Akut yaralar, geçici bir etken sonucu oluşan ve kısa sürede iyileşme gösteren yaralardır. Kronik yaralar ise kalıcı bir etkenin neden olduğu ve etiyolojik nedenlerle tekrar eden, iyileşmesi uzun zaman alan veya iyileşme göstermeyen yaralardır.
Kronik Yara bakımında günlük pansuman ve debritmana ek olarak vakum tedavisi, hiperbarik O2 tedavisi gibi ek tedavileruygulanır. Hastaların damar yapısı gerekli tetkiklerle USG, BT, anjiyografi gibi girişimler yapılıp araştırmalıdır.Bu konuda girişimsel radyolog işlem yapar.
Kronik yaraların ortaya çıkışına neden olan genel faktörler obezite, sigara kullanımı, beslenme bozukluğu, ileri yaş, vitamin ve eser element eksikliği, malignite, kemoterapi ve radyoterapi, bağışıklığı baskılayan ilaç kullanımı, steroid ve antikoagülan kullanımı gibi çok çeşitlidir.
Kronik yara, geç ya da güç iyileşen ya da iyileşmeyen tüm yaralara verilen isimdir. Bir yara tedaviye rağmen 4-6 hafta içinde iyileşmiyorsa bu ismi alır. Altta yatan hastalıklar; diyabet, damar tıkanıklığı, yatak bası yaralarıdır.
Yaranın yetersiz beslenmesi, oksijenlenmesi ve enfeksiyonu gibi lokal faktörlerin yanısıra ileri yaş, beslenme sorunları, diyabet gibi eşlik eden ko-morbid durumlar, stres, çeşitli ilaçlar, alkol ve sigara alışkanlığı, radyasyon gibi etkenler de yara iyileşmesini olumsuz etkileyen pekçok önemli faktörlerdendir.
İlgili 43 soru bulundu
Bazı bulaşıcı hastalıklar, cilt kanserleri, cildin damarsal yapısının bozulmasına neden olan iç organ hastalıkları, sistemik hastalıklar, uzun süre devam eden allerjik durumlar, güneş hassasiyetine bağlı bazı hastalıklar, iyileşmeyen yaralarla kendini gösterebilir.
Eski yara izlerinin geçmesi için çeşitli lazer tedavi yöntemleri tercih edilebilir. Bunlar arasında iğneli lazer, radyofrekans, IPL lazer ve kimyasal peeling gibi yöntemler bulunur. Yaranın boyutu ve oluşum zamanına göre en doğru tedaviye uzman eşliğinde karar verebilirsiniz.
Yara izleri, geçmişte oluşan yaralanma, ameliyat veya diğer sebeplerden dolayı oluşabilir. Tamamen yok olması istense de yara dokusu, çevre dokulardan farklı olduğu için kalıcı olabilmektedir.
Bazı hallerde yaraların iyileşmesi gecikebilir. 4-6 haftada iyileşmeyen yaralara iyileşmeyen veya kronik yara adı verilir. Bu gecikmeye, birçok içsel (kişinin kendi vücuduna ait) veya dış kaynaklı etkenler sebep olabilir. Yara polikliniği; kronikleşen yaraların tanı ve tedavisini üstlenen polikliniktir.
Pazartesi öğleden sonra kronik yarası olan hastalara bakıyoruz. Ayrıca başta enfeksiyon hastalıkları, kalp damar cerrahisi, ortopedi vb. branşlardan oluşan yara bakım konseyinde kronik yarası olan hastaları değerlendirip tedavilerini yönlendiriyoruz.”
Derimizde oluşan her türlü hasara yara denir. İnsan vücudu, yaraları kendi kendine iyileştirecek şekilde programlanmıştır.
Özellikle 6 haftayı tamamladığı halde yara kapanmazsa; kabuklanma,kaşıntı veya akıntıyla kendini belli eden deri değişiklikleri varsa, mutlaka dermatoloğa başvurmak gerekir. Bir yaranın nasıl ortaya çıktığı, yeri, ne zamandır devam ettiği, ağrı varlığı, kanamanın olması önemli kriterlerdir.
Yara iyileşmesi, sadece yara bölgesiyle sınırlı değil, tüm sistemleri barındıran hücresel, fizyolojik ve biyokimyasal olaylar bütünüdür. Aslında vücudumuzda bütün dokular aynı temel prensiplerle iyileşirler.
Geç veya güç iyileşen veya iyileşmeyen yaralardır. (6-8 haftada iyileşmeyen veya 4 haftada hiçbir iyileşme belirtisi göstermeyen).
Kollajen sentezinde rol oynayan C vitamini eksikliği yara iyileşmesini ve yara kontraksiyonunu olumsuz etkileyecektir. Yara iyileşmesi için gerekli C vitamini alımı 1gr/gün'dür. Çinko, Bakır, Mg eksikliği durumlarında ise; yara epitelizasyonu kötüdür. Kronik iyileşmeyen yaralar gelişir.
Kronik yaralar genellikle ileri yaş grubundaki, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, damar yetmezliği, beslenme problemi olan hasta gruplarında gözlenir.
Ağırlıklı olarak Kronik Diyabetik ayak, venöz ülser, bası yaraları ve iyileşmeyen kronik yaraları tedavi eden poliklinikte bir genel cerrahi uzmanı, bir genel cerrahi asistanı ve 2 tane kronik yara bakım hemşiresi görev almaktadır.
Kronik Yara ve Diyabetik Ayak Bakım-Takip Polikliniğinde diyabetik ayak, uzun süre yatmaya bağlı oluşan bası yaraları, fiziksel travmalara bağlı yaralar, ameliyat sonrası kapanmayan vb. uzun süreli yaraların takip ve tedavisi yapılmaktadır.
Yara iyileşmesinde birbirinden ayrı ancak iç içe geçmiş dört basamağı bulunmaktadır: Hemostaz fazı, inflamasyon fazı, proliferasyon fazı, olgunlaşma ve yeniden şekillenme fazı. Yara iyileşme sürecinde pek çok sitokin de etkin rol oynar.
Temiz koşullarda oluşmuş, sadece cilt dokusunu etkileyen kesici alet yarası ile, toz toprak içinde kalmış, ezilmiş, cilt yanında cilt altı dokuları da etkileyen yaralar farklı iz bırakır. Geniş doku ezilmesi ve doku kaybı olan alanda kan dolaşımı ve doku iyileşmesi daha zordur.
Vücut tarafından oluşan hasarın onarılması için yeni kollajen lifleri (vücutta doğal olarak oluşan bir protein) oluşturulur. Bu durum sonucunda deride yara izi görünümü ortaya çıkar. Oluşan yaranın tamamen iyileşme göstermesi ile birlikte bölgede iz oluşumu gözlenir.
ise akut yaraların aksine belirli dönemlerden geçmeyen, altta yatan bir hastalık nedeniyle yara iyileşme süreçlerinin kesintiye uğraması sonucu anatomik ve işlevsel bütünlüğün sağlanamadığı yaralardır. Böyle durumlarda basit bir fiziksel travma bile bir türlü iyileşemeyen kronik bir yaraya sebep olabilir.
Yaraların iyileşme sürecinin ilk aşamasında kanın pıhtılaşmasıyla kanama durur. Kan pıhtısının yüzeyi hava ile temas ettiğinde sertleşir ve yara kabuğu oluşur. Hasar gören dokuların onarılması için kolajen proteini üretilir.
Cilt dokusuna gelen zararlardan ötürü yara ve ameliyat izlerinin kalması oldukça normaldir. Yara izlerine sahip olan kişiler farklı yöntemler kullanarak yara izlerini gidermeye veya kapatmaya çalışmaktadır. Bu yöntemlerden biri de lazerle yapılan tedavi yöntemidir.
Yara izi tedavisi – Basit ve etkili bir yöntem olarak Masaj
Yara izlerinin düzenli masajla tedavisi, yara izi yapısını önemli ölçüde iyileştirebilir ve yara izini daha hareketli ve daha az dikkat çekici hale getirebilir. Yara izi masajında, önce yara izinin kenarı boyunca hafif bir baskı uygulayarak masaj yapılmalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri