Gözlerimizi kullanarak etrafımızdaki varlıkları değişik renklerde ve boyutlarda görürüz. Ancak bunları görebilmemiz için ışığa ihtiyacımız olur. Bunun için farklı ışık kaynaklarını kullanırız. Işık olmadığı zaman varlıklar aydınlanmadığı için gözümüze ışık gelmez ve göremeyiz.
Eğer cisim, üzerine düşen ışığı tümüyle soğurursa bu cisimden gözümüze ışık yansımayacaktır. Gözlerimize bir cisimden ışık gelmediğinde bu cismin rengi beynimiz tarafından siyah olarak algılanır. Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir.
Görme duyu organımız olan gözün, görevini yerine getirebilmesi için ışığa ihtiyaç vardır. Karanlık ortamlarda görme olayı gerçekleşmez. Görme olayının gerçekleşmesi için ortamdaki ışığın çevremizdeki nesnelerden yansıyıp gözümüze ulaşması gerekmektedir.
Renk, çeşitli dalga boyları ve titreşimlerdeki ışığın maddelere çarpıp yansıyarak gözün retinasına ulaşması ile beyinde uyandırdığı etki sonucu oluşan algıdır. Fiziksel bir oluşumdur ve ışıkla birlikte var olur. Işığın ayrılmaz bir parçasıdır ve ışık yoksa renk de var olamaz.
Birçok kişi de siyahı bir renk olarak kabul eder çünkü kağıt üzerinde siyahı oluşturmak için diğer pigmentleri birleştirirsiniz. Ancak teknik açıdan, siyah ve beyaz renk değil, gölgedir. Renkleri artırırlar. "Ama yine de renkler gibi işlev gösterirler.
İlgili 15 soru bulundu
Her renk gibi siyahın da birden çok tonu var ve her ton elbette ayrı bir anlam ifade eder. Örneğin parlak siyah cesareti ve yüksek kaliteyi ifade ederek kullanan kişi veya kurumu diğerleri arasında öne çıkarır.
Beyaz veya ak, görülebilir dalga boylarındaki tüm renkleri kapsayan renk. Ak ışık, kızıl, yeşil ve mavi ışıkların karıştırılması ile oluşturulabilir. Eskiden, akın ışığın doğal rengi olduğu kabul edilirdi ancak Newton, tam tersine beyazın tüm renklerin birleşimi olduğunu kanıtladı.
Karanlıkta, iris daha geniş açılır ve gözbebeğini (pupil) büyütür. Bu genişleme göze daha fazla ışık girmesini sağlar, böylece retinaya daha fazla ışık ulaşır. Gözün arkasındaki ışığa duyarlı doku olan retina, iki tür fotoreseptör hücreyle kaplıdır: çubuk (rod) hücreleri ve koni hücreleri.
Dünyamızın en büyük ışık kaynağı güneştir. Gündüzleri güneş sayesinde etrafımız aydınlanır ve her yeri görme şansı elde ederiz. Ancak hem gündüz hem de gece görebilmemiz için ışık kaynakları ikiye ayrılır.
Işık olmadığı zaman varlıklar aydınlanmadığı için gözümüze ışık gelmez ve göremeyiz. Gündüzleri güneş yardımıyla çevremizdeki bütün nesneleri görebiliriz. Çünkü güneş dünyamızı aydınlatır ve gündüzleri her yere ışık yayar.
Tamamen karanlık bir ortamda etrafımızı göremeyiz. Fakat böyle bir ortamda bile neredeyse her zaman çok az da olsa ışık vardır. Sadece loş bir yıldız ışığı bile gözün etraftaki nesneleri algılaması için yeterlidir.
Etrafımızda birçok farklı renk görürüz. Bu renkler sayesinde maddeleri, yani kullandığımız eşyaları görürüz ve onları değerlendiririz. Maddenin renkli görünmesi ise ışığı yansıtmalarından dolayı gerçekleşir. Eğer ortamda ışık yoksa maddeler ışığı yansıtamaz ve böylece çevremizde şahit olduğumuz cisimleri göremeyiz.
Nesneler, insan beyni tarafından renk olarak algılanan ışık dalga boyları yansıtır. İnsanlar için gönülür spektrum, morötesi ışık ile kırmızı ışık arasındadır. Bilim adamları insanoğlunun 10 milyon kadar rengi ayırt edebildiğini tahmin etmektedir.
Gündüz her şeyi daha net ve açık görürüz. Uzakta olanların ise sadece hareket ve renklerini görürüz. Ayrıntıları göremeyiz. Gece ise ortamda ışık yoksa renkleri gri ve tonları olarak, zifiri karanlıkta ise renkleri siyah olarak algılarız.
Sarı: En parlak renk. Dikkat çekmek için çığlık atar; bu yüzden uyarı ışıklarında sarı tercih edilir. Ayrıca dikkat çekiciliğinden dolayı dünyada taksiler sarıdır.
Yaz günleri, güneşli sıcak günlerde genellikle beyaz veya açık renkli giysiler giyeriz. Beyaz renk güneş ışığı içinde bulunan bütün ışınları yansıtır yani bütün renklerin birleşimidir. Siyah renk ise tam aksine bütün ışınları emer.
Renk körü hastaları iki farklı grupta incelenir. İlk grupta yer alan kısmi renk körleri için mavi, kırmızı ve yeşil renkler ayırt edilemezdir. İkinci grup olan tam renk körleri ise etraflarındaki renkleri siyah, beyaz veya gri renk tonlarında görür.
İnsan gözü teorik olarak 10 milyon farklı renk görme kapasitesine sahiptir.
Bu renkler: macenta, kırmızı, sarı, yeşil, • siyan mavisi, koyu mavidir. Fizikçi Isaak Newton 1676'da, prizma yardımı ile güneş ışığının kırılmasını sağlamış ve 7 renk grubunu keşfetmiştir. aslında renksizliktir, nötr renklerdir. *Boyaların hepsi karıştırıldığında kahverengi elde edilir.
Koni hücreleri renk algılama görevini üstlenmiştir. Farklı çeşitleri vardır, bu çeşitlerin her biri farklı dalga boylarına tepki verir: Mavi ışığa yönelik koni hücreleri (S koni hücreleri, S kısa (short) demektir; bunlar daha kısa dalga boylarına tepki verir)
Bunlar arasında siyah renk ısıyı en çok tutan beyaz renk de ışığı en çok yansıtan renkler olarak biliniyor.
O hâlde, her cisim yansıttığı ışığın renginde görünür. Beyaz cisimler, tüm renkleri yansıttıkları için hangi renk ışık ile aydınlatılıyorsa o renkte görünür Page 19 • Siyah cisimler, üzerine gelen tüm renkleri soğurduğu ve renklerin hiçbirini yansıtmadığı için siyah görünür.
Galibarda veya Fuşya rengi kırmızı ve mavi ışığın eşit oranlarda karıştırılması ile elde edilir. Bu renk daha çok İngilizce isminin okunuşu olan "macenta" adıyla anılır.
Çemberde de göreceğiniz gibi kırmızı ve yeşil birbirinin zıddı olan renklerdir. Aynı şekilde sarı ve mor renkler de zıt renkler olarak ifade edilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri