gani / ganî / غنى
burjuva / بُورْژُووَه
Servet ve mal birikimi yapanlar; zenginler sınıfı.
sahr / صخر (Sahar - Saharat - Suhur) Kaya. Büyük taş. Maden kütlesi.
Zengin, gani, malı mülkü çok olan.
münbit / منبت
Verimli, verimi bol.
İlgili 19 soru bulundu
kiyaset / kiyâset / كياست Zeki.
kamil / kâmil / كَامِلْ Mükemmel, olgun.
zeban / zebân / زبان
Dil, lisan.
Zengin kelimesi için TDK sözlüğünde iki ayrı anlam bulunmaktadır. Bunlardan ilki, parası ya da malı çok olan kişi demektir. Diğeri ise, kendinden beklenen niteliklere sahip olan anlamı taşımaktadır.
(f. Fiil) Söylüyorlar, vuruyorlar. " : Zeden" vurmak" masdarındandır.
semin / semîn / ثمين (Semine) Çok değerli, pahalı, kıymetli.
keşk. Kavi, kuvvetli, sağlam.
kavi / kavî / قوی Sağlam, metin, zorlu, kuvvetli, güçlü.
gani / ganî / غنى
Zengin, kimseye muhtaç olmayan, elindekinden fazla istemiyen. Varlıklı, bol.
Servet sahipleri olarak ifade ettiğimiz bu kişiler günümüz milyarderi olarak ifade edilen bir milyon akçenin üzerinde varlığa sahip olan kimselerdir. Anahtar Kelimler: Osmanlı, Galata, Tereke kayıtları, Milyoner, Zengin.
Zenginler arasında hacı unvanının da çok kullanıldığını gören araştırmacılar, bu kişilerin çoğu zaman birden fazla unvana sahip olduğuna, aynı zamanda hacı unvanının en çok zenginlerde kullanılmasından yola çıkarak hacca gitmenin zenginlere mahsus bir ibadet olduğuna ulaşmışlardır.
Milyarder, kısa ölçekli sayı adlandırma sistemini kullanan ülkelerde, genellikle Amerikan doları, euro ve sterlin gibi büyük para birimlerinin ya da belirli bir para biriminin en az bir milyar (1.000.000.000, yani bin milyon) birimine sahip olan kişidir.
Dilimize Arapçadan geçen fakir kelimesinin ilk anlamı muhtaçtır. Çoğulu ''fukara'' şeklinde yazılan fakir, çaresiz, zavallı ve düşkün manasında da kullanılır. Bu kelime birçok tamlamada ve birleşik isimde de yer alır. Örneğin Fakr-u Zaruret, büyük yoksulluk ve muhtaçlık manasına gelir.
Eskiden çok zengin olan insanlara "milyoner" denirdi. Daha sonraları enflasyonun etkisiyle zengin olan insanlara "milıarder" denilmeye başlandı.
Guş kelimesi genelde guş eylemek ve guş etmek kelime gruplarının içerisinde kullanılır. Guş kelimesi kulak anlamına da işitme, dinleme anlamlarına da gelmektedir. Guş etmek dinlemek, kulak vermek anlamına gelmektedir. Söz dinlemek ve dikkat edip kulak vermek anlamlarına da gelmektedir.
zad / zâd / زاد
Azık. Yolda yenecek veya içilecek gıda maddesi.
Osmanlı Türkçesi
[1] zil. [2] pas. [3] zenci.
mesud / mesûd / مسعود Mutlu.
harika / harîka / hârika / خارقه
İmkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, hayranlık vren.
Delinmiş, öbür tarafına işlenmiş olan şey.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri