Işık olmadığı zaman varlıklar aydınlanmadığı için gözümüze ışık gelmez ve göremeyiz. Gündüzleri güneş yardımıyla çevremizdeki bütün nesneleri görebiliriz. Çünkü güneş dünyamızı aydınlatır ve gündüzleri her yere ışık yayar.
Karanlıkta, iris daha geniş açılır ve gözbebeğini (pupil) büyütür. Bu genişleme göze daha fazla ışık girmesini sağlar, böylece retinaya daha fazla ışık ulaşır. 2. Erişim tarihi: Ekim 2021. Gözün arkasındaki ışığa duyarlı doku olan retina, iki tür fotoreseptör hücreyle kaplıdır: çubuk (rod) hücreleri ve koni hücreleri.
Karanlık ortamlarda görme olayı gerçekleşmez. Görme olayının gerçekleşmesi için ortamdaki ışığın çevremizdeki nesnelerden yansıyıp gözümüze ulaşması gerekmektedir. Ortamdaki ışığın miktarı ile varlıkları görmemiz arasında bir ilişki vardır.
Işık, elektromanyetik dalgaların bir türüdür ve boşlukta yayılabilir. Ancak ışığı görebilmemiz için gözlerimize ulaşması gerekir. Eğer ışık kaynağı ile gözümüz arasında saydam olmayan bir engel varsa, ışık yansır veya soğurulur ve gözümüze ulaşamaz. Bu durumda ışığı göremeyiz.
Tamamen karanlık bir ortamda etrafımızı göremeyiz. Fakat böyle bir ortamda bile neredeyse her zaman çok az da olsa ışık vardır. Sadece loş bir yıldız ışığı bile gözün etraftaki nesneleri algılaması için yeterlidir.
İlgili 30 soru bulundu
Gündüzleri güneş yardımıyla çevremizdeki bütün nesneleri görebiliriz. Çünkü güneş dünyamızı aydınlatır ve gündüzleri her yere ışık yayar.
Karanlıkta etrafı görmemiz mümkün değildir. Ama karanlık diye tabir ettiğimiz, zifiri karanlıktır. Ortamda ışık kaynağı yoksa ve uzaklardanda ışık gelmiyorsa zifiri karanlıktır. Eğer azıcık olsun ışık varsa veya uzaktan ışık geliyorsa ortamı tam göremesekte karartı şeklinde görürüz.
Karanlık bir ortamda gözler göremeyeceği için aslında gözün sağladığı görevlerin hiçbirini yapamayız. Yürümek, kayıp bir eşyayı aramak, yemek yapmak, kitap okumak ve benzeri birçok eylemi, gözlerimiz görmediği için yapılamayacak eylemler arasında yer alacaktır.
Sarı ışık gözlerimizi çok yormaz. Fakat 6000-6500 Kelvin aralığına sahip beyaz ışıklar gözlerimize zarar veren mavi bir ışık yayarlar. Bu mavi ışık gözlerimizin kısa sürede yorulmasına, kamaşmasına sebebiyet verdiği için gözlerimiz zarar görmektedir.
Fotofobi rahatsızlığı olan insanlar, her gün bu parlaklık ve acı hissini yaşar. Normal ışık bile rahatsızlığa ve ağrıya neden olur. Fotofobi, gözlerde ışığı algılayan hücreler ile beyne giden sinir arasındaki bağlantıyla ilişkilidir. Fotofobi aslında bir hastalık değil başka bir hastalığın belirtisidir.
Yani ışık olmayan bir yerde görmek imkânsızdır. Aslında karanlıkta görebilen bir canlının da hiç foton olmayan bir yerde görmesi imkansız. Fakat yine de böyle bir canlı olsaydı görme olayını yani fotonların gözümüze ulaşması olayını yapamazdı. Çünkü orada fotonlar bulunmuyor.
Karanlık demek de hiç ışık olmayan ortam demektir.
Sağlıklı gözlerin karanlığa uyumu için yaklaşık 25 dakika gerekir.
Işık az olan ortamda gözler görmeye daha çok zorlandığı için daha çabuk yorulur, ama göze zarar vermez. Karanlıkta göz bebeği büyür ve netleştirme zorlaşır. Gündüz aydınlığı okumak için optimaldir.
Çinkodan zengin fasulye, bezelye, kırmızı et ve kümes hayvanları ışık hasarına karşı gözü koruyor. A vitamini içeren havuç, ıspanak, tatlı patates, marul, pırasa ve maydanoz gibi bitkisel gıdalar ile ton balığı, somon balığı, keçi sütü, inek sütü, yumurta ile ciğer gibi hayvansal gıdalar görme keskinliğini koruyor.
Karanlık, beyinde melatonin salgılanmasını sağlar ve bu hormon önemli bir uyku hormonudur. Bebeğinizin günlerini aydınlık ve gecelerini karanlık tutun, böylece uyku zamanı geldiğinde çabucak anlar. Gün boyunca, evin bol miktarda ışık aldığından emin olun veya dışarıya çıkarın.
Mavi, dinlendirici renkler arasında olup gözü daha az yoran renklerin başında gelir.
Özetle, yaşam ve dinlenme alanlarında sarı ışık, çalışma ortamlarında beyaz ışık tercih edilmelidir.
Dorak'a göre vücudumuz hücre yenileyici, bağışıklık sistemi düzenleyici melatonin hormonunu gece karanlığında salgılıyor. "Karanlıkta uzun ve düzenli uyku'' bu salgıyı arttırıyor ve kansere karşı bağışıklığı güçlendiriyor.
Bahçeci, “Uyumak, özellikle karanlıkta uyumak melatonin yapımını ve salgısını artırıyor. Bu da bağışıklık sistemi, kanser, hipertansiyon ve şeker dahil pek çok hastalığın önlenmesine yardımcı oluyor” dedi.
Düzenli ve yeterli bir melatonin salınımı için, karanlık ortamda uyumak gerekmektedir. Eğer kullanılıyorsa gece lambaları solgun kırmızı ışık vermelidir. Televizyon karşısında uyuklama yapılırsa, televizyon kapatılmalıdır.
Gece körlüğünün birden fazla nedeni olabilir. Bu rahatsızlığı olan bazı kişiler akşam ya da gece saatlerinde dolaşmada ve araba kullanmada zorlanırlar. Bu durum sonradan ortaya çıkabilir ya da kalıtsal bir hastalık da olabilir. Ayrıca bu rahatsızlık erkeklere oran ile kadınlarda daha çok görülür.
Gece körlüğü yaşayan kişiler, geceleri az aydınlatılmış yerler, sinemalar, loş ortamlar gibi yerlerde görme güçlüğü yaşar. Bu görme güçlüğü tamamen görememekten yani tam bir görme kaybından ziyade karanlıkta araba sürmek, yürümek gibi aktivitelerde zorlanma olarak görülür.
Gece körlüğü, tıp literatüründe niktalopi olarak da bilinen bir çeşit görme bozukluğudur. Gece körlüğünde karanlıkta hiç görmeme gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak karanlıkta görmek veya araba kullanmakta daha fazla zorluk ya da aydınlıktan loş ışığa geçerken uyum sağlama süresinde uzama gibi sorunlar mevcuttur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri