İlk şok atlatıldıktan sonra yaklaşık 40 gün içinde kabullenme aşamasına geçilir ve gerek fiziksel gerekse duygusal destek ile ölüm gerçeği ile yüzleşilir. Bir yıla kadar yas sürecinin daha hafifleyerek devam etmesi olağandır.
Aşamaların sırasında değişiklikler görülebilir. Normal yas süreci genelde altı ile yirmi dört ay kadar sürer ve zaman içinde yatışır. Yas sürecinin ileri dönemlerinde bu yaşantıların sürmesi patolojik yasın belirtisi olabilir.
Yas, sağlıklı ve yaşanması gereken bir süreçtir ve kaybın özelliklerine göre (yakınlık, beklendiklik vb.) 6 ay ila 1 yıl sürmesi normal karşılanmaktadır.
Duygusal tepkiler: Ölümü inkar etme, üzüntü, ağlama, özlem, öfke, sıkıntı, güvensizlik, tedirginlik, aklını yitireceği-delireceği korkusu, hayata karşı ilgi ve istek kaybı, hiçbir şeyden zevk alamama, hiçbir duygu hissedememe, geleceğe dair umutsuzluk ve karamsarlık, yalnızlık, çaresizlik.
İlgili 35 soru bulundu
İlk şok atlatıldıktan sonra yaklaşık 40 gün içinde kabullenme aşamasına geçilir ve gerek fiziksel gerekse duygusal destek ile ölüm gerçeği ile yüzleşilir. Bir yıla kadar yas sürecinin daha hafifleyerek devam etmesi olağandır.
Hayati Belirtilerde Değişiklik: Nabız yavaşlar ve bir süre sonra sanki yokmuş gibi kaybolur. Solunum değişiklikleri baş gösterir. Kalp atışları düzensizleşir ve tespit edilebilmesi zorlaşır. Kişinin tansiyonu devamlı olarak düşerken, böbrekler ise bir süre sonra çalışmayı tamamen bırakır.
Normal bir yas süreci ortalama 6-7 ay sürerken, çok yakınların kaybı 2 sene civarı sürebilir. Evlat kaybı gibi bazı komplike yas süreçleri ise bütün bir ömür sürebilir.
İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme... Bunlar yasın beş evresi olarak biliniyor. Yaşadığımız üzücü olaylarda çoğu insanın bu aşamalardan geçtiği varsayılıyor.
Yas terapisi, genellikle sevilen birinin veya diğer önemli yaşam olayının kaybına eşlik eden duygusal, psikolojik ve fiziksel acıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış bir terapi türüdür.
Cenazenin gömüldüğü kırkıncı gün “kırk mevlidi” okutulur. Ölünün gömüldüğü 52'nci gün mevlit ve Yasin suresi okutulur; o gün ölünün etinin kemiğinden ayrıldığına inanılmaktadır. Belli günlerde yapılan tüm uygulamalar ölünün öbür dünyada rahat etmesi, azap çekmemesi içindir.
Ölü, ruhun cesedinden ayrılmasından sonra öldüğünü anlamaktadır. Ölüm mutlak yokluk değil, bir halden bir hale geçiş ve bir evden diğer bir eve göçüştür şüphesiz. Ruh bedenden ayrılınca, yani insan ölünce artık biz onun bulunduğu âlemde sürdürdüğü hayatı müşahede edemiyoruz.
Buna terim olarak hidad / ihdad denir. Fakat, kadının evine kapanması ve dünyadan kendini soyutlaması doğru değildir. İslam'a göre yasın süresi üç gündür. Ancak, kocası ölen kadın, 4 ay 10 gün yas tutar.
Oksijen alamadığı için bilinci kapanıyor, ardından ölüyor. Yanma: Yanıklar, çok şiddetli acıya yol açıyor. Sinir uçlarının yanması ise bu acı hissini bir süre sonra ortadan kaldırıyor. Ardından kişi biraz his kaybına uğruyor.
Kişilerin kendi ölümlerine fazla odaklanması ve bununla ilgili korku, stres içerisinde olması durumuna tanatofobi denmektedir. Ölümle bağlantılı olarak “kaç ya da savaş” içgüdüsü fazlaca hakimdir. Bundan kaynaklı olarak anksiyete ve panik atak durumları gözlenebilmektedir.
Şöyle der: "Biliniz ki, kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm, muhakkak gelip size çatacaktır. Sonra akıl ve duyularla idrak edilemeyeni de edileni de bilen Allah'a döndürüleceksiniz, O da size yapıp etmiş olduklarınızı bildirecektir." Zümer 42 - Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır.
İlk aşamada bireylerin yaşadıkları kaybı kabullenmede zorluk yaşadığı dönem olan inkar dönemi bulunur. Bu geçici bir dönemdir. Bireyler kaybın gerçekliğini kabullendikçe öfke duygusu ortaya çıkmaya başlar ve “neden ben” sorusu bireylerin kendisine sıklıkla sorduğu bir soru olur.
Bu evreler sırasıyla İnkar, Öfke, Depresyon, Pazarlık, Kabullenme dir.
Ortalama 6 ay sürer. En fazla 1 sene sürmesi beklenen bir süreçtir. Yaşanan evrelerdeki duygu durumu yoğunluğu ve evrelerin geçiş süresi de kişiden kişiye değişmektedir. Bununla birlikte yas sürecinden geçen bir kişi bu evrenin hepsinden teker teker ve sırasıyla geçer.
"Evlat acısı zaten unutulmuyor. Ne zaman ölürsün ne zaman onlara kavuşursun evlat acısı ancak o zaman diner. Allah kimseye bir daha böyle acılar göstermesin.”
Evlat acısı TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim,mecaz Çocuğu ölen kişinin duyduğu üzüntü, ciğer acısı, ciğer yarası
MENTAL DEĞİŞİMLER DE MEVCUT. Diğer değişiklikler arasında ise, daha yüksek düzeyde bir ağrı, kan basıncında, solunumda ve kalp atış hızında değişiklikler yer alıyor. Ölüme yakın olan kişilerde zihinsel değişiklikler, kafa karışıklığı, sersemlemek ve halüsinasyonlar da görülen diğer belirtiler arasında.
Cenab-ı Allah'ın yaşamımıza dair bazı bilgileri gizli tuttuğunu belirten Kapukaya, "Bir insan öleceğini hiçbir zaman anlayamaz.
Ölüm öncesinde vücutta oluşan can çekişme durumu olan Agoni, ölecek olan kişinin istemsiz bir şekilde hareket etmesi ile oluşur. Yaşamsal fonksiyonların koordinasyon bozukluğu yaşamasına sebebiyet veren bu durum, bazılarında birkaç dakika sürebilirken, bazılarında günlerce devam edebiliyor.
ÖLÜME 1 - 2 HAFTA KALA: RUHSAL DEĞİŞİKLİKLER
Kişilerde oryantasyon bozukluğu sık görülür ve algılar değişebilir. Kişi gizli düşman korkusu veya yenilmeme duygusu gibi hezeyanlar yaşayabilir. Şurada Paylaş! Halüsinasyonlar görebilir, bazen orada olmayan insanlarla konuşabilirler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri