Prens: Hükümdarın oğlu veya Toprakları ülke sayılmayacak kadar küçük devletin hükümdarı. Prens bazı Avrupa ülkelerinde dükün altında sıralanan bir unvandır. Kutsal Roma İmpartorluğunda unvan Reichstag'ta İmparatorluğu oluşturan hükümdarlarına denirdi.
Açıklamalar. [2] Hükümdarın kızına, prens unvanı taşımaya hak kazanan herhangi bir kadına ve herhangi bir prensin eşine prenses denir. Ancak değişik ülkelerde bu kuralla çelişen durumlar olabilir.
Osmanlı'daki şehzade unvanına denk gelir. Prensler çoğu ülkede prenseslerle birlikte taht için sıraya girerlerdi. Fransa'da veliaht prensine dofen denirdi. Eski Türklerde Tigin sözcüğü prens sözcüğüne karşılık gelir.
Prens veya Hükümdar (İtalyanca özgün adı Il Principe), Floransalı yazar Niccolò Machiavelli tarafından politika hakkında yazılmış bilimsel bir incelemedir. Asıl adı "De Principatibus" (Prenslikler Hakkında) olup 1513 yılında yazılmıştır.
Prenses sıkça kullanılmasından dolayı anlamı da birçok kişi tarafından araştırılan kelimeler arasındadır. Prenses, hükümdar ailesinden olan kadınlara ya da kızlara verilen bir unvandır. Aynı zamanda hükümdar eşlerine de Prenses denir.
İlgili 40 soru bulundu
Ana kraliçe, hüküm süren hükümdarın annesine verilen unvandır. Kral öldüğünde kraliçenin oğlu veya kızı tahta geçerse kraliçe "ana kraliçe" unvanını alır.
Asil veya soylu, bazı kültürlerde toplumun ayrıcalıklı en üst katmanına mensup kişi. Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan kimselere denir. Asil olma durumuna asalet veya soyluluk denir.
Asya Hun Devleti, tarihte bilinen ilk Türk devletidir ve Orta Asya'da yaşayan Türk boylarını bir araya getirerek, siyasî birliği sağlamıştır.
Marki, kont, vikont ve baron unvanlarını da içeren soyluluğun beş kademesi arasında en yüksek olanı, baba tarafından miras alınabilen veya hüküm süren hükümdar tarafından verilebilen Dük unvanıdır.
Prenslikler, krallıklardan daha küçük devletlerdir. Prenslikler monarşi ile yönetilir ve çoğunlukla tek şehirden oluşur (şehir devleti) ve devletin adı şehrin adıyla aynı olur. Bazı prenslikler ise birkaç şehri içine alabilir.
Kral 3. Charles'ın ardından taht varisi olarak dün Galler Prensi unvanı verilen Prens William, onun ardından da 9 yaşındaki oğlu Prens George geliyor.
Bu değerlendirme bizi Türklerin anayurdu Orta Asya bozkırlarıdır sonucuna götürmektedir. Orta Asya'nın sınırları ise doğuda Baykal Gölü'nden batıda Hazar Denizi ve Ural Dağları'na; kuzeyde Sibirya bozkırlarından güneyde Tanrı Dağları ve Gobi Çölü'ne uzanmaktadır.
Mensup olduğumuz Türk kavmi, tarihe ancak 4.000 yıl önce giriyor. Fakat biz, Türklerin tarihini MÖ VII. yüzyıl hatta tam manasıyla MÖ III. yüzyıldan, ilk Büyük Türk Hakanı Tuman (Teoman) Yabgu'dan biliyoruz.
Büyük Safevi lideri Şah Abbas, Şah ismail, Afşar Hanedanı ve lideri Nadir Şah ve günümüz İran dini lideri Ayetullah Hamaney Türk kökenlidir.
Lord unvanını esasen erkekler alır. Kadınlardaki karşılığı da genellikle "leydi"dir.
Aristokrasi ya da soylu erki, iktidarın imtiyazlı ve genellikle soya bağlı bir toplum sınıfının elinde bulunduğu siyasi hükûmet şeklidir. Ekonomik, toplumsal ve siyasi gücün soylular sınıfının elinde bulunduğu tarihi yönetim biçimidir. Sözcük "soylular sınıfı" anlamında da kullanılmaktadır.
Feodalizme göre, hem toprak, hem de o toprak üzerinde yaşayan insanlar, tek bir kişinin malı sayılmaktadır. Bu kişiye ise Derebeyi, Lord ya da Senyör denmektedir. Feodal lorda topraklarını ve varlıklarını veren kişilere ise serf denmektedir.
Osmanlı saltanatında unvanlar babadan oğla geçer, padişah oğulları "şehzade", kızları "sultan"dır. Şehzadelerin çocukları yine şehzade, kızları yine sultandır.
Padişahların valideleri için Valide Sultan, ka- dınları için Haseki Sultan, Hürrem Sultan,10 padişahların kızlarının kızları için de hanım sultan şeklinde kullanılan kelime, çalışmamızda padişahların kızlarını ifade eden kavrama inhisar edilmiştir.
Kraliyet Prensesi, Birleşik Krallık hükümdarı tarafından kendi en büyük kızına geleneksel olarak (ancak otomatik olarak değil) verilen bir unvandır.
Küçük Prens, kendi galaksisinde, kendi dünyasında tek bir gül ile yaşayan bir Küçük Prens'in başka galaksileri gezmek için tek gülünü tek başına bırakıp yolculuk yapmasını anlatır. Ancak bu yolculuk esnasında vurgulamak istediği şey 'büyümek'tir.
Küçük Prens, kendini tanıma yolculuğuna atılmış insanın sembolüdür. Zor zamanlarda ortaya çıkan “içsel insandır”, hayatta iyi nedir, kötü nedir diye soran, acı çeken ve bu acının sebebini arayan, merak eden, öğrenmek isteyen herkestir.
Dolayısıyla çölde temiz kalpli bir çocuk olan küçük Prens'le karşılaşmaktan oldukça mutludur. Gül: Bilindiği gibi gül aşkı temsil eder. Yazar burada çiçeği sevimli ama kendini beğenmiş, baskıcı, fazlasıyla sahiplenme duygusu taşıyan, biraz da yalancı birisi olarak tasvir ederek kişileştirir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri