Konuştuğumuzda hem kendi sesimizi hem de havada oluşan yansımasını duyarız. Ses tellerinden çıkan titreşimler üç küçük kemikçiği yok sayarak direkt iç kulağa ulaşır. Sesimizi normalden daha düşük tonla duymamız da bundan dolayıdır.
İnsan beyni belirli işlevlere sahip birkaç bölümden oluşur ve konuşmamızı sağlayan bölüme de Broca Alanı deniyor. Araştırmalarda yüksek sesle konuşurken aktif olan bu alan içimizden konuştuğumuz zaman da aktif oluyor hatta yüksek sesle konuşurken kullandığımız gırtlağımız da içimizden konuştuğumuzda aktif oluyor.
Geleneksel açıklamalara göre içimizdeki ses, vicdanımızın sesidir. Hatta bazen filmlerde insanın iç sesi ile girdiği diyaloglar, melekler ve şeytanlarla tasvir edilir. Kuşkusuz bu yorumların da gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Psikolojide içimizden yükselen bu sese “iç ses” ya da “iç monolog” denir.
Konuştuğumuzda oluşan ses dalgaları diğer dış kaynaklı sesler gibi havada yayılırken kulağımıza ulaşır ve kokleadaki tüy hücreleri tarafından algılanır. Ancak ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde bu titreşimler boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir.
Herkesin, sizinki gibi bir iç sesi olduğunu düşünüyor olabilirsiniz ancak Nevada Üniversitesi'nden bir psikoloji profesörünün yaptığı araştırma, aslında herkesin bir iç sesi olmadığını gösteriyor.
İlgili 25 soru bulundu
İc sesimizden günah yazılmaz. İyi Ödevler.
Kişiler uykuya dalarken, veya uyanırken herhangi bir iç ses duyması tamamen normal kabul edilir. Kafanın içinde uğultu ve çınlama gibi sesler duyabiliriz, bunlar kulak, burun, boğaz veya nörolojik rahatsızlıklar içerir.
İşitme ve duyma işlemini kulaklarımızla yaparız. Ancak her sesi duyamayız. Çünkü bir sesin işitilebilmesini sağlayan özellik o sesin şiddetidir. Yani sesin şiddeti kaynağından çıkan yüksekliği ya da düşüklüğüne bağlı olarak değişir.
Ses, kaynaklarından çıktığı zaman havada yayılıp kulağa kadar gelerek kulak zarını titreştirir. Kulak zarında oluşan titreşimler kulağın iç bölümüne iletilir. Bu titreşimler belli bir ileti taşır. Bu iletiler ise beyne ulaştığında ses duyulmuş olur.
Erkeklerde; tenor, bariton, bas. Kadınlarda; soprano, mezzo-soprano ve altodur.
İç ses sizi olumlu olduğu gibi olumsuz da etkileyebilir!
Kısaca iç sesini kaybetmesi sonucunda, biyografik anıları hatırlayamadığını, iç farkındalığıyla ilgili problemlerin oluştuğunu ve öz bilinçle ilgili duygularının kaybolduğunu belirtiyor.
Ses tellerinden çıkan titreşimler üç küçük kemikçiği yok sayarak direkt iç kulağa ulaşır. Sesimizi normalden daha düşük tonla duymamız da bundan dolayıdır. Kendi sesimi nasıl dinlerim? Ses havada kırıldığı için sen direkt iç kulaktan beyne iletilen sesi duyarsın yani kimsenin aslında duymadığı bir ses.
Halk arası açıklamalara göre içimizdeki ses, vicdanımızın sesidir. Psikolojide buna "iç ses" ya da "iç monolog" diyoruz. Gün içinde defalarca iç sesimizi duyarız.
Ses kayıt cihazları sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için, sesin vücut içinde iletilen bileşeni duyulamıyor. Bu yüzden kayıt cihazından dinlenilen ses, sahibine farklı geliyor.
Yaşadığınız olumsuz olayın içinde zaten üzgün ve kırılganken sessizce bekleyen avcı gibi bu iç ses gelir ve saldırmaya başlar. Hali hazırda hissettiğiniz üzüntüyü, acıyı, hakaretleri ve söyledikleriyle daha da derinleştirir. Kendinizle ilgili olumsuz inançlar geliştirmenize, negatif kognisyonlara yol açar.
"Sesin ortaya çıkışında sadece ses telleri görev almamaktadır. Ham ses, ses telleri tarafından ortaya çıkar. Ancak ses rengi; dil, damak, dişler, dudaklar ile şekillendirilmektedir. Bu yapılar değiştirilemediği için sesi herhangi birinin sesine benzetmek teknik olarak şuan için mümkün değildir.
Ses bir enerji türüdür. Ses titreşimle oluşur, titreşimi enerjiye dönüştürür. Sesin kuvvetine gürlük denir ve "Desibel (dB)" ile ölçülür.
Titreşen cisimlerin başlatmış olduğu titreşim dizisine ses denmektedir. Ses oluşabilmesi için mutlaka titreşim hareketi olmalıdır. Titreşim oluşturan sesin kaynakları mevcut havayı titreştirir ve titreşen hava dağılarak kulağımıza ulaşır ve etki oluşturur. Bu oluşan etki sonucu ses işitilmiş olur.
Ve bu da 'Herz ' birimi ile ifade edilir. Sesin şiddeti ile frekansı arasında bir bağlantı yoktur. İnsan kulağı 20 ile 20.000 Herz arasındaki sesleri algılayabilir. 20.000′in üstü ultrasonik sesler olup bu sesleri insan kulağı algılayamaz.
İnsan kulağı 20-20.000 Hz arasındaki sesleri duyar. Bu sınırın altındaki seslere infrasonik, üstündeki seslere de ultrasonik sesler denir. Konuşma sesi aralığı da 500-2000 hz arasında değişir. Uluslararası standartlara göre, işitme sistemine zarar veren gürültü düzeyi 100-10.000 Mhz ve 85 dB düzeyidir.
Ergenlik döneminde, erkek çocuklarda perde yaklaşık bir oktav düşer. Kızlarda temel frekanstaki düşüş daha az olmakla birlikte, ergenlik döneminde erişkin düzeyine iner. Ergenlikte ses değişimi ortalama 3-6 ayda tamamlanırken en fazla 1 yıl sürer. Kızlarda ses değişimi 15 yaşında, erkeklerde 14-15 yaşında tamamlanır.
Açıklama: 1.) Arkanızda konuşan birinin sesini duyabiliyor musunuz ? Neden ? ➤ Evet duyabiliriz, çünkü ses kapalı olmayan her alanda yayılır, bu yüzden sesi duyabiliriz.
Peki, monolog ve içsel konuşma farkı nedir, bundan da bahsedelim: İçsel konuşma zihinde sessizce gerçekleşirken monolog yüksek sesle yapılan uzun konuşmalara denir. Ama bazı kaynaklarda içsel konuşma, iç monolog olarak da geçer. İçsel konuşma; bilinçli düşüncelerle bilinçsiz inanç ve ön yargıları birleştirir.
Elbette gerçek bir ses yok, gerçek bir konuşma da yok. Ancak zihninizde bu cümlenin canlanma biçimi, sanki gerçek bir ses size bir şey söylüyormuş gibi mi algılanıyor? İşte buna iç monolog (veya iç ses) adı veriliyor.
Şarkı söylemek hem iç sesinizi unutturabilir hem de sizi rahatlatabilir. Meditasyon, yoga yapmak sizi olumsuz düşüncelerden arındırır ve iç sesinizi susturabilir. Olumlu sözcükler kullanmak hem düşüncelerinizi hem de bakış açınızı olumluya dönüştürür ve iç sesten sizi kurtarabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri