Thomas Adams, 1871 yılında Manilkara zapota adlı ağaçtan elde edilen ve “chicle” adı verilen reçineyi kullanarak endüstriyel sakız üretmeye başladı.
Eski Yunanlıların ve Kızıldereliler'in ağaçlardan elde ettikleri sakızları baharatlayarak çiğnedikleri bilinir. Manilkara zapota adlı ağaçtan elde edilen lateks kimyasal yollarla temizlenir. Temizlenen lateks maddesine şeker, nişasta ve koku verici maddeler konularak modern usullerle sakız yapılır.
Bulunan ilk sakız, İsveç'in Orust Adası'ndaki bir kazı sırasında keşfediliyor. Arkeologlar bu sakızın, 9000 yıl öncesinden kaldığını ve çiğnenmiş olduğunu belirtiyorlar.
Manilkara zopata ağacından elden edilen reçineyle imalata başlanılır. Bu ağaçta lâteks denilen kimyasal bir madde mevcuttur. Sakız üretiminin ikinci aşamasında bu kimyasal madde temizlenir. Son aşamada ise ağaçtan elde edilen reçinenin içerisine şeker, nişasta, aroma verici maddeler eklenir ve sakızlar meydana gelir.
Bunlar, milyonlarca vakadan sadece üçü. Yüzyıllardır, çiğnenen sakızlar yanlışlıkla yutulabiliyor. İncelenen katran birikintileri ise sakızın ilk olarak, milattan önce 7000 yılında Kuzey Avrupa'da özellikle de 6-15 yaş arasında çiğnendiğini gösteriyor.
İlgili 44 soru bulundu
Sabah vakti şekersiz olmak kaydıyla 1 saat boyunca sakız çiğnemenin yaklaşık 60 kcal'e bedel olduğu bilinmektedir. Ayrıca da yemek yemeye başlamadan önce ve sonra sakız çiğneyenlerin çiğnemeyenlere göre %5 daha çok kalori yakabildikleri gerçeğini ortaya çıkardı.
Sakız ortalama 1-3 günde vücuttan atılabiliyor.
Sakız çiğnemenin faydaları saymakla bitmez. Öncelikle, ağız hijyenini iyileştirmeye yardımcı olur. Çiğnemek tükürük üretimini artırır ve bu da ağızdaki bakteri seviyelerini düşürerek diş çürümesi riskini azaltır. İkincisi, sakız çiğnemek konsantrasyonu ve dikkati artırabilir.
Sakız çiğnemek nefesimizi tazelerken aynı zamanda dişlerimiz arasına yapışan yiyecek partiküllerinin temizlenmesine yardımcı olur. Bazıları için ise stresi azaltmaya yardımcı olur. Kötü plakla savaşmaya yardımcı olan tükürük üretimini uyarır.
Sakız ağacının çok çeşitli varyeteleri var ancak sakız veren varyetesi sadece İzmir Çeşme Yarımadası'nın olduğu yerde ve Yunanistan'ın Sakız Adası'nda var. Sakız veren tür sakız ağacının bir kültür formu. Bu tür Türkiye'de çok az miktarda yetişiyor. 2008'de yapılan kayıtlara göre 300 tane sakız veren ağacımız var.
Eski Türkçe sakız “her türlü reçine” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe sarkıç “bir tür çiğnenen reçine” sözcüğü ile eş kökenlidir.
Mastiqe Sakız içinde kullanılan ürünler helal sertifikalı olup ürünümüz vegandır ve gluten içermez.
Eski Yunanların ve Kızıldereliler'in ağaçlardan elde ettikleri sakızları baharatlayarak çiğnedikleri bilinir. Manilkara zapota adlı ağaçtan elde edilen lateks, kimyasal yollarla temizlenir. Temizlenen lateks maddesine şeker, nişasta ve koku verici maddeler konularak modern usullerle sakız yapılır.
Sakız eskiden ağaç reçinesinden imal edilirdi artık plastik ve sentetik kauçuktan yapılmaktadır.
Sakız ağacı (Pistacia lentiscus), sakız ağacıgiller familyasından bir ağaç türü. Akdeniz bölgesinin doğal bitkisidir. Türkiye'de Batı ve Güney Anadolu'da, Kanarya Adaları, ve Sakız Adası'nda yetişir.
Ağız ve Diş Sağlığına Destekler
Bunun yanında vücuttaki en güçlü savunma mekanizması olan tükürük salgısını da artırmaktadır. Bu nedenle gün içinde sakız çiğnemek iyi bir seçenek olacaktır. Şekersiz sakız çiğnemek ağız sağlığını birçok yönden destekler; Plaklarının oluşumunu önler.
Uzmanlar uyarıyor 20 dakikadan fazla sakız çiğnemek çene kaslarını gevşetebiliyor. Özellikle tek tarafla değil çenenin iki tarafıyla da çiğnemek gerekli. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.
Şekersiz sakız çiğnemenin ağız ve diş sağlığı için faydalı olduğunu belirten Diş Hekimi Pertev Kökdemir, çene ve kas yapısının bozulmaması için çiğneme süresine ve şekline vurgu yaptı. Kökdemir, “Sakız çok büyük olmamalı ve 15-20 dakikadan fazla çiğnenmemeli” dedi.
İngiltere'de yaşanan bir olay yeniden gündeme geldi. Bir günde 7 saat boyunca sakız çiğneyen Liverpoollu Claire Embleton, yıpranan çenesi için büyük bir ameliyat riski ile karşı karşıya kaldı. Kadın ameliyat sonrası yüzünde iz kalma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Çok eskiden sakız ham maddesi sadece saf sakızla yapılıyordu fakat nüfus artışının da etkisiyle sakız tüketen rakam da çoğaldı. Birçok firma kauçuk ve plastik reçine kullanarak sakız yapımı gerçekleştirir. Sakız hamurunun içine renklendirici ve aroma şurupları katılır. Şekerli tadını ise glikoz şurubundan almaktadır.
Eğer bilerek ya da yanlışlıkla sakız yutulmuşsa bu sağlık açısından çok zararlı değildir. Kısa bir zamanda büyük miktarda yutulan sakız sindirim sisteminin bloke olmasına neden olmaktadır.
Bütün bunların doğruluk payı var mıdır? Sakız, sakız mayası, tatlandırıcılar, koruyucu ve yumuşatıcılardan oluşur. Şeker ve nane gibi tatlandırıcılar kolay parçalanır ve çabucak dışkı yoluyla atılır. Aynı şekilde bitki yağı veya gliserin gibi yumuşatıcılar da sindirim açısından sorun teşkil etmez.
Hepsinden önemlisi, aromalı sakız çiğnemek aroması olmayan sakızlara göre yaklaşık yüzde 5 daha fazla kalori yakabilir. Louisiana Eyalet Üniversitesi'nde yapılan bir başka araştırmaya göre, sakız çiğnemek iştahı kontrol etmek ve atıştırma isteklerini azaltmak için yardımcı bir aktivitedir.
Bir sakız bile 5 ila 25 yıl arasında yok olurken deterjan atıkların kaybolması 400 yılı bulur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri