Bibliyofili (kitapsever) veya bibliyofilizm en basit tanımıyla kitap sevgisidir. Klasik tanımıyla kitapsever ya da kitap kurdu, kitapları seven, okumayı takdir eden, sıklıkla okuyan ve/veya kitap toplayan kişidir.
Yunanca kitapsever anlamına gelen Bibliyofil TDK sözlükte kitap dostu, kitaplara düşkün olan kimse olarak açıklanmıştır. Kitap okumayı seven kimselere bibliyofil denir.
Bibliyofil, kitapsever anlamına gelmektedir.
Bibliyofil'in bir üst mertebesi bibliyomanlık'tır ve hastalık düzeyinde kitap tutkunu anlamına gelir.
Edebiyat, yazın veya literatür; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme sanatıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir.
İlgili 28 soru bulundu
'Çocuk bakışı', 'çocuğa göre'lik ve 'çocuk gerçekliği' geleneksel, modern ve postmodern çocukluktaki değişim gibi, göreceli kavramlardır. Bu üç kavramın değişimine yön veren ise sosyal ve kültürel mekân olarak çocukluk ve dönemin çocuk anlayışıdır.
Toplumda genel olarak "edebiyat" denince akla şiir, roman, hikaye ve masal gibi edebi türler gelir. Ve bu edebi türlere dahil kitaplar da bir sanat eseri olduğundan herkes, edebiyatın; olduğunu düşünür.
Kimi insanlar vardır, kitap kokusunu çok sever. Bunlara "Bibliosmia" deniyor.
Tsundoku Sendromu, bireyin okuyamayacağı kadar kitap alması ve henüz okunmamış bir yığın kitabı olmasına rağmen ''okuma niyeti ile '' yeni kitaplar almaya devam etmesi durumunu ifade etmektedir. Bu kelime kökenlerini Japoncadan almaktadır.
Tsundoku, hiç okunmayan kitapların biriktirilmesidir. Tsundoku hastalığı olan bireyler okumak için kitap satın alıp, aldığı kitapları okumaz ve daha sonra evinde yerlerde, raflarda ve çeşitli mobilyalarda depolar.
Kitap okumak düzenli yapıldığı taktirde hafızayı güçlendirir, kelime haznesini genişletir ve ifade yeteneğini geliştirir. Bunun yanı sıra stresi azaltarak uyku ve yaşam kalitesini arttırır. Düzenli olarak kitap okuyan insanların beyninde yeni nöron bağlantıları oluştuğu ve zeka kapasitesinin arttığı gözlemlenmiştir.
Founder at Lab Akademi. Sokak röportajlarında, arkadaş sohbetlerinde veya bir iş görüşmesinde kendinizi tanıtın bölümünde karşılaştığımız bir soru "Hobileriniz nelerdir?" Tahmin edeceğiniz üzere bu sorunun en klasik cevabı "Kitap okumak". Evet!
* Kadınlar yüzde 55'lik bir oranla erkeklerden daha fazla kitap okuyor. * 25-45 yaş grubu; 18-65 yaş grubuna göre daha çok okuyor. * Evliler, bekarlara göre daha çok okuyor. * Kitap okuyanların yüzde 35'i yılda 12'den fazla kitap bitiriyor.
Sahaflık, kitapseverler ve etrafında oluşan kültürle sürdürülen geleneksel bir meslektir. Kitap sevgisi ve çevresinde oluşan gelenekleri de kapsayan bu meslek, aynı zamanda kuşaktan kuşağa aktarılır.
Kısaca tanımlayacak olursak, okuma alışkanlığı; bireyin bir gereksinim ve zevk kaynağı olarak algılaması sonucu okuma eylemini yaşam boyu, sürekli, düzenli ve eleştirel bir biçimde gerçekleştirmesidir (Yılmaz, 1993, s. 30). Okuma alışkanlığı yaşam boyu öğrenmenin temelidir.
Düzenli bir şekilde kitap okumak kişinin empati yeteneğinin artmasını sağlamaktadır. Düzenli kitap okuyan kişiler daha fazla kelime kullanırlar çünkü kelime dağarcıkları gelişir. Düzenli kitap okuyan kişilerin stresleri azalır ve rahatlarlar. Düzenli kitap okuyan kişiler geceleri daha rahat ve dingin uyurlar.
Kişilerin yığınla kitap satın alıp, bunları okumaya çalışıp ancak çoğu zaman istikrar gösterememe durumudur. Dışarıya çıkan kişi kendisini kitap evlerinde veya kitap fuarlarında bulur ve bu durumdan haz alır. Bu kişiler kitap kokusuna da bağımlı hale gelip bulunduğun ortamın her köşesinde kitap görmeyi arzular.
İşte bugün 'kitap okuyamama durumu' diğer adıyla Reading Slump'dan bahsedeceğiz. Kısaca açıklamak gerekirse RS dönemi, en düzenli şekilde kitap okuyan insanların bile zaman zaman yaşadığı bir süreç. Kişinin kitap okumak istememesi, kendini zorlasa bile birkaç sayfadan sonra sıkılıp kitabı elinden bıraktığı bir dönem.
Bibliyofobi, kitap korkusu veya kitaplara karşı duyulan nefret olarak ifade edilir. Bu tür korkular genellikle kitapların toplum ya da kültür üzerindeki etkilerinden kaynaklanmaktadır. Bibliyofobi, sansür ve kitap yakımının yaygın nedenlerinden birisidir. Bibliyofobi ve bibliophilia birbirine zıttır.
“Kitap Yakma” kitapların ateşle yok edilmesi törenine verilen addır.
Yazar sözcüğünün sözlük anlamı bilim, sanat ve yazın; edebiyat alanlarında eser yazan ve bu eylemle uğraşan kimse demektir. “Yazar” tabiri yalnızca kitap yazanlar için değil öykü, köşe yazısı, makale, deneme, blog, haber, reklam, fıkra ve aforizma gibi birçok türde yazı üreten herkes için kullanılabilir.
Arapça kökenli bir sözcük olan sahaf sözcüğü esasında "kitap satan, kitap satılan" anlamında olmakla birlikte, günümüzde ikinci el dergi ve kitapların satıldığı yerlere verilen isimdir.
His, gözlem ve fikirlerin söz sanatlardan faydalanılarak ifade edilmesine edebiyat denir. Yazın ve literatür sözcükleri edebiyat ile eş anlamlıdır. Edebiyat manzum ve mensur eserler olarak ikiye ayrılır. Manzum eserler yazan edebiyatçılara şair ya da edip denir.
Doğrulanmış Cevap
Türkçe biz Türklerin konuştuğu dildir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri