Hititler ve Luviler Kürtlerle akraba mı diye sormuştunuz. Cevabım “evet.” Çünkü bu milletler Anadolu ve Kürdistan coğrafyasında yaygın olarak yasamaktaydılar. Kürtçeye Hitit ve
Luviler, Anadolu'da yaklaşık olarak M.Ö. 2300'e doğru ortaya çıkmış bir halktır. Benzersiz bir yerli hiyeroglif yazısı ve Mezopotamya'dan ithal edilmiş çivi yazısı ile yazılmış olan Anadolu dillerine mensup Luvice dilini konuştukları bilinmektedir.
Alevîler'in kökeni, Hititler'den önce Anadolu'da yaşamış olan Luviler'e dayanır. Bizans dönemindeki Pavlikenler aslında Hristiyan değil, Alevî'dirler.
Antik Yunan Kültürünün Temelini Atan Kadim Anadolu Halkı: “Luviler”
Luvi dili veya Luvice, Anadolu halklarından olan Luvilerin konuşulmuş Hint-Avrupa dil ailesinin Anadolu dilleri grubuna mensup bir dildir.
İlgili 45 soru bulundu
2,3 cm çapındadır. Ön yüzündeki Luvice hiyeroglif yazıtta bir katibin ismi, arka yüzde de eşi olduğu tahmin edilen bir kadının ismi vardır. Luvi mührü, Troya'da konuşulan dili ve Troyalıların hangi kültürel dünyanın bir parçası olduğuna dair ipucu vermesi açısından çok önemli kabul edilmektedir.
Hititlerin başkenti Hattuşa'nın da deniz kavimleri ya da Anadolu'daki akıncıların saldırılarıyla yıkıldığı düşünülüyordu. Ancak yeni araştırmalar, şehrin kraliyet yönetimi tarafından bu işgallerden önce boşaltılmış olduğunu ortaya koydu.
“Luvi kelimesi” Hitit ve Luvi dilinde “ışık insanı” anlamına geliyordu. Bu kelimenin kökeni de Luvi dilindeki “Lu” yada “Luw” dan gelmektedir. “Lu” Luvi dilinde “ışık, pırıltı, ışıldamak, aydınlık, aydınlanmak” anlamına geliyordu. Bu sözcük daha sonra birçok dile de geçerek varlığını sürdürmüştür.
Luviler, Batı ve Güneybatı Anadolu'nun yanı sıra Kilikya'da ve Kuzey Suriye'de de varlık göstermiş bir halktı. Anadolu'nun ilk merkezi krallığı olan Hitit devletinin M.Ö. 1200 civarında yıkılmasından sonra Hitit çivi yazısı bir daha kullanılmamak üzere ortadan kalktı.
Hititlerin Türk olduğuna dair herhangi bir tarihsel kanıt bulunmamaktadır. Kafkasya üzerinden Anadolu'ya geldiği tahmin edilen Hititler, Kızılırmak bölgesine yerleşmiş ve Asurluların Anadolu üzerindeki hâkimiyetinin sona ermesiyle beraber bölgenin idaresini ellerine geçirmişlerdir.
Anadolu'da Kızılbaş
Osmanlı kayıtlarında Alevî Türkmen kökenli Seyyid müslümanlara "Kızılbaş" denilmekteydi.
Bu bölge Anadolu'nun batısını ve gü- neyini içermektedir (1). Tahmini olarak milattan önce 2000-1400 yılları arasında varlığını sürdü- ren Luviler, Anadolu'nun bilinen en eski halkla- rıdır.
Luvi, Hititçe'de ışık insanı anlamına geliyor. Birçok dilde de ışık kelimesi Lu kökünden türemiştir: İngilizce'de light, Almanca'da licht, İspanyolca'da Luz,İtalyanca'da Lure, Latince'de lux gibi. Luviler hiçbir zaman merkezi bir devlet kurmamış.
Luvi ya da “Luwian” terimi, M.Ö. 2000- 1000 yılları arasında Batı Anadolu'da yaşayan toplumlara da verilen şemsiye bir isim. Ama aynı zamanda Anadolu topraklarında 2000 yıl boyunca konuşulan dile de Luvi dili deniliyor.
Luvice hiyeroglif yazısının; Hattuşa'da, Mezopotamya çivi yazısına yerel bir alternatif olarak geliştirildiği düşünülür. Hiyeroglif Luvicesi, Orta Anadolu ile daha sonra Kuzey Suriye'de, MÖ 18. ile 13. yüzyıllar arasında konuşulmuştur.
Hitit Devleti M.Ö. 1200 yıllarında deniz kavimleri göçü ve kuzeyden Kaşka kavmi saldırılarıyla yıkılmıştır.
Madde 6 – Yapılması kararlaştırılan mühürler Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü tarafından imal edilir. Bu Genel Müdürlükçe imal edilmemiş resmi mühürler kullanılmaz. TESLİM ALMA: Madde 8 – İmal edilen resmi mühürler mühür beratı ile birlikte mahalline gönderilir.
Mühr-i Süleyman (İbranice: חוֹתָם שְׁלֹמֹה, romanize: Khotam Şlomoh; Arapça: خاتم سليمان Khātam Sulaymān), Orta Çağ Yahudi geleneğinde, çeşitli İslam ve Batı okültizminde Kral Süleyman'a atfedilen mühür damgasıdır. Çoğunlukla pentagram veya heksagram şeklinde tasvir edilmiştir.
Bundan başka Peygamber Efendimizin sırtındaki mühre de “hâtem” denilmektedir. Peygamberlerin sonuncusu anlamındaki “hâtemu'l-enbiya” ve “hâtemu'n-nebiyyîn” ifadeleri de Onun vasıflarındandır.
Basitçe söylenmek istenirse, ışık, insanların ve diğer canlıların görmesini sağlar. Işık olmadan görme olayı gerçekleşmemektedir. Işık, çevreyi aydınlatıp cisimlerin görülmesini sağlayan bir enerji çeşididir. Gündüz cisimlerin görülmesini sağlayan ışık Güneş'ten gelirken gece ise başka ışık kaynakları kullanılmaktadır.
Prof. Süleyman Uludağ, Tasavvuf terimleri sözlüğünde Işık karşılığı için şu açıklamayı veriyor; “Osmanlı zamanında bazen Bektaşilere, Alevilere, Hurufilere ve Rafizi eğilimli derviş zümrelerine Işık ve Işık Taifesi adı verilmiştir.
Işık; foton denilen kütlesiz (ağırlıksız değil, kütlesiz) ve yüksüz atom-altı parçacıklardan oluşur. Tüm parçacıklar gibi fotonlar da dalga özelliği gösterirler. Yani bir dalga boyları ve bir frekansları vardır. Işık ışınları da fotonların ilerlerken aldıkları yoldan başka bir şey değildirler.
Alevilikte abdest vardır. Hem normal abdest hem de boy abdesti de dediğimiz gusül abdesti vardır.
Günümüzde, Anadolu'da Alevî tanımlaması, Türk-Türkmen Alevîlerin yanında, Bektaşîler, Kürt Alevîler, Otman Babalılar, Nusayrîler gibi birçok grubu da kapsamaktadır.
Kelime-i şehadetin İslam âleminde makbul görmüş şekli Alevîlikte “La İlâhe İllallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyun Veliyullah” şeklinde ifade bulmuştur. Bu ifadeye göre Allah tevhîdi, Muhammed nübüvveti ve Ali velayeti temsil etmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri