Sarayda sadece Yemen kahvesi kabul edilirdi. Kahve ikramı için kullanılan fincanlar, İznik ya da Kütahya cinsinden yapılır, bu fincanların etraflarında elin yanmaması için bir kulp vazifesi gören altın veya gümüşten yapılma bir kap olurdu.
Çetnik öncesi üç parmak teslis demektir. Kulpsuzluk, Hristiyanların kahveyi kulplu ve teslisi tarif eden üç parmakla içeriler. Boşnaklar fincanı üç parmakla kulptan tuttuklarında bak siz de Tanrıyı üçlüyorsunuz dedikleri için kulpsuz ve içinde yıldız olan fincandan içtiler.
Son yasaklama ise Sultan IV Murat tarafından olmuş, kahvenin yanı sıra tütün ürünlerine de yasak getirilmiştir. Gerekçe olarak İstanbul'daki büyük yangınlara kahvehanelerin sebep olması gösterilmiştir. Ardından tekrar yasaklama kaldırılmıştır.
En çok kabul edilen görüş kahvenin Kanuni Sultan Süleyman( 1520–1566) döneminde Yemen Valisi Özdemir Paşa vasıtasıyla İmparatorluk başkentine geldiğidir. Bir başka görüşe göre ise 1555 yılında Halepli iki tüccarın Taht-ül Kale(Tahtakale) semtinde açtıkları kahvehane sayesinde Osmanlılar kahveyle tanışmıştır.
Kahveden önce çeşitli tatlılar ve reçeller ikram edilirdi. Daha Sonra kahve; altın, elmas gibi mücevherlerle süslenmiş ufak fincanlarla ve süslü örtülerle, Türklere özgü olan bir pişirme yöntemi olan cezve içerisinde yapılıp telvesiyle beraber yanında lokum veya misket üzümüyle beraber sunulurdu.
İlgili 25 soru bulundu
Bu yüzden sarayda yeni bir yöntem geliştirilmiş. Padişah kahveyi içmeden önce parmağını önce kahveye sonra suya bandırırmış. Kahvenin suda dağılımından ise kahvenin zehirlenip zehirlenmediği anlaşılırmış.
Atatürk de hiç karşı çıkmayarak tamam der ve son kahvesini kendisiyle beraber içmek istediğini belirtir. Kontrol bitiminde iki kahve gelir, biri şekerli, diğeri ise şekersiz. Atatürk şekersiz son kahvesini içer ve masaya bırakır.
Kahve hakkında merak edilenler... Kahvenin anavatanı Etiyopya'nın Kaffa bölgesidir. Kaffa'daki ormanlarda yetişen Arabika kahve ağaçları, çekirdekleri işlenen ilk kahveler olarak bilinir. Fırınlanma yöntemiyle elde edilen ve kahvenin Türkiye'ye gelmesine aracı olan bölge ise Yemen'dir.
Birçok besinin yanı sıra kahvenin içerisinde de oksalat bulunur. Kahvenin yanında ikram edilen su kahveyle içildiğinde oksalatın atılmasında yardımcı olur. Bu sebepten kahvenin topraklarımıza geldiği ilk günden bu yana kahvenin yanında su ikram edilir.
Tarihçe. 1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa, lezzetine hayran kaldığı kahveyi İstanbul'a getirdi. Türkler tarafından bulunan yepyeni hazırlama metodu sayesinde kahve, güğüm ve cezvelerde pişirilerek Türk Kahvesi adını aldı.
Mekke'den Kahire'ye yayılan kahve bol bol içiliyordu. 1532 yılında bu şehrin ünlü din bilgini Ahmet Sunbati kahvenin haram olduğuna dair fetva verdi ve kahve yasağı geldi. Öğrencilerini tahrik eden bu fetva üzerine, kahvehaneler basıldı, kahve içenlere karşı bir kızgınlık başgöstermişti.
Yasaklar. Tütün ve kahveyi yasakladı. Yasağın sebebinin 1630'ların başındaki büyük İstanbul yangını olduğu bilinir ve yangın sonrası çıkabilecek bir ayaklanmaya karşı tedbir olarak İstanbul'daki kahvehaneler yıktırılır. Tütün içenlerin ise öldürülmelerine dair fetva çıkarılır.
Türk kahvesinin öğütülmesi ile oluşturulan Osmanlı Kahvesi içeriğinde çeşitli bitkileri barındırır. Yumuşak içimlidir ve ağızda hoş bir tat bırakır.
Fal bakmaya yeltenen kişiyi tüm yükten kurtaran en önemli olay kahve fincanının tabağa yapışmış bir şekilde olmasıdır. Çünkü o fala bakılmayacağı söylenir. Bunun nedeniyse genellikle dilenen dileklerin tutabileceği, açılan falın da bunu bozabileceği anlamına gelmesidir.
Damat fincanı söz kesme, nişan yapma gibi özel günlerde çok kullanılan geleneklerimize ait çok özel eşyalardan biridir. Geleneklerimizde kız isteme âdeti yerine getirilirken gelin adayı kız, müstakbel damadın kahvesine tuz serperek ikram eder ve damadın bu tuzlu kahveyi ne yapıp edip içip bitirmesi beklenir.
Rüyada kahve fincanı kırılması ise hayırlı ve sevinçli haber demektir. Rüyayı gören kişinin uyarılması ve dikkatli olmasına işaret edilir. Rüya sahibi yapacak olduğu işleri her anlamda incelemeli ve doğru yöntemler ile yapmalıdır.
TATLIDAN SONRA İÇİLEN SUYA DİKKAT!
Tatlının arkasından kesinlikle su içilmemeli. Çünkü su, ani şeker yükselmelerine neden olur. Bu da kalp krizi ve inmeyi tetikler. Ayrıca vatandaşlar midelerine aşırı yüklenmesinler.
Kahvenin yanında ikram edilen lokum, misafirin ağırlamadan memnun kalıp kalmadığını sormanın bir yolu olarak düşünülmüş. Misafir kahvesinin üzerine lokumu yerse ev sahibinin kendisini ağırlamasından memnun kalmış demekmiş. Ama lokumu yemezse memnun kalmadı anlamına gelirmiş.
Gelin adayı eğer damadı hiç beğenmediyse kahvesine şeker yerine tuz koyarmış. Tuzlu kahveyi içen damat adayı, kızın kendisini beğenmediğini anlayıp anasını babasını toplayarak bu işten vazgeçermiş. Tuzlu Türk kahvesi servis etmenin işte böyle subliminal bir özelliği de varmış.
Kürt Kahvesi 6 karışımdan oluşmaktadır.İçerisinde Menengiç,kakule,Krema,keçiboynuzu ve mardine özel Özütü'nden oluşur. Özel kavrulmuş dağ kahvesi ile tadına tat katan muhteşem bir kahvedir. İçimi çok hafif köpük oranı fazladır. Hafif Kahve Sevenler için güzel bir kahve'dir.
Tropikal iklimde daha hızlı büyüdüğünden dolayı kahve ağaçlarının ülkemizde yetişmesi son derecede zordur. İklim koşulları kahve üretimi için uygun olmadığından dolayı kahve ağacı yetiştirilmesi de mümkün değildir.
Kopi luwak, dünyanın en pahalı ve en az üretilen kahvesidir. Kopi luwak, Endonezya'nın Sumatra adası ile çevresindeki birkaç adada yaşayan palmiye misk kedisinin (Endonezce: luwak) yediği ve sonrasında dışkıladığı kahve çekirdeklerinden üretilmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk, her ne kadar kahve düşkünlüğü ile bilinse de - ki kendisi sabah kahvaltısında ayran, çay içmekle beraber günde 10-15 fincan orta kahve içermiş- aslında hem Türkiye'de çay içimini, hem de Rize'nin çay üretimini destekleyen biri.
Kitapta kahveye dair anılar da var! Atatürk'ün Türk kahvesine düşkünlüğünü onun yakınlarında bulunan kişilerce yazılmış anılardan biliyoruz. Sabah kalkar kalkmaz etrafındakilerden ilk istediği günlük gazeteler ve sade Türk kahvesiydi.
Bornova Belediyesi - Mustafa Kemal Atatürk #9Eylül 1922 günü Belkahve sırtlarından İzmir'i seyrederken, “... bu şehre bir şey olacak diye çok korktum” | Facebook.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri