Lal kelimesi Farsça olarak 'dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş ve dilsiz' olarak tabir edilmektedir. Arapça kökenli olarak ise Türkçede 'Parlak kırmızı renkte olan, billur hale gelmiş, saydam bir alüminyum oksit bulunan değerli taş' biçiminde bilinmektedir.
Dilim lal olmak ve gönül lal olmak kelimeleri lal kelimesinden yola çıkılarak dilsiz olmak ve konuşamamak anlamı taşımaktadır. Bir kişinin bir kişi ve bir olay karşısında konuşmadan sessiz kalması dilim lal oldu anlamı taşıyabilir.
Lizozomal asid lipaz (LAL) eksikliği karaciğer, dalak ve diğer organlarda trigliserid ve kolesterol esterlerinin birikimi ile karakterize nadir görülen ve otozomal resesif kalıtılan lizozomal depo hastalığıdır (24). Prematüre ateroskleroz ile ilişkilendirilen dislipidemi en sık gözlenen bulgusudur.
Dili tutulmuş, konuşamayan.
Edebiyatta da adı geçen Lal ismi, aşk anlamına gelir. Aynı zamanda sevgilinin dudağına verilen bir isimdir. Aynı zamanda bu isim, kırmızı şarap için de kullanılır.
İlgili 41 soru bulundu
dilsiz bırakmak, söz, laf edemez hale getirmek.
Lal olma hali, tasavvufta dervişin taşıdığı evrensel sırların ağırlığını gösterir; lal olma, aynı zamanda mistik boyutlara yükselen aşkın yüce hallerinden biridir.
Lala kelimesi dilimize Farsçadan geçmiştir ve 11. yüzyıldan bu yana kullanılmaktadır. Lala kelimesinin sözlük anlamı köledir. Ancak bu kelime Osmanlı Devletinde daha çok muallim ve hoca anlamında kullanılmıştır.
1.Ay Yüzlü Güzel. 2.Lavinya bir çiçek ismidir ve "Ölüm çiçeği" manasına gelmektedir. 3.Özgürlük, hayalimdeki muhteşem sevgili anlamlarınada gelmektedir. 4.Roma mitolojisinde Lavinia, Latinus ve Amata kızıdır ve Aeneas son eşi.
Lara, Avrupa kökenli bir isim olarak günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan isimlerden biridir. Yeniçağda daha sık kullanılan bu isim Türkçeye çevrildiğinde ise su perisi anlamı taşımaktadır. Bununla birlikte Lara, kibar ve nazik anlamlarına da gelmektedir.
Lâl taşı, silikat minerallerinin kayaçlar içerisinde katılaşmasıyla oluşur. Daha çok küçük parçalar hâlinde rastlandığı için Latincede tohum anlamına gelen “granatus” sözcüğünden esinlenerek grena, granat ve garnet taşı gibi isimlerle anılır. Türkçede Süleyman taşı ya da nar taşı olarak da bilinir.
Sözlükte “karşılık” anlamındaki bedel (bidl) kökünden türeyen ibdâl “dönüştürmek, bir şeyin yerine başkasını getirmek, özüne dokunmaksızın bir şeyi diğer bir şeye çevirmek” demektir (Lisânü'l-ʿArab, “bdl” md.).
Dilsiz gibi sükût etmek.
Lal kelimesi Farsça olarak 'dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş ve dilsiz' olarak tabir edilmektedir.
lal / lâl / لال
Sakin, sessiz, dilsiz.
Yeni konuşmaya başlamış çocuk gibi konuşan.
Lina ismi Kur'an'da Haşr Suresi'nde geçer. Haşr Suresi'nin 5. ayetinde gelmektedir. Lina, Haşr Suresi'nin 5. ayetinde hurma ağacı olarak geçmektedir. Hurma ağacı manasına geliyor.
Vera ismi Arapça kökenli bir isim olup ülkemizde de pek çok ebeveyn tarafından değerlendirilmektedir. Vera güzel anlamı olan hayırlı bir isimdir. İsmin anlamı ise her şeyin zarar olan fazlasından uzak durmak ve haram olma şüphesi olan her durumdan kaçınmak manasına gelmektedir.
Elisa, Arapça ve İbranice kökenli bir kelimedir ve dilimize de bu dillerden geçmiştir. Elisa isminin anlamı cennet kapısında bekleyen melek anlamına gelir. Aynı zamanda Elisa, Allah'ın yemini ya da sözü anlamına da gelir. Bu nedenle Elisa isminin anlamı öğrenildiğinde beğenilerek kız bebekleri için tercih edilmektedir.
Lala, Türkler arasında çok eskiden beri var olan atabek (vilayetleri yöneten vali) karşılığı olarak kullanılmıştır.
salak, aptal gibisinden bir anlamda kufurvari kullanimi vardir.
İşte son günlerde birçok kişinin hakkında araştırma yaptığı lalalar hakkında merak edilen detaylar... Lala, Osmanlı İmparatorluğu zamanında sadrazamlar hakkında Atabey karşılığı olarak kullanılan bir tabir olduğu gibi, şehzadelerin hocalarına da verilen bir addır.
Gevher, birden farklı anlamlarda kullanılır. İlk anlamı elmas, mücevher ve değerli demektir. Diğer bir anlamda kullanımı ise esas ve asıl şeklindedir.
"Çokluk birle sayılandır" denildiğinde çokluğun tanımına vahdet katılmış olur. Buna göre vahdet akıl tarafından doğrudan ve bizzat kavrandığı, ayrıca tanımlanmasında kendi kendine yeterli sayıldığı halde kesret ancak vahdetle tanımlanır.
Boyunduruk veya nir; arabaya koşulan hayvanların birlikte yürümesini sağlamak için boyunlarına geçirilen, çoğunlukla m şeklindeki tahta çerçeve.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri