Bu anlamda mücerred, “dünya ve âhiret kaygısını bir yana bırakıp Allah'a gönül veren ve sadece O'na bağlanan derviş” demektir.
Sebebe Bağlı Olmayan İşlemler: Bu tür işlemlerde sebep gösterme zorunluluğu yoktur. Bu sebeple böyle işlemlere sebebe bağlı olmayan ( mücerret = soyut işlemler) veya sebepsiz işlemler denilmektedir.
Türk Dil Kurumu açısından bakıldığı zaman mücerret kelimesi, 'soyut' anlamı taşımaktadır.
Ruhi mücerret aslında bir isim değil sıfat tamlamasıdır. Bu kelime soyut ruh ya da gözle göremediğimiz varlık anlamlarında kullanılmaktadır.
İlgili 38 soru bulundu
Mücerred ise, babasının yanında yaşayan bekar yetişkin çocuktur. Mücerred resminin miktarı 6 akçe olup babasının yanında yaşayan, gelir elde etmeye gücü yeten (kisbe kâdir) yani sakatlığı, hastalığı olmayan erkeklerden alınan bir vergidir.
Osmanlı'da gelir veya toprağı olan bekar erkeklerden alınan vergi “mücerred” evli erkeklerden alınan vergi “bennak”dır.
Mücerret kelimesinin kökeni Arapça dilidir. Mücerret kelimesinin Arapça dilindeki karşılığı mucerred şeklindedir.
edb: kur'ân yazısında noktasız harflerle yazılı mensur veya manzume. bu şekil yazıya mahzuf veya mühmel de denir.
ruh-ı mücerret - Vikisözlük.
Hasretmek, bir yere ayırmak, bir yerde toplamak manasına gelirken inhisar, belli bir yerde ya da bir kişinin elinde toplanmış olan demektir.
Akl-i Mücerred (mücerred akıl) sadece eşyanın zahirini tespit edebilen akıldır, hakikatini bulamaz. “Tavsifi” bir akıldır, size sadece adres tayin eder.
6102 Sayılı TTK m.780/1-b ve 781/1 maddeleri gereğince, çekin kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi unsurunu içermesi ve illetten mücerret olması gerekir.
Osmanlılar'da düğün veya gerdek için alınan bir vergi. Osmanlı malî terminolojisinde genel olarak vergi anlamında kullanılan bir terim. Osmanlı maliyesinde devletin talep ettiği vergi ve harçların genel adı.
Resm-i Arûs (Gerdek Resmi) Bir sipahinin tımarında bulunan kadınların evlenmeleri verginin konusunu oluştururdu. Bu vergi, kadınların kocalarından tahsil edilirdi. Yâve ve Kaçkun Resmi (Bâd-ı Hevâ Rüsûmu) Kaybolmuş hayvan veya kölenin bulunması verginin konusunu oluştururdu.
İspenç, tarımla uğraşan Hristiyan reayadan Osmanlı Devleti'nin topladığı vergidir. Bu vergi 25 Akçe değerinde olup her erişkin zımniden alınan kişisel bir vergidir.
Haraç, toprağın mülkiyetinden dolayı sahiplerinden maktu olarak alınan para veya hasılatından alınan hissedir. Müslümanlardan alınan öşür ve resm-i dönüm (veya çitf akçesi) vergisinin karşılığıdır[75].
Osmanlı Devleti'nin kuruluşu 1299'dan, Tanzimat'ın ilan edildiği 1839'a kadar geçen yaklaşık beşbuçuk asırlık dönemde mali teşkilatın gelir kısmının ana unsurunu teşkil eden vergilendirmeyle ilgili iki önemli ayrım sözkonusu olmuştur. Bunlar Şer'i ve Örfi Vergilerdir[4].
Ruh, can ya da tin; din ve felsefede, insan varlığının fiziksel olmayan yönü ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle eşanlamlı olarak ele alınır.
Poliçeler ödeme aracı iken, çekler kredi aracıdır. Poliçelerde ödeyecek olan keşideci iken, çeklerde ödeyecek olan muhataptır. Temelindeki hukuki nitelik poliçelerde havale iken, çeklerde mücerret ödeme vaadidir.
İlk ciranta lehtardır. İlk cironun lehtara ait olmaması halinde ciro zincirinde kopukluk var demektir. Ciro ile ciro eden ciro edilene ilgili senetteki alacağı tahsil etme; senet borçlusuna da ciro edilene ciro edilen senetten doğan borcunu ödeme yetkisi vermektedir.
Mücerret kıymetli evrak, senedin tanzimine sebep olan asıl borç ilişkisinin senetten anlaşılmasının mümkün olmadığı kıymetli evraktır. Başka bir deyişle, senetle, senetin oluşumuna sebep olan arkadaki hukuki ilişki arasında bağ bulunmamaktadır. Hakkın hukuki nedeni senette açıklanmamaktadır.
Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.
“Sülasî mücerredin mazi kipi” tanımlaması fiilin şu üç niteliği taşıması anlamına gelir: • SÜLAS : Kök itibari ile üç harfli olması. (yazdı) gibi. MÜCERRED: Fiilden fiil yapım eki almaması (çekim eki alabilir). Örneğin aynı kökten gelen (yazıştı) fiili yapım eki aldığı için mücerred olmaz.
Öz. İbn Sînâ felsefesinde faal akıl, Zorunlu Varlık ve ayrık akıllardan oluşan ay üstü âlemin son aklıdır. Sudur sürecinde son akıl olması sebebiyle aynı zamanda oluş ve bozuluşa tabi olan ay altı âlemin aklı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu âlemde çeşitli tasarruflara sahip bir konumda bulunmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri