Kış aylarının gelmesi ve havaların soğuması ile birlikte alerjik hastalar için zor günler de başladı. Soğuk hava ve hava kirliliği, herkesi etkileyen olumsuz bir faktör olsa da, alerjik bünyeli kişiler bu faktörlere daha duyarlıdır. Çocuklar, yaşlılar ve altta yatan bir kronik hastalığı olanlar, risk gruplarıdır.
Kış aylarında özellikle daha önceden bilinen astım, alerjik rinit, egzama, kronik ürtiker (kurdeşen) gibi hastalıkları olan bireyler daha fazla risk altındadır.
Soğuk havada bazı kişilerin elleri, yüzü kaşınır, kızarır, kabarır hatta dudakları gözleri şişer. Sadece soğuk hava değil soğuk su, deniz, havuz, hatta soğuk nesnelere temas etmek bile kurdeşen (ürtiker) ve alerjik ödem (anjionörotik ödem) olarak adlandırılan bu hastalıklara neden olabilir.
Ağaç polenleri daha çok Şubat-Mayıs, ot polenleri Mayıs-Haziran aylarında, yabani ot polenleri ise yaz ortasından sonbahara dek yakınmalara neden olur. Sabah saatlerinde havadaki polen miktarı genellikle daha fazladır.
Mevsim Alerjisi Hangi Aylarda Olur? Ağaç polenlerinden kaynaklanan bahar alerjisi daha çok Şubat-Mayıs, ot polenleri Mayıs-Haziran ayları arasında , yabani ot polenlerinden kaynaklı mevsimsel alerjiler ise yaz ortasından sonbahara kadar yakınmalara sebep olur.
İlgili 45 soru bulundu
Kış alerjilerinin tedavisinde çoğunlukta antihistaminikler ve nazal steroidler kullanılır. Ancak bunlar sadece semptomları baskılamaya yaramakta; alerjiyi tedavi etmemektedir. Alerji tedavisinde biorezonans metodunun başarı oranı ise yüzde 85'tir.
Alerjik reaksiyon tipik olarak birkaç saatten birkaç haftaya kadar sürebilir. Alerjeninize uzun süre maruz kaldıysanız, alerjik reaksiyonunuz genellikle daha uzun sürer. Bir alerjik reaksiyonun semptom süresi ayrıca alerjene ve yanıtınızın ciddiyetine de bağlıdır.
Akut ürtiker besinler ya da ilaçlara bağlı alerjik reaksiyonlar ve enfeksiyonlar sırasında ortaya çıkabilir. Genellikle 2-3 hafta içerisinde kendiliğinden geçer. Kronik ürtiker hastalarının ancak %25'inde şikayetler dış etkenlere bağlı olarak gelişmektedir.
Doktor genelde soğuk alerjisi tedavisinde Antihistaminikler gibi ilaçlar verir. Bunların kullanılması etkili olabilmektedir. Genel olarak ilaç tedavisi bu durumun çözümünde oldukça etkili olabilmektedir. Bu bakımdan bu ilaçlar etkili ilaçlar olduğundan farklı yöntemlere başvurulmaz.
Alerji belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Alerjinin şiddeti de belirtiler üzerinde etkilidir. Kaşıntı, burun tıkanıklığı, sık hapşırma, kronik öksürük, nefes darlığı veya hırıltı, vücutta döküntü veya şişlik belirtiler arasında sayılabilir.
Bazı insanlarda soğuk ürtiker haftalar veya aylar sonra kendiliğinden geçebilir. Diğerlerinde ise daha uzun sürer. Durumun tedavisi yoktur, ancak tedavi ve önleyici adımlar yardımcı olabilir. Alerji uzmanınız antihistaminik ilaç kullanmanızı önerebilir.
Ancak en ciddi problem soğuk alerjisi olan bir kişi soğuk bir denize veya havuza girdiğinde ortaya çıkar. Kişinin tüm vücudu soğuk ile temas ettiğinden hastada cildinde yaygın kaşıntı kızarıklık, kabarıklık, tansiyon düşmesi ile kendini gösteren alerjik şok olabilir. Bu durum tehlikeli olabilir.
Soğuk alerjisi her yaş grubunda görülebilen bir hastalıktır. Soğuk hava, soğuk içecekler, soğuk yüzeylerle temas edilmesi ve hatta soğuk su bile alerjinin görülmesine neden olan etmenlerdir. Soğuk kavramının gerçek anlamda nitelendirdiği her şey bu kişiler için hastalığı tetikleyici birer unsurdur.
Bahar alerjisinin nedenleri ağaçlar ve çimenlerden yayılan polenlerdir. Polenler havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak birikirler. Daha sonra alerjik reaksiyon ve buna bağlı belirtiler ortaya çıkar.
Alerjenlere maruziyet azaltılmalı
Polenlerin yoğun olduğu yerlerde az zaman geçirmek, gündüz camları kapalı tutmak, eve gelince duş almak yararlı olmakta; bununla birlikte tedavide antihistaminik antialerjik ilaçlar, burun spreyleri ve alerji aşıları kullanılmaktadır.
Soğuk alerjisini önlemenin en iyi yolu soğuk havadan kaçınmaktır. Koruyucu kıyafetlerle vücudu korumak faydalıdır. Herhangi bir alerji belirtisinde dermatoloji doktoruna gidilmesi gerekir.
Alerjik rinit yani alerjik nezle için doğru teşhis ve tedavi için bir alerji uzmanına gitmelisiniz. Çünkü alerji uzmanları alerjik rinit gibi alerjik hastalıklar konusunda detaylı eğitim almış ve yeteri beceriye sahip, deneyimli doktorlardır.
Tanıda cilt testi (Prick test) ve kan testi kullanılır. Cilt testinde en sık karşılaşılan alerjenler kullanılır, kişinin verdiği cilt reaksiyonu ölçülür, kan testinde ise vücudun oluşturduğu IgE antikorunun kandaki düzeyi ve belli bir madde veya maddelere karşı alerjik belirtiler varsa spesifik IgE düzeyi ölçülür.
En yaygın belirtiler şunlardır; hapşırma, burun akıntısı, tıkalı burun, sulu ve kaşıntılı gözler, kaşıntılı sinüsler, boğaz veya kulak kanalları, kulak tıkanıklığı, geniz akıntısı. Bu belirtilerin yanı sıra, baş ağrısı, nefes darlığı, hırıltılı solunum, nefes darlığı, öksürme gibi yaygın olmayan belirtiler de vardır.
En tehlikeli reaksiyon ise 'anafilaksi' adını verdiğimiz reaksiyondur. Aniden başlayıp ölüme neden olabilir. Eğer alerjen soluduğunuz bir şey ise gözleriniz, burun ve solunum sisteminiz etkilenir. Alerjen yediğiniz bir madde ise ağız, mide ve bağırsaklarda reaksiyon oluşur.
Alerjiler Ömür boyu sürer mi? Uygun şekilde tedavi edilmeyen alerjik hastalıklar kronikleşebilir ve tedavisi daha güç hale gelebilir. Çünkü alerjinin etkilediği doku yeniden ve farklı bir şekilde yapılanmaya gider. Bunun sonucunda astım, kronik bronşit, kronik ürtiker, sinüzit gibi hastalıklar görülebilir.
Alerjiden en çok etkilenen bölgeler şöyle sıralanabilir: Burun, gözler, sinüsler ve boğaz: Alerjenler solunduğunda, histamin salgılanması, burnun daha fazla mukus üretmesine, şişmesine ve iltihaplanmasına sebep olabilir. Bunun yanında şiddetli hapşırma, burun kaşıntısı da meydana gelebilir.
Alerji tedavi edilmediği takdirde nefes darlığı, bulantı, deride kaşıntı gibi pek çok rahatsızlığa neden olabilir. Hatta ileri derece vakalarda bu ihmal, bireyin hayatını kaybetmesine dahi yol açabilmektedir.
Psikojenik pruritus, organik nedenlerle açıklanmayan, psikolojik etkenlerle tetiklenen ya da şiddeti artan ve devamlılık kazanan kaşıntı türü olarak tanımlanmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri