Su soğudukça, hâl değiştirir ve buza dönüşür. Soğuk arttıkça da bu buz tabakası kalınlaşır. Tabi buz, sudan daha hafif olduğundan suyun üzerinde kalır. Böylece sadece suyun en üst kısmı buz tutmuş olur.
Su 0 derecede iken özkütlesi; sıvı halde ise "0.9999" katı halde ise "0.9150" olmaktadır. Bu özkütleden dolayı aslında su 4 dereceyken 0 dereceye göre daha ağır olmaktadır. Bu sebepten dolayı katı su yani buz yüzeye çıkar. Yüzey donarken bu yüzden suyun altı donmaz.
Düşük kütledeki su daha hızlı soğuyacağından, göller- de donma olayı gölün kenarlarındaki sığ alanlarda baş- layarak yüzeyin merkezine doğru ilerler. Buzun yoğun- luğu düşük olduğu için donan su yüzeyde kalır, gölün dibinde ise 4°C'deki yoğun su yer alır.
Buzun yoğunluğu sıvı hâldeki suyun yoğunluğundan düşüktür. Bu nedenle buz kütleleri suyun üzerinde yüzer. Buzun yoğunluğu sıvı hâldeki suyun yoğunluğundan düşüktür. Dolayısıyla su donarken hacmi artar yani genleşir.
Deniz suyu sıcaklığı -4'e düşse bile çok ince bir zar şeklinde donar. Komple sistemin dibe kadar donması mümkün değil.
İlgili 17 soru bulundu
Ülkemizde en tuzlu deniz Akdeniz'dir. Akdeniz'in en tuzlu deniz olma sebebi ise ekvatora en yakın deniz olmasıdır. Ekvatora yaklaştıkça denizlerin tuzluluk oranı artmaktadır. Çünkü sıcaklık ekvatora yaklaştıkça artar ve deniz suları daha çok buharlaşır.
Örneğin su 0 santigrat derecede donma noktasına ulaşır ve donar. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde, saf suyun sıfırın altında 48 derecede donduğu biliniyor. Yani su içeriğindeki mineral yapılara bağlı olarak 0 santigrat derecede ya da sıfırın altında 48 santigrat derecede donabilmektedir.
Fizik kurallarına göre bir madde ısıtıldığında genişler, genleşir. Soğutulduğunda da büzüşür, yani hacmi azalır. Ancak su bu kurala uymaz, aksine sıfır derecenin altına soğutulduğunda donar ve buz olarak hacmi azalacağına artar. Saf su buza dönüşürken, hacminin yüzde 9'u oranında genişler.
Su donduğunda katı hale gelerek buza dönüşür. Su buza dönüşürken hacmi artar, daha fazla yer kaplar. Bu sadece suya özgü bir durumdur.Diğer sıvı maddeler ise katıya dönüşürken hacmi artmaz, azalır. Su donarken hacmi arttığı için yoğunluğu azalır.
Donduğunda ise daha da genleşir. Bu nedenle suyun katı hali, sıvı halinden daha hafiftir. Yani buz, aslında “normal” fizik kurallarına göre suyun dibine batması gerekirken, su üstünde yüzer. Suyun bu özelliği dünya üzerindeki denizler açısından çok önemlidir.
Buz, ısıyı çok zor ilettiğinden üst kısımda oluşan buz tabakası, dıştaki soğuk havayı içeri geçirmez. O zaman da gölün ya da nehrin derinliklerindeki su donmaz. Tabiî bu suyun içinde yaşayan canlılar da.
Şüphesiz bu durum şu ana kadar bildiğimiz gerçeklere aykırı. Örneğin sıcaklığı 30°C olan belli bir miktar su 10 dakikada donuyorsa sıcaklığı 70°C olan aynı miktarda suyun, sıcaklığı belli bir sürede 30°C'ye düştükten sonra, donması için 10 dakika daha geçmesi gerekir.
Gece hava sıcaklığının sıfırın altında 15 dereceye kadar düşmesiyle göl tamamen dondu.
Açık bir kaba konulan sıcak su soğumaya başladığında, suyun bir kısmı buharlaştıkça toplam kütle azalır. Donmak için daha az su ile işlem daha az zaman alabilir.
Maddeler ısı etkisi ile hâl değiştirebilirler. Su yeterince soğuduğunda donar, buz hâlini alır.
Antifriz, 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde. Antifriz daha çok otomobil motorlarında kullanılır.
Saf suyun özkütlesi 25 °C de yaklaşık 997 kg/m3 imiş. Eğer ki elindeki buz -5 °C ise 999.28 kg/m3 oluyor. Yani -5 °C buz 25 °C sudan daha yoğun.
Özellikle merak edilen konular içerisinde Suyun kaç derecede donduğu geliyor. Pek çok kişinin bildiği üzere ise su 0 santigrat derecede donma noktasına ulaşır.
Suyun dışında, yeryüzündeki diğer bütün maddelerin katı hali, sıvısı içinde batmaktadır; çünkü katı halin yoğunluğu daima daha fazladır. Su yaklaşık +4 °C'de en yoğun haldedir. 0 °C'nin altına inildiğinde yoğunluğu azalan katı parçacıklar yukarı doğru hareket eder ve su yüzeyinden donmaya başlar.
Suyun özgül ağırlığı 1'e eşittir. Dolayısıyla 1 litre su, 1000 gram; yani 1 kilogram değerine eşit olmaktadır. Bu durumda yarım litre su da 0,5 kilograma denk gelmektedir.
Su donunca boşluk daha da artar ve özkütle daha çok azalır. Yani, 0 °C ile +4 °C arasında hidrojen bağlanması baskındır; +4 °C'den yukarısında ise termal kuvvetler baskındır. +4 °C'de ise bu kuvvetler mükemmel bir denge içindedir; bu yüzden suyun özkütlesi +4 °C'de maksimumdur.
Su molekülleri aynı boyutta ve aynı kütleye sahip olduğu için, birinci hacimdeki suyun birinci kütlesi, ikinci hacimdeki suyun ikinci kütlesi, üçüncü hacimdeki suyun üçüncü kütlesi vb. arasındaki ilişki her zaman aynı olacaktır. Bu nedenle herhangi bir hacimdeki suyun yoğunluğu D=m/v formülüne göre 1 g/cm3 olacaktır.
Bira -2 derecede donar. O yüzden kısa süre için bile olsa. derin dondurucuya konulmaz. Pilsener tipi biralar 4-8.
Yapısında kendinden başka madde bulunmayan ve özellikleri her noktasında eşit olan maddeler saf madde kabul edilmektedir. Bu özellikler dikkate alındığında içme suyunun saf özellikte olduğu ortaya çıkmaktadır.
Su (buhar basıncı dış basınca eşit olduğunda kaynadığından) yüksek rakımlı yerlerde, deniz seviyesindeki kaynama noktası değeri olan 100°C'nin altında kaynamaya başlar. Ortalama rakımı deniz seviyesine hayli yakın olan İzmir'de suyun yaklaşık 101°C'de kaynadığını gördük.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri