Banu Fresko: "Özellikle stresli ve yorgun olduğunuzda aşağıdaki besinleri daha az tüketmek, stresle baş etmenizi kolaylaştırabilir." Az miktarda alınan kahve/kafein dikkati ve konsantrasyonunu artırırken, 200-300 mg'ın üstünde kafein almak stres hormonu ve adrenalin salgısına neden olarak sizi stresli ve kaygılı yapar.
Yüksek kafein seviyeleri, stresle bağlantılı olarak uykusuzluğa ve sinirliliğe de neden olmaktadır. Günlük kafein alımını azaltmak için siyah çay, yeşil çay, kahve gibi içeceklerin tüketimi azaltılmalı, daha sağlıklı ve kaliteli uyku için saat 17:00 den sonra kafein içeren içecekler tüketilmemelidir.
Aşırı kafein, kaygıyı tetikliyor! Günde 5-10 fincandan fazla kahve tüketiminin anksiyete (kaygı) ve panik atağı tetikleyebileceğine dikkat çeken uzmanlar, özellikle hamilelerin aşırı tüketimden kaçınmaları gerektiği uyarısında bulunuyor.
Bu cevap kafein tarafından çok sık tetiklenirse, iltihaplanma ve hastalığa neden olabilir. Bazı çalışmalar kahve alımı ile depresyondaki artış arasında da bir bağlantı olduğunu göstermiştir. Bir makaleye göre, kafein tüketimi, duygudurum bozukluğu olan kişilerde depresyonu daha da kötüleştirebilir.
Vücutta sakinleştirici ve yavaşlatıcı bir etkisi olan adenozinin tersine, kafeinin santral sinir sistemini uyarıcı bir etkisi vardır.
İlgili 44 soru bulundu
Günde 3 fincanın üzerinde kahve tüketiminin doğurganlığı olumsuz etkileyebildiği, 5 fincanın üzerinde kahve tüketiminin de kemik erimesine yol açabildiğini gösteren bilimsel çalışmalar mevcuttur. Yine aşırı kahve tüketimi uykusuzluk, gerginlik, sinirlilik ve hassasiyet gibi olumsuzluklara yol açabilir.
Aşırı kafein tüketimi ve sabah aç karna tüketilen kahvenin kişide stres,gerginlik,titreme,çarpıntı gibi hem fizyolojik hem de psikolojik pek çok yan etkiyi ortaya çıkarıyor. Tüketilen kafein miktarının fazla olması kişide kaygı bozukluğu ve depresyon riskini arttırıyor.
Özellikle sabahları vücudunuzun gün içinde ihtiyacı olan temel besin maddelerini tüketmeden yalnızca kahveyle geçiştirmek, kortisol ve diğer stres hormonu seviyelerinin artmasına ve kendinizi daha da gergin hissetmenize neden olacaktır.
Deyim yerindeyse, kafein sinir sisteminin gaz pedalına basıyor ve adrenalin salgısını tetikliyor. Aynı zamanda kan damarlarının genişlemesine ve kan basıncının artmasına neden oluyor. Kahve tüketimi bırakıldığında ise insanlar daha sakin ve daha az stresli oluyor.
Her 4 saatte bir fincan kahve içenlerin, mevsimsel olarak yaşanan keyifsizlik, depresyon, motivasyon kaybı ve sinirlilik gibi ruh hali sorunlarından daha az etkilendiği görüldü. Araştırma, kahvenin beyinde uyarıcı işlevi bulunduğunu, dikkati artırdığını ve hafızayı desteklediğini ortaya koydu.
Kötüye kullanılan psikoaktif maddeler ödül, motivasyon ve bağımlılıkta fonksiyon gören nukleus accumbenste dopamin salınımına sebep olarak beyin aktivitesini arttırır. Kafein günlük olağan dozda tüketildiğinde beynin ön bölgesinde dopamin artışı oluşturur.
Günde bir fincan dibek kahvesi ile ağız sağlığınızı koruyabilirsiniz. Yorgun ve stresli günlerde içeceğiniz dibek kahvesi, stresi yok edip sizi rahatlatacaktır. Çünkü dibek kahvesinde sinirleri yatıştırma etkisi vardır.
Kafein, beyni uyaran ve kan-beyin bariyerini dengelemeye yardımcı olan serotonin ve asetilkolini artırır. Kahvedeki polifenol mikro besinler, serbest radikallerin neden olduğu doku hasarını ve ayrıca beyin kan damarı tıkanmasını önler.
Sinirden stresten uzaklaştırır; Depresyon, stres ve sinirsel hastalıklara karşı etkilidir, sinirleri yatıştırıcı özelliği vardır. Kalp sağlığını korur; Kahvenin içeriğindeki antioksidan kalp sağlığına iyi geliyor.
Diyetisyen Mustafa Tilekli, kafein içeren kahve ve çay gibi içeceklerin 500 miligramdan fazla tüketilmesi durumunda sinirlilik, depresyon ve huzursuzluk gibi durumların ortaya çıkabileceğini söyledi.
Kahvenin içinde bulunan kafein, uyarıcı bir maddedir ve beyin ve sinir sistemini hızlandırıcı bir etkiye sahiptir. Bu sebeple sabahları içilen kahve, uykuyu açar ve dikkati toplar. Sabahları işe gitmeden içeceğiniz bir bardak kahve daha verimli ve etkili bir şekilde çalışmanızı sağlayacaktır.
Kahvenin içinde bulunan kafeinin uyarıcı bir rolü vardır. Beyindeki dopamin salınımını tetikleyerek mucizevî maharetini gösterdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu sayede kahve ile güne mutlu başlayan kahve severler olarak kahve ile aramızda mutluluk dolu bir bağ kuruyoruz.
Panik atağın bir kaygı bozukluğu olduğunu belirten uzmanlar, tedavi süresince kafein alımının kısıtlanmasının faydalı olacağına dikkat çekiyor. “Kafein yani çay, kahve ve kola uyarıcıdır ve vücutta alarm durumu meydana getirir. Bu durumda ise stresli yaşam, daha şiddetli algılanır.”
Diyetisyen Mustafa Tilekli, kafein içeren kahve ve çay gibi içeceklerin 500 miligramdan fazla tüketilmesi durumunda sinirlilik, depresyon ve huzursuzluk gibi durumların ortaya çıkabileceğini söyledi.
Kahve tüketmeyi bırakanlar depresyon, anksiyete, baş dönmesi, grip benzeri semptomlar, uykusuzluk, sinirlilik, ruh hali değişimleri ve halsizlik gibi yan etkiler bildirdiler.
Gereksinim karşılanamadığında; baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk ya da uyku hali, konsantrasyon eksikliği, iş gücü kaybı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkarken; beraberinde depresyon, ülser başlangıcı ve çarpıntı gibi ciddi sağlık sorunları da gözlenebilir.
Kimler kahve içmemeli? Reflü, ülser, gastrit gibi sindirim sistemi problemi olanlar, akut veya kronik ishali olanlar, hipertansiyon hastaları ve yüksek kolesterolü olanların kahve içmemesi gerekir. Kan potasyum seviyesi yüksek olanların, karaciğer veya böbrek problemleri yaşayanlarında kahveden uzak durması gerekiyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri