Günlük olarak tüketildiğinde metabolizma üzerinde rahatlatıcı bir etkisi olduğu düşünülen kefirin aynı zamanda karaciğer ve böbrek fonksiyonları üzerinde olumlu etkisi olduğu görülmüştür. İçeriğindeki yoğun mikroorganizmalar ve probiyotik özelliğiyle bağırsak florasının düzenlenmesinde de önemli bir rol oynar.
Sağlıklı bağırsak florasını destekler. Çocukların büyümesinde doğal koruma ve güvenli beslenme sağlar. Böbrek taşı rahatsızlıklarını giderir. Vücudu ağır metal, tuz ve alkol gibi maddelerden temizler.
Kefir, A vitamini, çeşitli B vitaminleri (B1, B2, B6, B12) ile C ve D vitaminleri gibi çok sayıda vitamin içerir; aynı zamanda folik asit ve niasin açısından da zengindir. Aynı zamanda yaşamsal mineraller kalsiyum, demir ve iyot içerir.
Mayalanması kısa süren "kefir"in alkolsüz olup sarhoş etmediği, besleyici olduğu ve birçok hastalıkların tedavisinde kullanıldığı açıklanmaktadır. Böyle bir kefirin içilmesinde dinen bir sakınca yoktur.
İlgili 37 soru bulundu
Yüksek kalsiyum oranı sayesinde kemik ve diş sağlığını korur. Kilo vermeye yardımcı olur. İyi bir biotin kaynağı olarak sağlıklı saçlar ve güzel bir cilde sahip olmayı sağlar. Vücutta fazla tuz tutumunu önleyerek böbrek hastalıkları, safra bozuklukları, sarılık, çeşitli enfeksiyonlar ve egzama tedavisinde de etkilidir.
Kefirin içilme zamanının yetişkin bir insan açısından önemi yoktur. Günün her saati bir bardak kefir içilebilir. Ancak her faydalı içecekte olduğu gibi kefirin tüketimi de abartılmamalıdır. Kefir günde maksimum 2 bardak içilmelidir.
Dolayısıyla günün herhangi bir saatinde tüketilebilir. Fakat özellikle de demir eksikliği anemisi sorunu bulunan kişilerde yüksek kalsiyum içeriği bulunan kefirin, demir içeriği yüksek olan besinlerle bir arada tüketilmemesinde fayda vardır.
İçinde bulunan magnezyum ve kalsiyum sayesinde kemik ve kasların güçlenmesini sağlar. Bu açıdan spor yapanlar için de oldukça faydalı bir besin maddesidir. Bakteriler aracılığıyla mayalanarak oluştuğu için probiyotik bir ürün olan kefir bağırsak sağlığının düzenlenmesi için çok önemlidir.
Kefirin bilinen bir zararı veya yan etkisi yoktur.
Hekiminiz veya diyetisyeniniz yasaklamadığı sürece kefiri güvenle tüketebilirsiniz. Günümüzde paketli formları marketlerde satılan ürünün elbette ev yapımı olanı daha çok önerilir.
Tansiyonu ve kolesterolü düzenleyen kefir, damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur.
Kefirin akciğer enfeksiyonlarını engellemeye yardımcı olduğu biliniyor. Düzenli kefir tüketimi, ciğerlerinizi temizler. Bu sayede sigaranın ciğerleriniz üzerindeki olumsuz etkilerini azaltır ve akciğer enfeksiyonlarını önler.
Kefir günün her saatinde içilebilir, bunun için herhangi bir zaman dilimi yoktur.
Kefir doğru miktarda tüketilip bireyin istediği zaman diliminde tüketilebilir. Sabah aç karnına tüketmek sindirim sistemine daha fazla fayda sağlayabilir. Kefirin içeriğindeki probiyotikler aç karnına tüketilen kefir ile birlikte bağırsakları daha iyi çalıştırmış olur.
– Yoğurttaki bakteriler sindirim sistemini temiz tutarak, burada konakçı olan diğer faydalı organizmalar için besin sağlamaktadır. Kefir, bunlara ek olarak, yoğurdun sahip olmadığı sindirim sistemine yerleşme özelliğine de sahiptir. – Kefir yoğurtta bulunmayan birkaç faydalı bakteriyi daha içerir.
Son çalışmalar; kefirin kemik hücreleri tarafından kalsiyum emilimini artırabileceğini ortaya koyarken, kefirin zengin kalsiyum ve K vitamini içeriği kemik sağlığını iyileştirmenin ve kemik erimesini yavaşlatmanın en etkili yolu olarak gösteriliyor.
Cildi canlandırır ve parlaklık kazandırır
Kefirin içeriğindeki probiyotikler cildinin daha canlı ve parlak görünmesine yardımcı olur. Evde kefir maskesi yapanlar, yüzün eskisinden daha aydınlık ve pürüzsüz göründüğünü söylüyorlar. Bunun nedenlerinden biri de kefirin içeriğindeki E vitamini.
Klupsch (1984), düzenli olarak günde en az 500 ml 6 ay süreyle tüketildiği zaman kefirin organizma üzerine stabilize edici, gençleştirici bir etkiye sahip olduğunu; yaşlıların sağlığı üzerine çok yararlı etki yaptığını bildirmiştir.
Uzmanlar, kefir tüketiminin verdiği herhangi bir zarar olmadığını belirterek, ancak kefirin aşırı tüketiminin zararlı sonuçlar doğurabileceğini söylüyor. Kefir, çok nadiren de olsa bağırsak, mide krampları ve kabızlığa yol açabilir. Bir de AIDS ve benzeri hastalıklara sahip kişiler için zararlı olabilir.
Buğday, arpa, yulaf, pirinç, çavdar ve mısır gibi tahıllar, A ve B vitamini ile yüksek oranda demir barındırıyor. Tahıllar özellikle kuru baklagiller ile birlikte tüketildiği zaman vejetaryenler için demir deposu haline geliyor. Yanında C vitamininden zengin besinler tercih etmek demir emilimini artırıyor.
Sağlıklı bir içecek olan kefiri emziren ve hamile kadınların tüketmeleri uzmanlar tarafından önerilmez. Bağışıklık sisteminden kaynaklı bir hastalığı olan, sindirim sorunu yaşayan kişilerin de kefir tüketmemeleri gerekir.
İlaç tedavisi besinlerle desteklenmeli
Demir minerali en çok kuru kayısı ve kuru üzüm gibi kurutulmuş meyveler, kırmızı et ve karaciğer, pekmez, tahıllar, yumurta, lahana, fasulye, pancar, patates, fındık, badem, şeftali, armut, hurma, kabak ve balık bol miktarda bulunmaktadır.
Probiyotik içeren yoğurt, kefir ve bazı peynirler idrar PH düzeyini düşürmekte, güçlü bir antibakteriyel olan hidrojenperoksit üretmekte ve genital bölgenin florasını düzenleyerek idrar yolu enfeksiyonlarının sıklığını ciddi oranda azaltmaktadır.
Ölçümler sonucunda kefirin ve statin içerikli ilaçların kolesterol, trigliserit ve LDL-kolesterol değerlerini birbirlerine yakın oranlarda düşürdüğü ve HDL-kolesterol değerlerinin kontrol gruplarına göre yükselttiği belirlendi.
İçim Kefir
Yeni başlayan için en iyi kefir markası hatta en sağlıklı kefir markası diyebilirim.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri