Dış görünüşü bakımından belirgin bozulma belirtileri veren (küf ve bakterilerin üremesi) tereyağı gıda olarak tüketilemez.
Tereyağını küften korumanın en kolay yollarından biri de salamura yapmaktır. Bilhassa çok fazla aldıysanız ve buzdolabınızda yeriniz yoksa o zaman salamura en mantıklı yol olacaktır.
Özellikle ilk bahar mevsiminde elde edilmiş tereyağı taze otların etkisiyle daha keskin bir tada sahip olacaktır. Fakat sağlıklı bir tereyağın tadı hiçbir zaman acı olmayacaktır. Tadıldığında ağızda hoş olmayan, acımsı bir tat bırakıyorsa bozulduğuna işarettir.
Uzmanlar küfün tüm besine yayıldığını ve bunun yenmesi durumunda zamanla vücudun bağışıklık sistemini çökerttiğini, iç organlarda ve karaciğerde tahribata yol açtığını söylemektedir. Ve küfün vücut üzerindeki zararı yavaş ama öldürücü olabilmektedir.
Tereyağın bozulmaması ve küflenmemesi için doğru yerde saklamak çok önemlidir. Tereyağı her ne kadar bakteri oluşumu diğer ürünlere göre daha az olsa da uygun koşullar sağlanmadığında bakteri oluşturma ve bozulma ihtimali yüksektir.
İlgili 25 soru bulundu
Araştırmalar, tereyağının oda sıcaklığında saklandığında bile aylarca raf ömrüne sahip olduğunu göstermiştir. Ancak buzdolabında saklanırsa daha uzun süre taze kalacaktır. Dondurucunuzda daha fazla miktarda tereyağı saklayabilirsiniz, bu da onu bir yıla kadar taze tutacaktır.
Hem tuzlu hem de tuzsuz tereyağı buzdolabında yaklaşık 3 hafta taze olarak kalacaktır.
Küf tutmuş sert kabuklu yemişler ise, aspergillus flavus adlı bir küf mantarı içerdikleri için özellikle tehlikeli. Dr. Hickey, bu küf türü insan için en zararlı zehirleri üretiyor. Zehirli madde karaciğerde toplanıyor ve karaciğer kanserine yol açabiliyor.
Küflenme çok hızlı ilerlemiş ve besinin göremediğiniz bölümlerine geçmiştir. Küfün içerdiği zehir, mikotoksin olarak adlandırılan madde çoğu kanser türünün oluşumuna yol açar.
Ağartıcı sert bir yüzeyde büyüyen küf sporlarını öldürür, ancak küf yüzeyin altına uzarsa, beyaz sirke en iyi seçimdir. Sirke, küfü yok etmek için nüfuz edecek ve dipte küflenen alanların yeniden büyümesini önleyecektir.
Tereyağı Sütten üretilen tereyağı da uygun koşullarda muhafaza edilmezse bozulabilir. Eğer tereyağının rengi farklılaştıysa, renkte dalgalanma varsa bozulduğu anlamına gelir. Oluşan koku ve tadındaki değişim de tereyağının bozulduğunu gösterir.
Tereyağını çok uzun süre sağlıklı bir şekilde saklamak ve lezzetini korumak adına yapılabilecek en doğru yöntem ise dondurucu da saklamak. Genellikle -18 derecede, uygun koşullar sağlandığı müddetçe 3-6 ay arasında değişen sürelerde, hatta bazı tereyağları 1 yıla kadar sağlam kalabiliyor.
Tereyağını 1 yıl sağlıklı bir şekilde saklayabilirsiniz. Fakat bunun için tereyağının -18 derece de saklanması gereklidir.
Rokfor gibi zararlı olmayan, gıdanın lezzeti ve aroması için özel olarak küflendirme işlemine tabi tutulmuş gıdalar tüketilebilir. Ancak bunun dışında oluşan küfler sağlığımız için tehlikelidir. Küflü gıdayı bırakın tüketmeyi bir süre kokusuna maruz kaldığımızda bile bize zarar vermeye başlamaktadır.
Bu gıdaların yüzeyinde küflenme gözlemlediğinizde ise gıdada renk, koku ve doku kaybı oluşmamışsa, yüzeyden ortalama 2,5 cm derinlikte küflü olmayan kısma temas ettirilmeden kesilerek kalan kısım tüketilebilir.
Bu testi denemek için öncelikle tereyağından ufak bir parça kesin ve sıcak suyun içine atın. Eğer tereyağı parçası tek parça halinde suda erimeye başlıyorsa, güvenle tüketebilirsiniz. Şayet parçalara ayrılmış bir şekilde erimeye başlıyorsa bu yağ tereyağı değildir ve margarin içeriği yüksek karışım bir yağdır.
Uzmanlar küfün tüm besine yayıldığını ve bunun yenmesi durumunda zamanla vücudun bağışıklık sistemini çökerttiğini, iç organlarda ve karaciğerde tahribata yol açtığını belirtmektedir. Küfün vücut üzerindeki zararı yavaş ama öldürücü olabilmektedir.
Küflü besinlerde bulunan zehirlerden bir defa tatmak , insana ciddi zararlar vermez. Fakat daha fazlası tüketildiğinde ,karaciğerde çeşitli sağlık sorunlarının oluşmasına neden olur. Hatta besinlerden bir kısmı bile küflü ise hemen (tamamını) çöpe atmakta fayda var.
Küfün yenilmesi kadar solunumu da alerjik etkilere sebep olabilir. Bu durum bazen astım gibi ciddi hastalıkların gelişimine neden olabilir. Genellikle gözlerde sulanma ve kaşıntı, öksürük, mide bulantısı, yorgunluk, baş ağrısı ve nefes sorunları gibi alerjik etkilere yol açar.
Küf mantarlarıyla ilişkili olarak öncelikle, sporlarına karşı oluşan duyarlılık sonucu gelişen alerjik yakınmalar ve hastalıklar akla gelmelidir. Bunlar öksürük, hırıltılı solunum, nefes darlığı, astım, alerjik rinit, konjunktivit ve atopik dermatit olarak sıralanabilir (3,4).
Siyah veya koyu yeşil renkteki küf
Bu zehirli küf, odun, karton, kağıt ve saman gibi materyallerle büyür. Bu tip küflerin salgıladıkları toksinler, nefes alma, yorgunluk, depresyon ve baş ağrılarına neden olabilir.
Dr. Oğuz Özyaral küflü gıdaların karaciğer, böbrek ve sindirim sistemini bozduğunu zehirlenmeden kanamaya kadar bir dizi hastalığa yol açtığını söyledi.
Eğer sütü kullanılan inek, koyun ya da keçi çimen ve ot gibi yeşillik ağırlıklı beslenme şekline sahipse, bu yeşillikler içerisinde bolca yer alan karotenoid maddesi nedeniyle tereyağı daha sarımsı renge sahip olmaktadır.
Tereyağını son tüketim tarihi geçtikten 1-2 ay sonrasına kadar tüketmeye devam edebilirsiniz. Paketi açılmayan bir tereyağı ise son tüketim tarihi geçtikten 2-3 ay sonrasına kadar tüketilebilir. Tereyağının bu kadar uzun süre bozulmadan kalmasının sebebi çok fazla laktoz içermemesi ve çoğunlukla yağdan oluşmasıdır.
Bu kadar yüksek oranda yağ ile minimum miktarda su bir araya geldiğinde, bakteri üremesi için gerekli ortam oluşmuyor. Bir başka deyişle yağın durumu peynir ve yoğurttan farklı. Öte yandan açıkta bırakılan yağın tadı bir süre sonra acılaşıyor. Ancak bunun için en az bir hafta beklemek gerekiyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri