Bir şiirin parçası olmayan ve aralarında kafiye bulunmayan beyitlere müfred veya ferd; kafiyeli beyitlere mukaffâ veya musarrâ denir.
Müfred kelimesi divan edebiyatında terim anlamında kullanılır. Diğer beyitlerle anlamca ilişkisi bulunmayan , bu nedenle tek başına okunduğunda da anlamlı gelen beyitlere müfred denir.
İlk beyite "matla", matladan sonraki beyite "hüsn-i matla"; son beyite "makta", maktadan önceki beyite "hüsn-i makta" denir. En güzel beyite "beyt'ül gazel" ya da "şah beyit" denilir. Şairin "mahlas"ının geçtiği beyite "Taç Beyit" ya da "tahallüs" denir. Matla mısrası gazelin sonunda tekrarlanırsa "reddi matla" denir.
Beyt-i merhûn (merhûn: 1) rehin edilmiş, ödünç alınan birşeye karşı garanti olarak verilen şey, 2) muayyen zaman, birşeye bağlı): Başka bir beyte bağlı olan beyt.
İlgili 28 soru bulundu
Bir şiirde iki mısrası birbirine kafiyeli olan beyitlere mukaffa, musarra ya da matla adı verilir. Mısraları kafiyeli olmayan beyitlere ise müfret ya da fert adı verilir.
Beyit, iki mısradan meydana gelen nazım parçası. Batı edebiyatında beyte "kuple" denir. Divan edebiyatında nazım birimi sayılan beyit, aynı vezinde olan ve birbiri peşinden gelen iki mısradır.
Matla, Divan edebiyatında bir şiirin ilk beyiti. Daha çok kaside ve gazel türleri için kullanılır. "Doğmak" anlamındadır. Matla beyti diğer beyitlerden ayrı olarak kendi arasında redifli ve kafiyeli iki mısradan oluşur.
Musarra beyit genel olarak şiir içerisindeki 2 mısranın ele alınması ile gerçekleşir. Bu konuda alt alta gelen mısralar uyumlu şekilde hazırlanır. Yani cümlenin sonu ve yüklem kapsamında kafiyeli olarak öne çıkar. Bu da şiirin daha güzel okunması ile beraber anlamını daha iyi bir şekilde ortaya koymasına olanak tanır.
Musammat; ayrı bir nazım biçimi olmamakla birlikte bazı gazel ve kasidelerde uygulanan, dize ortasında da uyak bulunması temeline dayanan bir divan edebiyatı tekniğidir. Bu tekniğin kullanıldığı gazellere "musammat gazel" adı verilir.
“Hikemî Şiir” veya “Hakimâne Şiir” ise düşünceye ağırlık veren, amacın okuyucuyu uyarmak, düşündürmek ve aydınlatmak olduğu, daha doğru bir ifadeyle insana doğruyu, güzeli göstermeye yönelik görüş bildi- ren didaktik içerikli şiire denir.
Kaside ve gazelin ilk beytine, matla denmektedir. Matla kelimesi, doğmak anlamını taşıyor. Matla beyti, kendi arasında uyaklıdır. Gazel ve kaside Divan Edebiyatının şiir türleridir.
“Gazelin musarra' olan ilk beytine matla' (doğuş yeri) denir. Matla'dan sonra gelen beyte de hüsn-i matla' adı verilir ki, bu beytin matla'dan daha güzel olmasına dikkat edilir.” (Dilçin, 1997, s. 105).
Azade, ikinci dizesi olmadan anlam ifade edebilen tek dizelik ve vezinli nazım şeklidir. Bazen bir beyitteki iki mısranın birbirleriyle ilişkisi olmaz. Bu tarz bazı durumlarda da mısralar ayrı olarak kabul edilip bunlara yine azade denilir.
Murabba (Osmanlıca: مربع), bent adı verilen dört dizelik kıt'alardan oluşan şiir türüdür. Kelime anlamı "dörtlük" demektir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Genelde 3-7 bentten oluşur.
Beyit: Divan şiirinde iki mısralık nazım birimidir. Arapça'da 'Ev' demektir. Divan Şiirinde ise iki mısralık (mısra:'Kapı' manasındaki karşılık gelir) nazım birimlerine denir.
Gazel ya da kasidelerde başlama beyitlerine matla beyit denir. Bu iki beyit kendi arasında uyaklıdır. Son beyite ise makta beyit denilmektedir. Makta beyitte şairin adı yer almaktadır.
Mısraları birbiriyle kafiyeli olmayan beyte “beyt-i hasi”, bir beytin iki mısraını kafiyelendirmeye tasrî', kafiyeli olan beyte musarra' veya mukaffâ denir. Musarra' beyit gazel ve kasidenin başında değil de diğer beyitlerin arasında bulunursa buna vâsıta adı verilir.
Redd-i matla, gazelin ilk beyti olan matla beytindeki mısralardan birinin gazelin son beyti olan makta beytinin ikinci mısraında tekrar- lanması suretiyle yapılır.
Klasik Türk şiirinde kadını ve aşkın zevklerini konu alan, zarif ve çapkın bir anlatımla söylenmiş gazellere “şûhâne gazel” adı verildiği bilinmekte ve bu tarzın edebiyatımızdaki en önemli temsilcisi Nedim kabul edilmektedir.
Bu kişilerin kaleme aldığı gazellere; Rindâne Gazel denir. Divan edebiyatımız da Baki Rindane Gazel yazanlar arasında örnektir. 3-Hikem-i Gazel: Edebi konularda ve ahlakla ilgili birçok öğüt verme şeklinde kaleme alınan gazel türüdür.
Tapşırma, halk şiiri geleneğine ait bir terimdir ve "şiirin son dörtlüğünde ozanın mahlasını söylemesi" olarak tanımlanabilir. Şairin ad veya mahlas kullanması sadece halk edebiyatına mahsus bir gelenek değildir.
İslâmiyet öncesindeki dönemlerde Türk şiirinde ve halk şiirinde “dörtlük', klasik Türk şiiri diğer tabiri ile divan şiirinde “beyit”, çağdaş Türk şiirinde ise “dize” nazım birimi olarak kullanılmış durumdadır.
Bir şiirin parçası olmayan ve aralarında kafiye bulunmayan beyitlere müfred veya ferd; kafiyeli beyitlere mukaffâ veya musarrâ denir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri