Sıkı, dar aralıklı : Halının çözgüsü pür olmuş.
Boş vakti olmayan, meşgul. Çok olan (iş, uğraş, olay vb.).
Çünkü bu kelimede pür sıfat değil ek olarak kullanılır. Bu kelimenin içinde yer aldığı birçok tamlama ve mazmun, divan şairleri tarafından sık sık kullanılmıştır. Örneğin pür-tab tamlaması, çok üzgün, perişan ve çaresiz manasına gelir.
Çalılık ve sık otlu yerler.
Al gırmızı (koyu kırmızı), ganovuz ~ ganovuzu (koyu renk, rengârenk) ve pür- reng (koyu renk; güzel demlenmiş; koyu 'çay') sıfat tamlaması kuruluşundadır (Altaylı 1994). Pürreng kelimesinde pür Farsça kökenli bir ön ek olup “dolu; çok fazla, mâlîk, sahip” manalarına gelir (Doğan 1995).
İlgili 40 soru bulundu
pür; farsça "dolu" anlamındadır. bu sözcük ile "çokluk, fazlalık, bolluk, doluluk" bildiren tamlamalar yapılır. pürnûr da bu tamlamalardan biridir. "ışıkla dolu, aydınlık, pırıl pırıl ışıyan" demektir.
pür / پر Çok- anlamında ön ek.
Pürin, vücutta ürik aside yıkılan azotlu bileşiklerdendir. Normalde idrarda bulunur. Plazmadaki miktarı 2-6 mg/dl'dir. Gut hastalığında kan ürik asit düzeyi yükselerek erimeyen sodyum ürat tuzları şeklinde diz ve ayak başparmağı eklemlerine ve yumuşak dokulara yerleşir ve bu dokuların yıpranmasına neden olur.
Adenin ve guanin bir pürin iskeletine sahiptir, bu yüzden pürin baz olarak adlandırılırlar. Sitozin, urasil ve timin bir pirimidin iskelete sahiptir, dolayısıyla bunlara pirimidin baz denir.
Pürinden zengin olan beyin ve karaciğer gibi sakatatlar, geyik, tavşan, sincap, ördek ve kaz etleri, yağlı balıklar ve deniz ürünleri, ton balığı, ringa balığı, hamsi, morino, alabalık, mezgit, tarak, karides, ıstakoz ve balık yumurtası tamamen çıkarılır. Bu gıdalarda pürin içeriği çok yüksektir.
Pürüz çıkarmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir: engel çıkarmak.
Pür kelimesinin kökeni Farsça dilidir. Pür kelimesinin Farsça dilindeki karşılığı pur şeklindedir.
saf, katıksız anlamında kullanılan bir kelime. pür zeka, pür yetenek şeklinde kullanımları vardır.
Büryan, püryan ya da biran olarak da adlandırılan, Türkiye'nin birçok yerinde yapılan fakat daha çok Siirt ve Bitlis yöresine ait bir et yemeğidir. Arapça'da Perive olarak da adlandırılır. Sonuç olarak kuyu kebabının bir türevidir.
Farsça kökenli bir sözcük olan yare, yara anlamına gelir. Ancak bu kelime genellikle bedende değil, kalpte açılan manevi yaraları nitelemek için kullanılır. Örneğin yare-i hicran, ayrılık acısı anlamına gelir.
Püriten, 16. ve 17. yüzyıllarda I. Elizabeth'in İngiliz Kilisesi'nde başlattığı reformist harekete karşı çıkan, kendisini "saflığı" aramak olarak tanımlayan bir Protestan doktrin ve ibadet şeklidir.
Pürin ve pirimidin organik bazları olmak üzere iki çeşittir. Pürin Bazı: Çift halkalı iskelete sahip organik bazlardır. Adenin (A) ve guanin (G) olmak üzere iki çeşittir. Pirimidin Bazı: Tek halkalı iskelete sahip organik bazlardır.
İnsan vücudunun temel yapı taşlarından biri olan pürinin kan seviyesindeki artışı, ürik asit miktarındaki artış ile paraleldir. Proteinlerin, nükleik asitlerle kurduğu moleküler birlik olan nükleoproteinin parçalanması sonucu meydana gelen pürin, aynı zamanda kanda bulunan doğal bir bileşiktir.
Pürin nükleotidlerinin de novo sentezi
Pürin nükleotidleri, insan ve diğer memelilerde nükleik asitlere yapı taşı sağlamak amacıyla ve glukoz, amino asit, fosforil kolin, sülfat gibi bazı grupları bağlayarak başka moleküllere taşıma gibi özel görevleri için sentez edilirler.
Ürik asit seviyesini dengelemenin en basit yolu, bol su tüketiminden geçer. Düşük pürin değerine sahip; lifli gıdalar, yağ oranı düşük olan süt ve yoğurt tüketimi ürik asit seviyesini düşürmeye yardımcı olan önemli kaynaklardır.
Genel olarak, kandaki ürik asit düzeyi 7 ile 8 mg/dl'yi aşarsa, ürik asit, kristaller halinde eklem içlerinde birikip Gut'a neden olur. Zengin potasyumu içeren muz, ürik asidinin vucuttan atılmasına yardımcı olur ve böylece ürik asidin kristalleşmesi de önlenmiş oluyor.
Ürik asit ve üre, pürin ve pirimidin yıkımının son ürünleridir.
pusser - پسر
(پِ سَ) [ په . ] (اِ.) 1 - فرزند، طفل . 2 - فرزند نرینه ، پور.
1. Mâvi renkli kıymetli bir taş, fîrûze. 2. Bu taşın renginde olan, mâvi, açık gök rengi.
Ermenice p"ot"or փոթոր "buruşuk (sıfat)" sözcüğünden alıntıdır. Ermenice sözcük Ermenice p"ot" փոթ "kat, kırma, buruşukluk (isim)" sözcüğünden türetilmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri