MÜSLÜMANLAR MİSAFİR AĞIRLAMAYI İBADET GİBİ GÖRÜR Müslümanlar misafir ağırlamayı ibadet gibi görüp değerlendirdiği için bu güzel hasleti îfâ ederken ihlâsla davranmaya çalışır ve ihsân sırrını gözetirler. Bu vesileyle misafiri nimet ve ganimet olarak görürler.
Yüce dinimiz İslam'da misafir, bir rahmet ve bereket vesilesi sayılır. Evinde konuk ağırlayıp onu memnun olarak uğurlamak güzel bir ahlaki haslet olarak kabul edilir. Peygamber Efendimiz de (SAV) hadis-i şerifleriyle misafire cömert olmayı teşvik eder.
Nitekim bir hadisinde Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştu: "Misafiri bir gece ağırlamak her Müslüman'ın üzerine düşen bir görevdir. Bir kimse bir Müslüman'ın evinin önünde sabahlarsa bu kimseye ikram etmek o ev sahibinin üzerine bir borçtur.
"Sofra misafirin önünde bulunduğu müddetçe, melekler ev sahibi için istiğfar ederler." (Taberani) "Misafirlik 3 gündür. Bundan fazlası sadakadır.'' [Ebu Dâvud, Et'ime 5, (3749) ]. Allah'a ve kıyamete inanan, misafirine ikram eylesin!" (Buhari) "Mü'minlerin imanca en olgunu, ahlâkça yüksek olanıdır.
Evine gelen konukları iyi ağırlayan ve misafir ağırlamaktan hoşnut olan kişilere misafirperver denir.
İlgili 33 soru bulundu
MÜSLÜMANLAR MİSAFİR AĞIRLAMAYI İBADET GİBİ GÖRÜR
Bu vesileyle misafiri nimet ve ganimet olarak görürler. Elbette her nimetin bir külfeti vardır. Misafirin bazı zahmetleri olabilir. Onun sıkıntılarına yüksünmeden katlanmalı, misafire lütufla, güler yüzle, yumuşaklıkla ve hoşça hizmet etmelidir.
Evinizde başkalarının kalmamasını istiyor olmanızda dinen bir sakınca yoktur.
Misafir on kısmetle gelir birini yer dokuzunu bırakır atasözü, gelen misafirlerin ev sahibine külfet olmayacağı, aksine o evin bereketini arttıracağı anlamına gelmektedir. Misafir On Kısmetle Gelir Birini Yer Dokuzunu Bırakır Atasözünün Anlamı (TDK) Nedir?
Misafire ikram etmek, müslümanın başlıca özelliklerinden biridir. Misafirlik süresi en fazla üç gündür. Birinci gün misafir elden geldiğince ağırlanacak, diğer günler böyle bir telaşa girilmeyecektir. Maddî durumu uygun olmayan bir kimsenin yanında onu sıkıntıya sokacak kadar fazla kalmak günah sayılmıştır.
Misafir ağırlamak de bereket ve huzura vesiledir. Misafir hiçbir zaman yoksulluk getirmez, aksine huzur ve bereket getirir. Büyüklerimiz her zaman misafirperverlik konusunda son derece hassas davranmışlardır.
Evinize gelen misafiri mutlaka kapıda güler yüzle karşılamalı ve onlara sıcak davranmalısınız. Misafir karşılamanın diğer bir önemli noktası da eğer misafiriniz uzun yoldan geliyorsa onu terminalde karşılamanız önemli olduğu hissini verir. Misafir karşılamak Anadolu'da her zaman sevilerek yapılan bir gelenektir.
Misafir gelmezse üzülmelidir. Çünkü hadîs-i şerîfte; “Misafir girmeyen eve melek de girmez.” buyurulmuştur. Misafir gelmemesini istemek doğru değildir. Çünkü Peygamber efendimiz; “Misafir istemeyende hayır yoktur.” buyurmuştur.
Rüyada evde kalabalık misafire yemek yedirmek rüya sahibinin huzur dolu ve refah bir yaşam sürdürdüğüne veya sürdüreceğine delalet eder. Aynı zamanda iman ve inanç açısından oldukça zengin bir kişi olduğunu da dile getirmektedir.
[1] Geleneğe göre konukluk hakkı üç gündür. Konuk bir yerde üç gün kalırsa ne ev sahibi bunu fazla bulur, ne de konuk uzun kaldım diye üzülür. Ama üç günden sonrası, her ikisi için de sıkıcı olur. Konuk, senli benli bir arkadaş ise, üç günden sonra konukluğu bırakıp ev sahibine yardımcı olmalıdır.
Türk kültüründe misafirperverlik, konuk agirlamak erdem dolu bir davranış ve ibadet olarak gorulmektedir. Misafire ikramda bulunan, nazik davranan, seven, misafire evini acan, fedakarlık yapıp ikramlarda bulunan kişi ve aile kültürümüzde şerefli bir davranis gerceklestirmis olarak kabul edilmektedir.
Evinizi de aynı şekilde samimi bir halde tutun ve misafirlerinize karşı her zaman açık olun. Kusurlu bulduğunuz veya bulunan şeylere sinirlenmek veya gerilmek yerine sadece elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın. Misafir ağırlarken önemli olan her zaman en iyisini yapmaya çalıştığınızı hissettirmektir.
Sabah ziyaretleri tamamı ile yanlış olup, ancak resmi ziyaretler öğlen yemeği saatinden 1 saat önce yapılır. Akşam yemeği zamanında hiçbir aileye ziyarete gitmek doğru değildir. Başka bir evde tanışılan bir kişi evine davet ederse ara açılmadan gidilmelidir.
Bazen gelen misafirler o kadar çok olurdu ki, hizmetlerini rahatça görmek için böyle misafir evlerine taksim edilirdi. Peygamberimiz (sav) misafir konusunda din ayırımı yapmazdı. Herkese aynı yakınlık ve iyiliği yapar, aynı nezaket ve anlayışı gösterirdi.
Türkçemizde yolculuk, davet veya ziyaret sebebiyle, birinin evine uğrayarak, hâne halkından olmadığı hâlde geçici bir süre burada ağırlanan kimseye misafir denir. İbn-i Abbâs'tan nakledildiğine göre İbrâhim (as)'a gelen bu misafirler Cebrâil ile birlikte İsrâfil ve Mîkâil idi.
Dinen sefer sayılacak mesafedeki bir yere gitmek üzere yola çıkan kişi, yaşadığı yerleşim yerinin meskûn mahallinden çıkınca misafir hükmünde kabul edilir. Bu kimse yolculuk hüküm ve ruhsatlarından yararlanmaya başlar (Merğînânî, el-Hidâye, II, 101).
Kocanın istemediği kimseler, eşine açıklamasıyla veya örfü âdete göre belli olur. Bunların dışında kalanları eve almak yasaklanmıyor.
Misafirperverlik Türk kültürünün ve İslam dininin önemli manevi değerlerinden biridir. Misafir baş tacı edilir, ikramda kendisine karşı herhangi bir kusur işlenmemeye çalışılır. Türkler örf, âdet, gelenek ve göreneklerince gelen misafiri en güzel şekilde ağırlamaya çalışır.
Çünkü terlik önünüze koyulduğu anda genellikle ayakkabılarınız ayağınızda olmamış oluyor. Yani o sahneyi gözünüzde canlandırırsanız o anda ayakabısız olduğunuz gözünüzün önüne gelecektir.
Misafirler hoşnutlukla karşılanmalı, güler yüzle uğurlanmalıdır. İhtiyaç içinde olsalar bile, misafiri kendilerine tercih eden gönlü zengin kimseleri Allah Tealâ övmüştür. Peygamberimiz (s.a.s.) misafirlik konusunda, “Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin” buyurmuştur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri