Yani “Nasibin dağın altında da olsa sana isabet eder.” Arapça atasözünde işaret ettiği gibi payımıza düşen bizi bulur. Bunun sırrını da Allah'u Teala Kuran'ı Kerim'de boşa vakit geçirmeyin diyerek bizi uyarıyor. Bir iş istediğimiz gibi olmadığı zaman başka hayırlı bir işe yönelmemizi istiyor.
Nasip meselesinde insan cüz'i iradesini kullanıp üzerine düşeni yerine getirmekle mükelleftir, neticeyi vermek ise Allah'ın takdiridir. Kişi “nasibimde ne varsa o olur” diyerek çalışmayı, sebeblere riayet etmeyi terk edemez. Öyle ise insan, elinden geleni yapıp neticeye razı olmalıdır.
Allah'ın bir kimse için önceden belirlediği mutluluk payı anlamında bir terim. İlâhî iradenin insanlar için çizdiği hayat programı anlamında kullanılan bir terim. Bu form aracılığıyla, sadece OSMANLILAR//8-mali-yapi maddesi ile alakalı mesajların iletilmesi rica olunur.
Evlenme talihi anlamında kullanılmakta olan bir kavramdır. Kısmet, olayların olumsuz bir şekilde sonuçlanmasına bağlı olarak tevekkül edilmesi durumu olarak da bilinmektedir. Kısmet, nasip olarak bilinmektedir. Talih, kader ve şans olarak da bilinen bir kavramdır.
Dini literatürde ise "Allah'ın bir kimse için önceden belirlediği mutluluk payı" anlamında kullanılan bir terimdir. Kişinin kendi iradesini kullanarak yaptığı işteki 'nasip' ifadesi; yapılacak olan iş her ne ise, işin bitiminde elde edilen sonuç anlamı taşımaktadır.
İlgili 43 soru bulundu
Kader, herkesin kendi iradesiyle ne yapacağını, kiminle evleneceğini, Cenab-ı Hakk'ın, ezelî ilmiyle önceden bilmesi demektir. Zorla yaptırması demek değildir. Biz, kiminle evlenmeye karar vermişsek, o bizim kaderimiz oluyor. Allahü teâlâ, olacak her şeyi bilir.
Şans; baht, talih, fırsat, imkân demektir. Nasip, birinin, önceden kaderinde, yani, alnına yazılmış olan pay, payına düşen anlamında olduğu gibi, “Bir insanın elde edebildiği şey”e de denir.
Nasipli kişi; sabah namazını camide cemâatle kıldıktan sonra güneş doğduktan yarım saat sonra iki rek'ât işrak namazı kılarak nafile ibadet sevabına nâil olacağını bilendir. Nasipli kişi; fazileti çok büyük olan Duha (kuşluk) vaktinde iki rekat Duha namazı kılabilendir.
Bireylerin elde edebildiği veya sahip olduğu şeyleri ifade eden bir sözcüktür. Günlük kazanç veya kısmet anlamında da kullanılabilen bir sözcüktür. "Nasipte varsa olur." cümlesi nasip kelimesinin kullanımına örnektir.
Şunu hiç unutmamak gerektir ki, Allah yarattığı kulunun kısmetini asla bağlamaz. O kadar bağlamaz ki, dünyada evlenemeden vefat edenleri bile cennette otuz üç yaşında en güzel bir cennet genci olarak olarak evlendirir, kısmetini yine karşısına çıkarır, asla kısmetsiz bırakmaz.
Her dua nasibine, her nasip vaktine esirdir sözü, halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu söz kul tarafından istenen şeylerin ancak Allah'ın izin vermesiyle gerçekleşebileceği anlamına gelir. Dinimize göre nasibi olan kişilerin sabırlı olması gerekir.
“ALLAH, NASIP ETMEYECEĞI ŞEYIN HAYALINI KURDURMAZ.” HZ. OSMAN.
Ne zaman bir olayın vücuda gelmesinde, bir sonucun ortaya çıkmasında bir başka irade, ikinci bir irade devreye girerse bu olay artık bir nasip değildir, bir kaderdir. Nasiple kaderin de benzer tarafları vardır. Nasip olan şey, ulaşılan neticenin adıdır.
Evet, bu söz doğrudur. Zira insan için takdir edilmiş bir nasip mutlaka ona gider. Başkası için tayin edilen bir şey ise yanlışlıkla o insana gitmez.
Nasip; Gayret ister, vefa ister, çilesine sabır ister. Kader; Dua ister, tevekkül ister, şükür ister Allahım; Nasibimi dua'ya, Kaderimi rızana emanet ettim.
Kader değişir mi? İnsan, kaderinin ne olduğunu bilmemektedir. Dolayısıyla insana düşen Allah'ın verdiği akıl, irade ve imkânlar çerçevesinde görevini en iyi şekilde yapma şevki ve gayreti içinde olmasıdır. Allah, ezelî ilmiyle herşeyi bildiği için O'nun ilminde ise bir değişiklik olmaz.
Yani “Nasibin dağın altında da olsa sana isabet eder.” Arapça atasözünde işaret ettiği gibi payımıza düşen bizi bulur. Bunun sırrını da Allah'u Teala Kuran'ı Kerim'de boşa vakit geçirmeyin diyerek bizi uyarıyor. Bir iş istediğimiz gibi olmadığı zaman başka hayırlı bir işe yönelmemizi istiyor.
sıfat Nasibi olan, kısmetli. Her istediğine kolayca ulaşan.
Tevekkül eden, sonuçları yaratanın Allah olduğunun şuurunda olan insandır. Nasip; senin çalışmanın karşılığında Allah'ın takdir ettiği şey.
Tanrı'nın bireylere uygun gördüğü yaşama durumu; nasip.
Sual: Maddi ve manevi rızıklar, insan daha dünyaya gelmeden önce takdir edilmiş midir? Cevap: Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdir etmiş, ayırmıştır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın bedeninin ve ruhunun rızıkları da bellidir.
İslâm'da “şans, talih” gibi sözlerin yeri yoktur. Dinimizde “kader vardır, tevekkül vardır, Allah'tan gelene rıza vardır.” Bunun da kaynağı îmandır. Mü'min, Allah'a îman eder, kadere boyun eğer, hâdiseler karşısında bocalamaktan kurtulur, ne ile karşılaşırsa karşılaşsın îmanın kuvveti ve nuru ile onları aşar.
- İslam'da “Kâinatta Allah'tan başka hakiki müessir yoktur.” prensibi, kişinin şanslı-şansız / talili-talisiz/bahtlı-bahtsız olması yalnız Allah'ın takdiridir. İnsan iradesinin varlık gösterdiği konularda elbette onun da bir payı vardır. Fakat yaratma noktaları sadece Allah'a aittir.
Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duası kabul olursa, o kaza değişir.” Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez.
Böyle bir bilgiye ulaşmak mümkün olmadığı gibi, buna ihtimal da yoktur. Kader bilgisi Allah'a aittir ve Allah'ın katında mevcuttur. Bırakın evlenip çocuğunuzun olup olmaması, ne kadar yaşayacağımızı, kaç sene ömrümüzün kaldığını da bilmemiz mümkün değil.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri