İstiare, Türk Edebiyatında, bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı. Diğer adı eğretilemedir. Benzetmenin iki temel öğesi vardır, benzeyen ve benzetilen.
Herhangi bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanmak suretiyle, bir duruma benzediği başka bir varlığın yerine kullanma sanatı istiare olarak bilinir. Diğer ismi ile beraber eğreltileme olarak ifade edilir.
Mecaz-ı Mürselde kendisine benzetilen öge sadece bir yönüyle ele alınır. Örneğin ''İçinde bir aslan yatıyor'' cümlesi istiaredir. ''Benim babam aslan gibi güçlüdür'' sözü ise mecaz-i mürsele örnek olarak gösterilebilir.
İstiâre-i Mekniyye.
Yalnızca benzeyenle yapılan istiaredir. Bu durumda benzetilen öğe zikredilmeyip okuyucunun onu tayin etmesini sağlayacak bir ipucu verilir. Bâkî'nin, “Eşcâr-ı bâğ hırka-i tecrîde girdiler / Bâd-ı hazan çemende el aldı çenârdan” beytinde bahçedeki ağaçların dervişlere benzetilmesi kapalı istiâredir.
Edebi sanatlar, genel olarak üç grupta incelenir ve bunlar mecaza, anlama ve söze dayalı sanatlar şeklinde ayrılır. Her bir kategori, farklı durumlarda kullanılır ve hepsinin amacı, okuyucunun zihninde iz bırakabilmek ya da etkileyebilmektir.
İlgili 39 soru bulundu
İstiare, Türk Edebiyatında, bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka varlığının adıyla anma sanatı. Diğer adı eğretilemedir. Benzetmenin iki temel öğesi vardır, benzeyen ve benzetilen. İstiare bunlardan birinin söylenmemesiyle yapılır.
İstifham, okuyucunun dikkatini çekmek, duygu ve düşünceleri daha etkili kılmak için bu duygu ve düşüncelerin soru biçiminde verilmesidir.
Teşbih, "benzetmek" manasına gelir. İfadeyi kuvvetlendirmek için aralarında benzerlik bulunan iki kavramdan zayıf olanın güçlüye benzetilmesidir. Dinî kavramlarda ise Teşbîh, Tanrı'nın şeklen insana benzetilmesi mânâsına gelmektedir.
“İstiâre-i temsiliyye”; üslûp zenginliği, söylenen sözü ifade etme kuvveti ve edebî güzellik barındırdığı için benzetme ve tasvire dayanır.
a- Müstear minh (kendisine benzetilen). Yukarıdaki misalde insan; b- Müstear leh (benzetilen).
İstihâre, bir kimsenin yapmak istediği bir şeyin kendisi için hayırlı olup olmayacağı konusunda bir işarete kavuşmak maksadıyla yatmadan önce iki rek'at namaz kılarak Allah'a dua etmesidir.
Sözlükte “hayırlı olanı isteme” anlamına gelen istihâre, terim olarak “bir iş veya davranışta Allah katında hayırlı olanı kılınan nâfile bir namaz ve dua ile talep etme” mânasında kullanılır.
Teşhis bir edebi sanat türüdür. İnsan dışındaki varlıkları insan özelliğiyle donatma, kişileştirme sanatıdır. Edebiyat dışında hitabet sanatında (retorik), görsel sanatlarda, dini metinlerde vs. de kullanılır.
Teşbih-i Beliğ Örnekleri
Sadece kendisine benzetilen ve kendisine benzeyen ile yapılan teşbih-i beliğ sanatı ile ilgili örnekler aşağıdaki gibidir; Dev çocuk görenleri şaşkınlığa uğrattı. Yeni doğan bebeğin elma yanakları hemen dikkat çekiyordu.
Tevriye, anlamla ilgili edebî sanatlardan biri. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir.
Kinâye veya alegori, bir fikri kapalı, dolaylı olarak anlatan üstü örtülü söz. Edebiyatta bir maksattan dolayı sözü hem hakiki, hem mecazi anlamlara uygun olarak kullanmaktır. Bir kelimeyi gerçek anlamının dışında benzetme gayesi gütmeden ve engelleyici ipucu olmaksızın mecazlı anlamda kullanmak olarak da tarif edilir.
Teşbih sanatının iki temel unsurundan birini kullanarak yapılan söz sanatına istiare denir. Şu halde istiare, benzerliğe dayalı bir söz sanatıdır. “Yuvayı yapan dişi kuştur.”
Bir beyit veya cümlede bir olay veya fikri birden fazla istiare vası- tasıyla anlatmaya mürekkep istiare adı verilir. Mürekkep istiare, bir cümle veya beytin değil de bir parça veya eserin anlatım tarzı olursa, alegori sevi- yesine yükselir.
Sadece benzeyen ve benzetilen unsurların kullanıldığı ve benzetme yönü doğrudan söylenmediği için en etkili türü teşbih-i beliğdir. “Anlam burada etkili ve abartılı biçimde ifade edildiğinden teşbih türlerinin en makbulü sayılır. Beliğ teşbih Batı retoriğinde “metafor” (istiare) olarak tanımlanmıştır.
Benzetme, zayıf olan bir varlığı güçlü olan bir varlığa herhangi bir yönüyle benzetilmesidir. Bu sanat anlatıma kuvvet katmak ya da anlatılan özelliğin daha fazla olduğunu belirtmek için kullanılır. Benzetmenin dört temel ögesi vardır; benzeyen, benzetilen, benzetme yönü, benzetme edatı.
14. Teşbîh-i sarîh (mürsel). Benzetme edatının zikredildiği teşbihtir; benzetme edatının zikredilmediği teşbihe de teşbîh-i müekked denir.
İki gerçek anlam kullanılarak, uzak anlam ile anlatılmak istenilen anlatılır. Tevriye sanatına örnek olarak verilecek cümleler şu şekilde açıklanmıştır: - Sarımsak da acı; ama evde lazım bir dişi. Bu cümlede geçen dişi sözcüğü ile tevriye sanatı yapılmıştır.
Hüsnü Talil söz sanatı, kısaca güzel nedene bağlamak anlamına gelir. TDK'ye göre, nedeni bilinen bir olay, olgu veya durumun gerçek nedenini bir tarafa bırakıp, onu hoşa gidecek hayali bir nedenle açıklama ve anlamlandırma sanatıdır.
Anlamca birbiri ile ilgili kelimeleri bir arada kullanmaktır. Karşıtlık ilgisi, bunun dışındadır. "Müraat-ı nazir" adıyla da bilinen tenasüp, mânaca birbiriyle alâkalı kelimeleri bir arada kullanma sanatıdır. Tenasüp sanatında, anlamca ilgili sözcükler okuyucunun zihninde bir çağrışım, bir cisim oluştururlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri