İbn Kuteybe, mübalağa terimini ilk kullanan edip olduğu gibi onu ifade etmek üzere farklı birçok terimi gündeme getirmiş, ilk defa mübalağanın yalandan farkı ve sanat değeri hakkında, ayrıca istiarede mübalağa bağlamında âyet ve şiirden şâhidler üzerinde yorumlar ortaya koymuştur.
Abartıcılık ya da mübalağacılık; bir şeyi olduğundan daha büyük, daha çok veya daha önemli gibi gösterme tutumu. Abartma kelimesi, bir düşünceyi aşırı derecede büyülterek ya da küçülterek anlatma eylemini belirten sözbilim terimi olarak kullanılır.
Mübalağa aynı zamanda abartma anlamına gelmektedir. Mübalağa sanatının, sözün etkisini daha fazla güçlendirmek için bir durumu veya bir olayı olduğundan daha çok veya daha az olacak şekilde ifade edilerek yapıldığı söylenebilir.
Sözlükte “ulaşmak, son noktasına varmak” anlamındaki bulûğ kökünden türeyen mübâlağa kelimesi “bir işe olanca gayretini sarfetmek, ileri gitmek; büyütmek” demektir.
Şiir en ilk/el sanat dalıdır. İlk defa şiirde görülen mübalağa sonrasında nesirlerde de kullanıldı.
İlgili 42 soru bulundu
Mübalağa kelimesinin kökeni Arapça dilidir. Mübalağa kelimesinin Arapça dilindeki karşılığı mubālaġa şeklindedir.
Abartma (Mübalağa): Abartma unsuru konuşma ve yazma dilinde sıklıkla kullanılan bir unsurdur. Kişi, mübalağa ederken yani bir hususu abartırken aslında olmamış bir şeyden bahsediyordur. Benzetme (Teşbih): Benzetme sanatı sayesinde anlatımı kuvvetlendirerek sözün etkisini büyütmek mümkündür.
Mübalağa, bir olayın ya da durumun olduğundan çok daha fazla abartılarak anlatılmasıdır. Abartmanın olması için söz konusu olan özelliği akıl sınırlarını zorlayacak derecede büyütülmesi gerekir. Bu sayede de mecazi bir anlatım ortaya çıkar.
Abartma (Mübalağa)
Bir şeyin özelliklerini, bir olayı veya bir durumu olduğundan daha büyük veya daha küçük göstermeye abartma denir. Örnek: Çantayı taşımaktan kolum koptu. Karacaoğlan bu dörtlükte memleketinden ayrı olmanın verdiği acıyı abartarak anlatmıştır.
Edebi sanatlar, genel olarak üç grupta incelenir ve bunlar mecaza, anlama ve söze dayalı sanatlar şeklinde ayrılır. Her bir kategori, farklı durumlarda kullanılır ve hepsinin amacı, okuyucunun zihninde iz bırakabilmek ya da etkileyebilmektir.
Sevmek; Mübalâga sanatıdır Abartın İsmet Özel | Klasik edebiyat, Edebiyat, Pozitif alıntılar.
Sanatsal bir şekilde yapılan abartma sanatına tebliğ denir. Bir kişinin ya da olayın aşırı bir biçimde abartılması ise gulüv olarak tanımlanır. Bir kişiye ait özelliklerin çok fazla met edilmesine ya da yerilmesine ise iğrak adı verilir.
Hüsn-i ta'lil, nedeni bilinen bir olay, olgu ya da durumun gerçek nedenini bir yana bırakıp; onu hoşa gidecek hayalî bir nedenle açıklama ve anlamlandırma sanatıdır. Her olayı veya olguyu güzel bir sebebe bağlama sanatı da denilebilir.
Eski savaşları tasvir için "mübalağa cenk olundu" derlerdi. Roman da bir tür mübalağa sanatıdır belki.
sıf. ve i. Abartma huyu olan, mübâlağa etmekten hoşlanan, mübâlağa eden (kimse).
Teşhis bir edebi sanat türüdür. İnsan dışındaki varlıkları insan özelliğiyle donatma, kişileştirme sanatıdır. Edebiyat dışında hitabet sanatında (retorik), görsel sanatlarda, dini metinlerde vs. de kullanılır.
Abartmak kelimesinin kökeni Türkçe dilidir.
Bu söz sanatına teşbih yani benzetme deniliyor. Zayıf olanı güçlü olana benzetiliyordu. Oysa ne çok kullanıyoruz hayatımızda teşbih sanatını. İstiklal Marşı'nda geçen; “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda” mısrası derinden bir aşk uyandırır içimizde.
Bir olayı ya da durumu veya bir şeyin özelliklerini olduğundan daha büyük ya da küçük göstermeye abartma denir. Abartma cümleleri içerisinde bir durumu çok daha yüksek bir şekilde gösterirken aynı zamanda daha düşük bir seviyede gösterebiliriz.
Bunlar abartı, melk, şeaf ve alavış şeklindedir. Ancak genel olarak bulmacalarda çıkan mübalağa sorusunun yanıtı abartı kelimesi olarak dikkat çekmektedir.
Tespihin 11, 33 ve 99 taneli olanları Müslümanlar, 33 ve 59 taneli olanları Hristiyanlar ve 108 taneli olanı Budistler tarafından kullanılır.
Edebiyatta tezat, birbirinin zıddı olan duygu, düşünce ve durumları; aralarında bir ilgi kurarak aynı cümlede, mısrada veya beyitte dile getirme sanatıdır. Hem nazımda hem de nesir de görülebilir.
Kalb: Kalb, bir kelimenin, harflerinin yerlerinin değiştirilerek yenilenmesidir. Başka bir ifadeyle kalb, cinaslı sözlerin harflerinin sıralanışlarının değiştirilmesine dayanır. Bir kelimenin, yine anlamlı olmak şartıyla, tersten okunuşunun kullanılmasına kalb-i kül (kalb-i muntazam, 'aks-i müfred)denir.
Anlamca birbiriyle uyumlu, tezat olmayan birden fazla kelimenin bir arada kullanılmasına tenasüp sanatı denmektedir. Tenasüp, müraat-ı nazir adıyla da bilinir. Örneğin gül, bülbül ve gül bahçesi birbiriyle orantılı ve uyumludur. Bu kelimelere birlikte yer verildiğinde tenasüp sanatı meydana gelmiş olur.
"İnce, uzun, doğru yol, birçok noktannın birbirine bitişerek sıralanmasından meydana gelen çizgi, çizgiye benzeyen şeyler ve yazı" anlamlarına gelen hat; İslam kültüründe "yazı" ve "güzel yazı" (hüsn-i hat, hüsnü'l hat, el-hattu'l hasen) manalarında kullanılmıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri