Kahve, ilk defa Osmanlılarda Kanuni Sultan Süleyman devrinde yasaklandı. İkinci kez yasaklanışı, Sultan Murat III devrine rastlar. Bu yasak da uzun sürmedi.
İlk kahvehane, ilk yasak
Kanuni Sultan Süleyman dönemi önemli çünkü hem ilk kahvehane onun zamanında açılmış hem de kahveye ilk yasak getiren oymuş.
Osmanlı'da ilk kez Kanuni Sultan Süleyman döneminde yasaklanmıştır. İkinci yasaklanışı Sultan III. Murat dönemidir.
Osmanlı zamanında Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinden sonra İstanbul'a gelen kahve özellikle bu zamanda insanların buna alışarak benimsemesinden sonra dikkat çekmeye başlamış ve din adamları bazı olumsuz özelliklerinden ve yarattığı kültürel değişimlerden dolayı kahveyi yasaklama yoluna gitmişlerdir.
Tarihçe. 1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.
İlgili 30 soru bulundu
İlki; 1517 yılında Yemen Valisi olan Özdemir Paşa tarafından Yemen'den İstanbul'a Kanuni Sultan Süleyman'a sunulmak üzere getirmesidir. Yemen Valisi Özdemir Paşa'nın getirdiği kahvenin tadını beğenen sultan ve saray çevresi kahveci ustaları tarafından hazırlanan kahve içme ritüellerine başlarlar.
Kahve'nin anavatanı olan Etiyopya'nın yüksek yaylaları, yabani kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu . Meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbi amaçlı kullanılıyor ve "sihirli meyve" olarak adlandırılıyordu.
Sonuç olarak; kafeinli içecekler; çay kahve ve koladaki kafein, sağlığa zararlı olmadıkça içilmesinde sakınca yoktur. Çünkü çoğu zarar veren mübah bir şeyin, zarar vermeyen az miktarının kullanılması haram değildir. Alkollü içkilerin ise, hiç zarar vermese de bir damlası bile haramdır.
Kahve, Sultan Ahmet I zamanında (1606-1611) yılları arasında üçüncü defa yasaklandı. Kahvenin son defa yasaklanması ise Sultan IV Murat zamanında olmuştur. 1633 yılında kahveyle birlikte tütün de yasaklandı. Gerekçe olarak İstanbul'daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olması gösterildi.
II. Selim devrinde, 1567 yılında başta Suriçi İstanbul olmak üzere İstanbul'daki bütün kahvehaneler kapatıldı.
Dünyanın en pahalı ve aynı zamanda en az üretilen kahvesi unvanına sahip Luwak kahvesi, Misk kedisinin dışkısından üretilmektedir. Kökleri Endonezya' ya dayanan bu üretim süreci, Misk kedilerinin kahve çekirdeklerini yutması ile başlıyor.
Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın babası olan Memlûk Çerkeslerinden Osmanlı'nın Yemen valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Yeni hazırlama yöntemi ile kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk kahvesi adını aldı.
Böbrek taşlarının %75'i oksalattan oluşur. Birçok besinin yanı sıra kahvenin içerisinde de oksalat bulunur. Kahvenin yanında ikram edilen su kahveyle içildiğinde oksalatın atılmasında yardımcı olur. Bu sebepten kahvenin topraklarımıza geldiği ilk günden bu yana kahvenin yanında su ikram edilir.
Tarihçi Solakzade'ye göre de, kahve, Yavuz Sultan Selim Döneminde gerçekleşen Mısır Seferi sırasında 1519'da İstanbul'a gelmiş, İstanbul'da ilk kahvehaneler ise Hüseyin Ayvansaray'ın Mecmua-i Tarih'ine göre 1554'de açılmıştır7.
Kahve, antioksidan içeriği oldukça yüksek olan bir besindir. Yüksek antioksidan içeriği sayesinde düzenli olarak kahve tüketen bireylerde karaciğer kanseri ve kolorektal kanser türleri başta olmak üzere birçok kanser türüne yakalanma riskinin önemli ölçüde azaldığını gösteren bilimsel araştırmalar söz konusudur.
Kahvenin anavatanı Etiyopya'nın Kaffa bölgesi olmuştur. Kaffa'nın ormanlarında yetişen Arabika kahve ağaçlarındaki kahve çekirdekleri ilk işlenen kahve olarak bilinmektedir.
Çok Türk kahvesi içmenin zararları midenizde hissedilecektir. Mide asitlerinin fazla salgılanmasına neden olan kafein, ülserin oluşmasını ve beraberinde bağırsak hastalıklarının yaşanmasını meydana getirir. Ülser teşhisi yapılan kişilerin gün içinde 1 fincanı geçmeyecek şekilde kahve içmesi önerilmektedir.
Çözünebilir Kahvenin Mucidi NESCAFÉ
Kahve çekirdekleri, kahve bitkisinin meyvesinde olan çekirdeklerdir.
Biliyoruz ki fazla kahve tüketiminin vücudumuza zararı olmakta. Kalp, tansiyon, mide şeker hastalığı, su kaybı, migren, vitamin ve mineral kaybı, doğurganlık, hamilelik, baş ağrıları, karaciğer ve safra kesesi gibi alanlarda kahvenin aşırı tüketimi tehdit oluşturmaktadır.
Haramlığı konusunda kesin bir bulgunun bulunmadığını da ifade eden Gökmenoğlu, böcekten elde edilen sıvının başkalaşım geçirdiğini bu nedenle de haram olduğuna işaret eden bir bulgunun bulunmaması nedeniyle kesin haramdır hükmünün verilemeyeceğini söyledi.
Uzmanlar kafeinin uyuşturucu maddeler gibi ciddi yan etkiler yaratmayacağı ve sosyal olarak kabul edilebilir olduğu için bağımlılık yapıcı olmadığını belirtiyorlar. Kafeinin yapısı beyindeki adenozin molekülüne benzer. (Adenozin, sinir hücreleri arasında uyarı taşıyan bir maddedir.)
"Yapılan araştırmaya göre sigara ile kafein içeren kahve benzeri maddelerin birlikte içilmesi hem bağımlılığı artıyor hem de bu maddelerin zararlarını ikiye katlıyor. Uzmanlar sigarayı bırakanların kahve gibi kafeinli içecekleri de bırakması gerektiğini vurguluyor."
Kolombiya, kahve üretim hacmi bakımından rakip ülkelerin gerisinde kalmış olsa da, dünyanın en iyi kahvesinin üretildiği yer olarak ün yapmış bir ülke.
Kahve üretiminin zirvesinde bugün, bu işe çok sonraları başlayan Brezilya vardır. Brezilya'yı sırasıyla Kolombiya ve Endonezya takip etmektedir. Kahve üreten diğer önemli ülkeler ise Meksika, Fildişi Kıyısı, Etiyopya, Uganda ve Guatemala'dır.
Kopi luwak, Endonezya'nın Sumatra adası ile çevresindeki birkaç adada yaşayan palmiye misk kedisinin (Endonezce: luwak) yediği ve sonrasında dışkıladığı kahve çekirdeklerinden üretilmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri