Mülhakat, bir bütüne ait olan demektir. Mülhakat adliyeler küçük taşra adliyelerdir ve farklı mahkemelere bağlılardır.
Mülhak vakıflar da Medeni Kanunu'ndan önce kurulan vakıflardandır. 5737 sayılı Vakıflar Kanununa göre, mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıflara mülhak vakıflar denilir.
MÜTERAKKÎ (ﻣﺘﺮﻗّﻰ) sıf. (Ar. teraḳḳī “ilerlemek, yükselmek”ten muteraḳḳі) İlerleyip gelişen, ilerlemiş, medeniyet seviyesi yükselmiş, terakkî etmiş.
Müstantik kelimesi istintak sözcüğünden türetilmiştir. İstintak, bir meseleyi derinlemesine soruşturmak ve bilgi almak için karşı tarafa soru sormak demektir. Müstantik ise suçluları bulmak için şüphelileri sorgulayan kimse demektir. Bu kelime mecazen meraklı ve çok soru soran kişiler için de kullanılır.
İşrak, hem parlatmak ve ışıklandırmak hem de doğmak anlamına gelir. Müsteşrik ise, doğu ilimleriyle ilgilenen kişi demektir. Divan edebiyatı, alaturka müzik ve gazavatname gibi Doğu ilimlerine ise istişrak denir.
İlgili 24 soru bulundu
Şarap Anlamıyla “Mül”
Klasik Türk edebiyatı şairleri “mül” kelimesini “şarap” anlamında kullandıkları zaman sıklıkla “bahar mevsimi”yle ilişkilendirmişlerdir.
Osmanlı hukuk literatüründe soruşturma eylemi için “istintak” soruşturmayı yapan kişi için “müstantik” ibaresi kullanılmıştır.
müştak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
(Osmanlı Dönemi) (şevk. den) Arzu ve iştiyak gösteren, fazla istekli.
(ﻣﺘﻜﺎﻣﻞ) sıf. (Ar. tekāmul “gelişmek, olgunlaşmak”tan mutekāmil) Tekâmül eden, gelişip olgunlaşan, olgunlaşmış, gelişmiş: Millet diye böylesine mütekâmil bir insan toplumuna denir (Mukbil Özyörük).
MÜTEKÂSİF. (ﻣﺘﻜﺎﺛﻒ) sıf. (Ar. tekāѕuf “yoğunlaşmak”tan mutekāѕif) Kesif duruma gelmiş, yoğunlaşmış, yoğun: Şimdi büsbütün karanlık olmuş idi, iki arkadaş yekdiğerini birer zıll-i mütekâsif şeklinde görüyorlardı (Hâlit Z.
(ﻣﺴﺘﻬﻠﻚ) i. (Ar. istihlāk “yok etmek, tüketmek”ten mustehlik) Tüketici: Kısacası büyük müstehliklerin şehri küçük müstahsilin şehri oldu (Ahmet H.
(مُ) [ ع . ] (اِمف .) مطیع ، فرمان بردار.
مستحكم - müstahkem
ایدلمش: مستحكم موقع .
münkariz - منقرض
برافتاده. ورافتاده. [ مُ قَ رَ ] (ع اِ) انقراض. پایان.
[1]Toplanmış,çekilmiş, büzülmüş.
Ad. Keşfedilmiş, ortaya çıkarılmış.
müştak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
(Osmanlı Dönemi) (şevk. den) Arzu ve iştiyak gösteren, fazla istekli.
Tutulmuş, yakalanmış, bağlanmış. 2. Kötü bir alışkanlığa sahip olmak.
(ﻣﺘﻜﺎﻣﻞ) sıf. (Ar. tekāmul “gelişmek, olgunlaşmak”tan mutekāmil) Tekâmül eden, gelişip olgunlaşan, olgunlaşmış, gelişmiş: Millet diye böylesine mütekâmil bir insan toplumuna denir (Mukbil Özyörük).
MÜTEKÂSİF. (ﻣﺘﻜﺎﺛﻒ) sıf. (Ar. tekāѕuf “yoğunlaşmak”tan mutekāѕif) Kesif duruma gelmiş, yoğunlaşmış, yoğun: Şimdi büsbütün karanlık olmuş idi, iki arkadaş yekdiğerini birer zıll-i mütekâsif şeklinde görüyorlardı (Hâlit Z.
muti ve münkad olmayan. itaatkâr olmayan.
Suçlanan, müttehem: Bu müttehim zevce ne diyecekti? (Hâlit Z.
Değişik toplumların ve devletlerin çeşitli zamanlarda imal edip kullandığı alkol, Osmanlı İmparatorluğunda hoşluk veren, uyuşturan içecekler manasına gelen müskirat terimi ile adlandırılmıştır.
(Ar. teḥammul “dayanmak, katlanmak”tan muteḥammil) Tahammül eden, katlanan, dayanan, dayanıklı: Hicrânına Rûhî mütehammildir anınçün / Kim görmeğe gayr ile seni tâb getirmez (Rûhî-i Bağdâdî).
MÜMÂSİL. 1. Benzeyen, andıran, –e benzer, gibi: Oldum ben o hoş endâma nâil / Tâvûsa tutar mıyım mümâsil (Muallim Nâci'den).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri