.
Kişiliğin Gelişiminde Önemli Faktörler
Kişiliğin oluşumunda kalıtımsal ve çevresel faktörler oldukça etkili olmaktadır. Bunlar; genetik, aile hayatı, ailenin yaşadığı coğrafi konum ve çevresel özellikler, içinde bulunulan toplum, bireyin toplumu algısı, kişilik gelişimi üzerinde rol oynamaktadır (Tatlılıoğlu, 2014).
Bu süreç, bireyin yaşadığı deneyimler, etkileşimler ve içinde bulunduğu sosyal çevreyle şekillenir. Araştırmalar, bireylerin kişilik özelliklerinin çoğunlukla yetişkinlik dönemine kadar değişebildiğini göstermektedir. Bireyin yaşam deneyimleri ve etkileşimler, kişilik özelliklerinin değişmesinde önemli bir rol oynar.
Madde 28- Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.
“Bazı insanlar değişmez, farkına varır. Ve artık eskisi gibi olamazlar.” T.S. Eliot | Instagram.
pisienginar on Instagram: "“İnsanlar değişmez, farkına varır. Ve artık eskisi gibi olmaz..” 🎬Detachment"
Hisler, onları hissettiğimiz ana özeldir. Hislerimiz sürekli değişir, bazen çok sevdiğimiz insanlardan bile çok uzakta hisler hissedebiliriz. Hatta muhtemelen hissedilen bu dengesiz hisler herkes tarafından bilinseydi, kimse birbirine tahammül edemezdi.
Birey kabul görmeyeceği yada yargılanacağı kaygısı ile bazen duygularını dışa vurmak yerine kontrolcü davranarak duygularını bastırır, ifade etmek istemez yada hissettiklerinden farklı olarak sekil değiştirerek ortaya koyar. Duyguları bastırmanın içsel yada çevresel faktörleri olabilir.
Çevresel faktörler: Sevilen birinin ölümü gibi stresli yaşam değişiklikleri, kronik stres, travmatik olaylar, çocukluk çağı istismarı gibi durumlar, özelliklede depresyon olmak üzere, bir duygudurum bozukluğunun gelişmesi için başlıca risk faktörleridir.
Bipoların en belirgin özelliği kişinin ruh halinin uçlarda olmasıdır. Bipolar bozukluk en yüksek seviyedeyken kişi hiperaktif bir ruh haline bürünür ve kendini çok mutlu hisseder. Fakat depresyon haline büründüğünde ise dış dünyaya kendini kapatabilir ve hatta intihar eğilimi gösterebilir.
Duygudurum bozukluğu, kişinin duygusal durumunu etkileyen bir akıl sağlığı sorunudur. Bir kişinin uzun süreli aşırı coşkunluk (mani), aşırı üzgünlük (depresyon) veya her ikisini birden (bipolar; yani iki uçlu) deneyimlediği bir bozukluktur. Olaylara bağlı olarak kişinin ruh hâlinin değişmesi normaldir.
Bipolar, taban tabana zıt olan "mani" ve "depresif" duygudurumuna sahip kişilerde iki uçlu bozukluğu tanımlamaktadır. İki ayrı hastalık dönemlerinde görülen mani, coşkulu, taşkın ve enerjik bir ruh halini ifade ederken, depresif ise üzgün olan, intihara kadar uzanabilecek depresyona işaret etmektedir.
Aleksitimi, duygularını fark edemeyen, tanımlayamayan ve söze dökmekte zorlanan kişilerin durumuna verilen bir isim. Aleksitimi erkeklerde, kadınlardan daha fazla görülüyor. Duyguların oldukça önemli olduğu toplumsal yaşantıda aleksitimikler yabancı, hatta başka bir dünyadan gelmiş izlenimi verirler.
Bastırılmış öfke en sıklıkla boğazda, göğüste ve karında depolanır. Öfkeyi oralardan çıkarıp uzaklaştırmada yüksek sesle haykırmak yararlıdır. Bunu, etrafı rahatsız etmeden, açık havada, arabanızda veya konserlere giderek yapabilirsiniz. Yüzünüzü yastığınıza gömerek haykırabilirsiniz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri