kararı Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, geçtiğimiz aylarda verdiği hükümle emsal sayılabilecek bir karar vererek, eşlerin iş arkadaşlarıyla telefonda görüşmesinin aldatma unsuru olmadığına dikkat çekti.
Zina (Aldatma) Davasında Telefon Kayıtları
Boşanma davasında eşlerin telefon kayıtları incelenebilir. Bu kayıtlara göre, eşlerden biri karşı cinsle olağan olmayan saatlerde düzenli olarak görüşmüş ise, aldatmanın varlığı kabul edilir.
Yargıtay ilgili kararında, zina eylemine sübut olmayan bir fiili tanımlamıştır. Kadının iş yerinde çalışan başka bir erkekle telefonla görüşmesi, mesajlaşması, aynı arabaya binmesini zina olarak kabul etmemiştir. Zina için yeterli delil olmadığı nedeniyle zina nedeniyle boşanmayı reddetmişlerdir.
Aldatma Türleri
Aldatma, fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç farklı şekilde görülür. Fiziksel aldatma, bireylerin partnerleri dışında biriyle fiziksel temasta bulunması, cinsel birlikteliğe girmesidir. Duygusal aldatma ise bireylerin partnerleri dışında birine duygusal yakınlıkta bulunması, aşık olmasıdır.
Bazı insanlar mesajlaşmanın veya duygusal anlamda aldatmanın fiziksel aldatma kadar kötü olmadığına inanır. Ancak, ikisi de can yakar ve ilişkinde herhangi bir aldatmaya katlanmak zorunda değilsin.
İlgili 18 soru bulundu
Dört çeşit aldatma olduğunu belirten ve onları; “1- Pasif aldatma: Kişinin partneri dışında ikinci bir şahısla girmiş olduğu herhangi bir paylaşım veya hoşlantıdır. 2- Aktif aldatma: Genelde ilişki için karar alınması gereken bir durumdur.
Örnek bir olayda eşin başka kişiler ile telefon ve mesajlaşmasını sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış olarak kabul edilmiştir. Bu olaya karşılık diğer tarafın eşine şiddet uyguladığı, darp ettiği aynı zamanda hakaret ettiği ve bir başka biriyle birlikte yaşadığı olayı da sadakatsiz davranış olarak kabul etmiştir.
Aldatılan eş, aldatıldığını telefon, SMS kayıtları, otel kayıtları, sosyal medya paylaşımları, fotoğraflar ve video görüntüleriyle ispat edebilir. Delillerde önemli olan hukuka uygun elde edilmesidir. Hukuka aykırı olarak elde edilen, gizlice çekilen görüntüler aldatmaya delil niteliği taşıyamaz.
Sanal aldatma, geleneksel aldatma biçimlerinden farklı olarak dijital platformlarda gerçekleşen duygusal veya cinsel ilişkileri ifade eder. İnternetin ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, insanlar artık fiziksel temas olmadan da duygusal bağlar kurabilmekte ve çeşitli etkileşimlerde bulunabilmektedir.
19-Mahkemede aldatıldığımı nasıl ispat ederim? Zina (aldatma) davalarında Whatsapp mesaj kayıtları, sosyal medya mesaj kayıtları, üçüncü kişiyle çıkılan tatil, üçüncü kişiyle kalınan otel kayıtları, uzun ve sık telefon görüşmeleri, banka dekontları, tanıklar, fotoğraflar vasıtasıyla ispat edebilirsiniz.
Sanık, telefon konuşmalarının kendisine ait olmadığını söylerse, bu durumda ses kayıtları getirtilip dinletilerek sanıktan diyeceklerinin sorulması gerekir. Buradan rapor alındıktan sonra telefon konuşmalarının delil olarak değerlendirilmesi zorunlu bir işlemdir.
Zinanın söz konusu olabilmesi için eşlerden birinin bir başkasıyla cinsel ilişkiye girmesi gerekmektedir. Sarılmak, öpmek zina sayılmaz ancak teşebbüs aşamasında kalan zinadan bahsedebilmek adına ispat kolaylığı sağlar.
Peki ses kaydı davalarda delil olur mu? Kitle iletişim araçlarının yoğun olarak kullanıldığı günümüzde, cep telefonlarıyla çekilen birçok video, ses gibi kayıtlar mahkemelere delil olarak sunulmaktadır. Özel hayatın gizliliği nedeniyle gizlice yapılan ses kayıtları davalarda delil olarak kullanılamaz.
Özetle; HTS kayıtlarına çekişmeli boşanma davalarında delil olarak dayanılabilmesi mümkündür. HTS kayıtlarının mahkeme tarafından ilgili operatörlerden talep edilmesi halinde aranan numaralar, numaraların aranma sıklığı, görüşme gün ve süreleri tespit edilebilecektir.
Operatörler 5 yıl süreyle geçmişe dönük telefon kayıtlarını tutmakla yükümlüdür. Her ne kadar bireysel talepler doğrultusunda telefon kayıtları paylaşılmasa da bunların bir mahkeme kararı ile delil olarak sunulması söz konusu olabilecektir. Ancak operatörler bu kayıtların içeriğini değil ancak dökümlerini paylaşabilir.
Boşanma davası için tarafların WhatsApp kayıtlarını talep etmesi, telefon ve mesaj dökümleri ile aynı statüde değerlendirilmektedir. Telefon ve mesaj içerikleri ile aynı durumda değerlendirildiği için kişilerden WhatsApp görüşme detayları veya içerikleri talep edilemez.
Fiziksel sadakatsizlik boyutuna ulaşmayan ancak kendi içinde bir ihanet gibi hissettiren bu eylemlere 'mikro aldatma' deniyor. Ancak mikro aldatma eylemleri fiziksel bir aldatma kadar zarar verebiliyor. Birçokları ise aldatmanın boyutu olmadığı düşüncesinde: Aldatma aldatmadır.
Sanal aldatma tek bir kişiyle sürdürülen bir ilişki olabildiği gibi, cinsel içerikli konuşma ve görüntüleme aracılığıyla mastürbasyon yapmak şeklinde birden çok kişiyle de olabiliyor.
Roatree,“Örtbas etmek ve aldatma konusunda yalan söylemek işleri sadece daha da kötüleştirir, özellikle de aldatılan için” diye konuştu. Dolayısıyla mümkün olduğunca dürüst olun ve partnerinize daha fazla acı vermeyin. Unutmayın, aldattığınızı itiraf ederseniz partneriniz size yeniden güvenmekte güçlük çekebilir.
Boşanma Davasında Aldatma Delilleri
Zina kanıtlanamazsa, davanın sonuçlanması da gerçekleşemez ve dava reddedilir. Zinanın ispatı için kullanılabilecek ve kullanılamayacak deliller, kanun koyucu tarafından belirlenmiştir.
Aile mahkemesi zinanın ispatlandığını görürse zina nedeniyle boşanmaya karar verecektir ancak zina ispatlanamazsa şiddetli geçimsizlik gibi genel boşanma nedenine dayanarak boşanma kararı verecektir.
Meta Inc.'in günümüz itibariyle hala Türkiye'de bir ofisi (temsilciliği) bulunmamaktadır. Bu sebeple mahkeme, WhatsApp'tan sohbet kayıtlarını talep edemeyecektir.
GSM operatörlerinin kişiler arasında yapılan görüşmeleri kaydetmeleri yasal olarak mümkün değildir. Bu sebeple de operatörlerden böyle bir kayıt istenmesi mümkün değildir.
Boşanma davalarında hukuka uygun birçok delil sayılabilir: Banka dekontları ve banka hesap dökümleri, mesajlaşma ekran görüntüleri, telefon arama ve kısa mesaj(SMS) kayıtları, tanık beyanı, uzman görüşü, bilirkişi raporu, düğün CD'leri ve nüfus kayıtları bu delillerin başında gelir.
Kişi hakkında daha önceden verilmiş bir mahkeme kararı varsa bu kişinin telefon kayıtları geçmişe dönük kayıt altına alınır ve geçmişe dönük alınabilir. Yani herhangi bir mahkeme kararı olmadan telefon konuşmalarının kaydı operatörlerde tutulmamaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri