Korkan bebek sıçrama, dudaklarını büzme, yumruklarını sıkma, nefesini tutma ve sonrasında hızlı nefes alıp verme, duraklama gibi belirtiler verir. Korkular içgüdüsel olarak gelmekte, yeni doğanda duygusal bir gelişim ve herhangi bir öğrenme olmadan da doğuştan bir korku eğilimi olduğu gözlenmektedir.
Bebekler, sinir sistemlerinin gelişmeye devam ettiği çok erken yaşlardan itibaren bile korkmuş hissedebilirler. Bu korkular, çocuklar büyüdükçe ve korkularına ve işlerin nasıl yürüdüğüne daha aşina hale geldikçe değişecektir. Yenidoğan bebeklerde korku endişe edilecek bir durum değildir.
Eğer çocuk korkuyorsa, kendini yalnız hissetmesine izin vermemek gerekir. Bir olay veya durumdan korktuysa, ona bir şey olmayacağını hissettirmek, kucağa alıp okşamak, hâlâ sakinleşmediyse onunla oyun oynayarak dikkatini başka yöne çekmek en doğru yöntemdir.
Bebekler 6'ncı aydan itibaren bazı korkuları yaşamaya başlar. İlk korkular, alışılmışın dışındaki yabancı nesneler ve kişiler olur. Bebek yeni tanıdığı kişilere korkarak yaklaşabilir. Bu davranış bebek 2 yaşına gelene kadar devam edebilir.
Öncelikle, çocukların korkularını anlamaya yönelik açık ve empatik bir iletişim kurmak önemlidir. Çocuklarla korkuları hakkında konuşmak, onlara bu hislerin normal olduğunu ve paylaşılabilir olduğunu gösterir. Bu tür konuşmalar, çocukların korkularını ifade etmelerine ve bunlarla yüzleşmelerine yardımcı olur.
İlgili 35 soru bulundu
Bebeklerde korku, ilk üç ayda ani değişimlerden korkmaları, aniden çalışan elektrikli eşyalar, birden parıldayan ışık gibi etkenler yüzünden olup; bebeğinizi ağlama krizine sokabilir. Bu nedenle bebeğinizin yanında ani ses çıkarabilecek eşyaları çalıştırmamaya dikkat edin.
Tehlikeyi algıladığımızda, beyin anında tepki vererek sinir sistemini harekete geçiren sinyaller gönderir. Bu, daha hızlı kalp atışı, hızlı nefes alma ve kan basıncında artış gibi fiziksel tepkilere neden olur. Kan, vücudu fiziksel eyleme (kaçma veya savaşma gibi) hazırlamak için kas gruplarına pompalanır.
(Bazı bebeklerde 6. ay itibariyle bile başlayabilir.) Genel olarak 1,5 yaş civarında biter.
6-8 haftalık bir bebek, günde ortalama 2-3 saat ağlar. Bebek 3-4 aylık olduğunda ağlama süresi azalmaya başlar. Ağlama krizleri günün herhangi bir zamanında görülebilse de genellikle öğleden sonra ve akşam saatlerinde daha yoğun görülebilir. Bebek, bu sırada ağrısı varmış gibi bacaklarını yukarı çekebilir.
Seslerden, Karanlıktan ve Hayvanlardan Korkar
Bebekler ani seslere karşı irkilerek korkarlar. 1-2 yaşa geldiklerinde gök gürültüsünden, elektrik süpürgesinden veya saç kurutma makinesinden korkmaya başlarlar. Yaşın büyümesiyle birlikte hayvan seslerinden, köpek havlamasından, karanlıktan ve yalnız yatmaktan korkarlar.
Efendimiz (SAV) şu duayı oku buyurdular: “Euzü bi-kelimatillahi't-tammeti min gadabihî ve ikâbihî ve şerri ibâdihî ve min hemezati'ş-şeyetîni en yahdûrun.”
Türkçe Okunuşu
Bismillahirrahmânirrahîm. Kul e'ûzü birabbil felak Min şerri mâ halak Ve min şerri ğasikın izâ vekab Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad Ve min şerri hâsidin izâ hased.
KORKU/KAYGI:
Korkan çocuk öncelikle yüzünü ve bedenini saklamaya çalışarak, onu korkutan şeyden uzaklaşmaya çalışır. Rengi solar, dudakları titrer. Aynı şekilde korkudan eli kolu titrer ya da donup kalabilir.
Bebekler fiziksel, duygusal ya da çevresel sorunlarını en iyi iletişim yolları olan ağlayarak ifade ederler. Bir yaşından küçük bebeklerin uzun süre boyunca yüksek bir ses tonuyla ağlaması, bağırması “huzursuz bebek sendromu” olarak adlandırılır.
Bebeklerde İrkilme
Düşüyormuş gibi hissetmek, kötü bir rüya görmek, çok yemiş ve yediklerini hazmedemiyor olmak, aç olmak ya da başka konforsuz durumlar sıçramaya yol açar. Bebeklerde uykuya dalarken sıçrama, uyku esnasındaki den fazla olabilir. Bebeklerde sıçrayarak uyanma da çok yaygın şekilde görülür.
Normal ayrılma kaygısı 18 aylık iken en yoğun haline ulaşır. 3 yaş civarında çocuğun ayrılmayı bilişsel olarak algılama kapasitesi gelişmiş ve bunun geçici olduğu fikri yerleşmiştir. Anne-çocuk ilişkisinin farklı olduğu durumlarda ayrılma kaygısı daha erken ve yoğun olarak ortaya çıkabilir.
Bebeklerde cadı saati bebeklerin doğumdan sonraki ilk birkaç ayda yaşadığı sıkıntılı ve huzursuz döneme verilen isimdir. Bu dönem genellikle geceleri artan ağlama krizleri, uykusuzluk, iştahsızlık ve huzursuzluk gibi belirtilerle kendini gösterir.
Japonya'da ve İtalya'da yapılan deneyler Current Biology dergisinde yayınlandı. Buna göre, bebeğin kucağa alınarak 5 dakika boyunca yürünmesi sonra oturularak kucakta beş - sekiz dakika daha bu şekilde tutulması tavsiye ediliyor. Bebeğin bu süre sonunda yeniden yatırılması öneriliyor.
Sarılmak, sırtını okşamak gibi fiziksel temaslar çocuğu oldukça rahatlatacaktır. Sakin bir ses tonu kullanarak korktuğunu anladığınızı gösterebilirsiniz. Çocuğun anlaşıldığını hissetmesi kendini ifade etme isteğini de arttıracaktır. Korkusu olan çocuğa 'ağlama', 'geçer' ya da 'korkma' demek fayda etmez.”
Watson'ın (1924) kuramına göre, insan iki tip korkuyla doğar, bunlar düşme (desteğini yitirme) ve yüksek ses (gürültü) korkusudur.
Korku durumuna karşı vücudumuz bazı fiziksel tepkiler gösterir. Bunlar kalp atışının hızlanması, ağız kuruluğu, baş dönmesi, bulanık görme ve mide bulantısı şeklinde ortaya çıkabilir…
İki-üç yaş çocukları yüksek seslerden, elektrik süpürgesinden, gök gürültüsünden korkabilirler. Üç-dört yaşlarında bunlara karanlık, dilenci, hırsız, polis v.b. korkular eklenir. Bu yaşlarda anne babadan ayrılmak da korku yaratır, çocuğun panik olmasına neden olabilir.
Ural, “Aşırı heyecan, korku ve kaygı panik atağı tetikler. Kalbin ani durmasına neden olabilir. Panik atağı ve kalp hastalığı olan kişilerde heyecan ve korku gibi duygular ritim bozukluğu gibi rahatsızlıkları tetikleyebilir.” dedi.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri