Bir rivayete göre, peygamber efendimiz, “Her kim beni rüyasında görürse, o kişi mutlaka, hak ve gerçek olarak beni görmüştür.” buyrulmuştur. Aynı zamanda Hz. Enes'den gelen başka bir rivayete göre ise, “Beni rüyasında gören kimse, cehenneme girmeyecektir.” buyurmuştur.
Susuz kalmış bir insan rüyasında seraplar göreceği gibi... Peygamberimiz Hz. Muhammed aleyhisselatü vesselamı rüyada hakiki şekliyle görebilmek için düzgün itikada sahip olmak, ibadetleri yapıp haramlardan kaçmak, elinden geldiği kadar sünnetlere de uymak ve çok salevat-ı şerife getirmek lazımdır.
İbni Sirin'e göre, rüyayı gören, Resulullahı vefatı zamanında bulunduğu şekil üzere görmüşse hakikaten onu görmüş demektir. İbni Arabi hazretleri gibi bazı âlimler ise, (Resulullahı hayatta bulunduğu şekilde görmek şart değildir) dedi. Resulullahı bilinen sıfatları üzere görmek, bizzat Peygamber efendimizi görmektir.
Sahabi veya çoğulu Sahabe, Ashab (Arapça: الصحابة), bir İslam terimi. İslam peygamberi Muhammed'i görmüş, onunla konuşmuş, arkadaşlık etmiş ve ona inanmış Müslümanlara verilen isimdir. İslam literatüründe bir saygı ifadesi olarak Eshâb-ı Kirâm (Yüce/soylu sahabiler) şeklinde anılırlar.
Kur'ân-ı Kerîm'de ehl ve beyt kelimeleri birçok âyette geçer. Bu âyetlerden anlaşıldığına göre ehl “sahip, taraftar” gibi sözlük anlamlarından başka “aynı mekânı paylaşanlar; bir dine yahut peygambere inananlar; zevce”; beyt de “ev, Allah evi (cami)” ve “aile” mânalarında kullanılmıştır (M. F.
İlgili 24 soru bulundu
İslam'ı ilk kabul eden Hatice'dir.
İlk vahiy'in sonunda O'na ilk inanan insanlar şunlardır: 1 – İlk müşlüman Kadın: Hz.Hatice (İlk eşi) 2 – ilk müslüman Erkek: Hz.Ebubekir (Hicret arkadaşı) 3 – İlk müslüman Köle: Hz. Zeyd (Köle olarak alıp azad ettiği insan) 4 – İlk müslüman Çocuk: Hz.
Hatta bu konu ile ilgili bazı hadisler bulunuyor. Bir rivayete göre, peygamber efendimiz, “Her kim beni rüyasında görürse, o kişi mutlaka, hak ve gerçek olarak beni görmüştür.” buyrulmuştur. Aynı zamanda Hz. Enes'den gelen başka bir rivayete göre ise, “Beni rüyasında gören kimse, cehenneme girmeyecektir.” buyurmuştur.
rüyasında Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (SAV) i görmek, bütün sıkıntılardan kurtulup feraha çıkacağına delalet eder. O nun mübarek yüzünü gören kimse cennetle müjdelenmiş olur.
Peygamberimiz (asm) resim çizmeye izin vermiyordu.
Yüzyıllar boyu süren bu batıl inancı, İslam, tevhid inancıyla kaldırdı. İnsanların kötü alışkanlıklara tekrar dönmemeleri için Peygamberimiz (asm) her tür resim, heykel, put ve benzeri "gölgeli-gölgesiz" resimlemeleri yasakladı.
Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi.
Resulullah efendimiz çok uzun boylu olmayıp, kısa dahi değil idi. Yanına uzun bir kimse gelse, ondan uzun görünürdü. Oturduğu zaman, mübarek omuzu, oturanların hepsinden yukarı olurdu. Mübarek saçları ve sakallarının kılı çok kıvırcık ve çok düz değil, yaradılışta ondüle idi.
Hadislerden gelen bilgilere göre Muhammed'in şemaili şöyledir: Boyu ne çok uzun ne de çok kısaydı, kırmızıya çalan duru parlak beyaz tenli, yuvarlak ve ayın ondördü ışık saçan parlak yüzlü, gözleri iri ve simsiyah, kirpikleri uzun ve sık idi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı.
Peygamberimizi (asm) rüyasında görenin gerçekten onu görmüş olması, dünyadayken görmüş gibi anlamında değildir. Yani sahabelerin görmesi gibi değildir. Rüyada görülenin Peygamberimiz (asm) olduğunu ve şeytanın onun şekline giremeyeceğini anlatmak içindir.
Yıkama işini Hz. Ali (ra) yaptı. Zirâ, Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm) sağlığında ona, "Vefât ettiğim zaman beni, sen yıka." diye vasiyyet etmişlerdi.
Peygamber Efendimiz (asm) İslamiyet'ten evvel, yine hak dinin vecibelerini yaşıyan muvahhid ve abid bir insandı. Hz. İbrahim (as)'in dininin devamcısı idi. Fakat mecburiyet altında değil, iradesi ile ibadet ederlerdi.
Hadisten Öğrendiklerimiz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'i rüyada gören, gerçekteki şekil ve suretiyle görmüş olur. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'i vefatından sonra rüyada gören kimse, âhirette uyanık halde görecektir. Bu, onu rüyada gören kimse için bir cennet müjdesidir.
Buna göre: efendimizi gören gerçekte efendimizi görmüştür müjdesi sabittir. Ama efendimizin rüyada görülmesi uyanıkken görülmesi gibi doğrudur ve haktır.
Peygamber Efendimiz'i niçin sevmeliyiz? Bu sorunun kısa cevabı şudur: O, bize Allah'ın buyruğunu yani Kur'ân-ı Kerim'i getirmiş, Allah'ın en son dini olan İslâmiyet'i öğretmiş, böylece gerçeği öğrenmemize, doğru yolu bulmamıza, ebedi kurtuluşa ermemize vesile olmuştur.
Erişkinlik çağına gelince mükemmel bir insan olarak çevresi tarafından biliniyordu. Dürüstlüğü ve güzel ahlakı ile çevresine örnek oluyordu. O kadar güvenilir bir insandı ki çevresindeki herkes ona "Muhammed-ül Emin" lakabını vermiştir. "Muhammed-ül Emin" güvenilir muhammed anlamına gelmektedir.
Rüyada Hz.Muhammed'in kabrini görmek ne anlama gelir? Ravza-i Mutuhhara'yı gören Hz. Muhammed'i görmüş gibidir. Peygamberimizin kabri ile minber arasında durduğunu gören, Cennetliktir.
Peygamber aleyhisselatü vesselam da rüyalara çok önem verir, ashabından rüya görenlere rüyalarını anlattırırdı. Sabahları ashabına "Sizden bu gece rüya güren var mı?" diye sorar ve rüyalarını yorumlardı.4 Rüyanın önemini ve değerini ifade eden çok sayıda hadis de bulunmaktadır: 1.
Bu acılı günlerin hemen ardından küçük yaşta himayesinde kendisini büyüten, her daim kendisine destek olan amcası Ebu Talib vefat eder. Peygamber efendimiz, amcasının üzüntüsünü yaşayamadan 1 ay sonra O'nun tüm sıkıntılarını paylaşan, peygamberliğini ilk tasdik eden eşi Hz.
Hz. Peygambere gelen ilk vahiy pasajlarının “Alak” suresinin ilk beş ayeti olduğu, en sahih rivayetlerden anlaşılmakta ve bu konuda genel bir kabul bulunmaktadır. Günümüz âlimlerinden Muhammed es-Seyyid Tantavi (1929-2010) de muhakkik âlimlerin, Alak suresinin ilk beş ayetinin Hz.
O dönem hem Mekke'de hem de Arap yarımadasında çok yaygın olmayan bu isim, tüm övgüleri hak eden, Allah'ın sevgili kulu manasına gelir. Hz. Muhammed peygamberliğini ilan etmeden evvel, kendisine ''sözüne güvenilir kişi'' manasına gelen Muhammed'ül Emin lakabı verilmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri