Muazzam kelimesi TDK'ya göre üç değişik anlamı ile beraber ele alınmakta ve kullanılmaktadır. - Koskoca, kocaman çok iri veya çok büyük. - Güçlü ve önemli. - Alışılmışın sınırlarını aşan.
Kelime Anlamı: Muazzam kelimesi, çok büyük, devasa veya olağanüstü anlamına gelir. Bir şeyin büyüklüğünü, önemini veya etkisini vurgulamak için kullanılır.
muazzam - Nişanyan Sözlük. Arapça ˁẓm kökünden gelen muˁaẓẓam معظّم “ulu, azametli” sözcüğünden alıntıdır.
Munzam kelimesinin TDK anlamı, eklenmiş ve katılmıştır. Ek anlamında da kullanılabilir.
İlgili 19 soru bulundu
(Munzam Aidat: Gerçek kişi tacir ve sanayicilerin bir yıl önceki gelir vergisine matrah teşkil eden ticari kazançları; tüzel kişi tacir ve sanayicilerin ise ticari bilanço karlarının binde beşi oranında tahakkuk eden aidattır.
Munzam zarar, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı, alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı bir zarar şeklinde tanımlanabilir.
Muntazam sözcüğü sözcük erlerinden sıfat olarak nitelendirilirken "dizili, düzenli, intizamlı" anlamlarında kullanılmaktadır. Aynı anlamda olan fakat görev olarak belirteç(zarf) görevi üstlenen muntazaman sözcüğü de "düzgün ve düzenli bir biçimde, düzenli olarak" anlamlarında kullanılmaktadır.
hüküm sürmek; hâkim olmak.
Kökeni: "Mâkul" kelimesi Arapça kökenlidir. Arapça'da "مَعْقُول" (maqul) kelimesi akıl veya mantıkla uyumlu anlamına gelir.
MUAZZAM KELİMESİ CÜMLE İÇİNDE DOĞRU KULLANIM ÖRNEKLERİ
Muazzam, biraz da esrarlı, karanlık, eski bir konaktaydı. Fakat muazzam hakikatlere karşı göz yumanlardan değilim.
Bir şey kelimesi, TDK'nın belirlediği doğru yazımıyla "bir şey" şeklindedir. Başka yazımlar yanlış kabul edilmektedir. En sık yapılan hatalı kullanılışı ise birşey şeklindedir.
Muvazzaf Nedir? Muvazzaf kelime anlamı olarak Arapçada görevlendirilmiş kimse anlamını taşımaktadır. Türkçede ise daha çok görevlendirilen askerleri ifade etmek için kullanılmaktadır. Askerlik yapma yükümlülüğüne sahip erkeklerin yürüttüğü askerlik görevi olarak da ifade edilebilir.
Mülhem TDK göre de içe doğmuş, esinlenmiş ve birinin içine doğmuş anlamlarına gelen bir kelime olarak bilinir.
(ﻣﻨﺘﺜﺮ) sıf. (Ar. intiѕār “saçılmak, dağılmak”tan munteѕir) Etrâfa saçılan, dağılan, dağılmış, dağınık: Meşcerin sîne-i sükûnunda / Müntesir iltimâ-ı sâf-ı kamer (Tevfik Fikret).
Bidayet, TDK sözlük anlamı başlama ya da başlangıç demektir.
Ebedi kelimesi bitip tükenmeyen, sonsuza kadar sürecek olan ve zeval bulunmayan anlamlarına gelmektedir. Bu anlamları ile kullanılan ebedi kelimesinden ebediyet kelimesi türetilmiştir. Ebediyet kelimesi ise sonsuzluk anlamına gelmektedir.
Hüküm, bir dava mahkemesinin hukuksal uyuşmazlığı çözen son kararıdır. Ceza yargılamasında, sanığın suçlu bulunması durumunda yasanın o suç için öngördüğü cezaya çarptırılması, suçsuz bulunması durumunda da aklanması biçiminde olur.
Mütemadiyen Arapçadan gelen ve Türkçede yaygın kullanılan sözcüklerden biridir. Türk Dil Kurumu açısından ele alındığı zaman anlamı, 'Ara vermeden ve sürekli olarak' biçiminde ifade ediliyor.
Türkçedeki kullanımıyla müstesna, genel kuralların dışında, özel veya istisna bir durumu ifade eder. Kelimenin Anlamı: Müstesna, bir şeyin veya durumun genel kurallardan veya normlardan saparak özel veya istisna bir konumda olduğunu belirtir.
MÜTEKÂMİL. (ﻣﺘﻜﺎﻣﻞ) sıf. (Ar. tekāmul “gelişmek, olgunlaşmak”tan mutekāmil) Tekâmül eden, gelişip olgunlaşan, olgunlaşmış, gelişmiş: Millet diye böylesine mütekâmil bir insan toplumuna denir (Mukbil Özyörük).
Temerrüt; bir borçlunun, borç sözleşmesinin kararlaştırılan hüküm ve koşullarına göre borç verene borçlarını ödeyemediği durumu ifade eder. Mali yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, borçlu için kredi puanının zarar görmesi, yasal işlem ve hatta iflas dahil olmak üzere ciddi sonuçlara yol açabilir.
Dolaylı zarar, hukuka aykırı fiilin mağdura verdiği doğrudan zarara bağlı olarak eklenen bir sebeple mağdurun uğradığı zarardır.” [5] Z ra dolaylı zarar kurumunda, asıl zarara uğrayan k ş doğrudan zarara bağlı ve bu sebepten dolayı uğradığı ek zararlardır.
Borca konu edim sözleşmeye uygun ifa edilmiş olsaydı alacaklının malvarlığının içinde bulunacağı durum ile borcun ifa edilmemesi halindeki mevcut durumu arasındaki fark “müspet zarar” olarak tanımlanır.
Gerçek kişi tacir ve sanayicilerin Gelir Vergisi'ne ilişkin beyannamelerinde gösterilen ticari kazanç toplamı,Tüzel kişi tacir ve sanayicilerin ise Kurumlar Vergisi Beyannamesinde gösterilen Ticari Bilanço karı üzerinden %0.5 (binde 5) oranında munzam aidat tahakkuk ettirilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri