Kendi kendine konuşma bazı psikolojik hastalıkların işareti ve sonucu olabilen bir durum. Ancak psikolojik açıdan herhangi bir problemi olmayan sağlıklı insanlar da sık sık kendi kendilerine konuşur. Kendi kendine konuşmanın nasıl bir işlevi olduğu hakkında ise çok fazla bilgimiz yok.
Halk arasında deli olarak tanımlanan şizofreni hastalarında kendi kendine konuşma, çok konuşma, hiç konuşmama ya da en sık olarak da garip konuşma görülür. Şizofrenide konuşmada yaşanan bozulma hastanın düşüncelerindeki bozulmanın biçimini yansıtır.
Hatta bazı kişiler bunun ruhsal bir bozukluk alameti olduğunu düşünüyor olabilir. Ancak on yıllar boyunca süren araştırmalar gösterdi ki kendinizle konuşmak tamamen normal bir davranış. Birçoğumuz, hatta hepimiz, her gün bir sebeple iç sesimizle konuşuyoruz.
Fikir Turu · Kendi kendine konuşurken delirir mi insan? Bazen kendinizi, bazen de başkalarını kendi kendine konuşurken yakalar, buna şaşırır, hatta endişeye kapılırız: Acaba deliyor muyuz? Bir klinik psikolog olarak hemen yanıt vereyim: Hayır! Her kendi kendine konuşma bir delilik eylemi değildir.
Kuvvetle muhtemel eski zamanlardan bu güne değinen "kendi kendine konuşana deli denir." sözü de buradan yola çıkılarak söylenmiştir.
İlgili 45 soru bulundu
Özellikle erken yaşlarda sıkça görülen bir davranış olan kendi kendine konuşmanın, çocuklarda gelişimin bir parçası olduğu, yeni kavramları öğrenmelerini kolaylaştırdığı ve çocuklara davranışlarını yönlendirme imkânı verdiği düşünülüyor.
Örneğin tespih çekin, zikir çekin, birisine telefon açın, dışarı çıkın, gevşeme egzersizleri yapın, derin derin nefes alıp verin vb. - Kendi kendine konuşma biraz da kişinin kendisini toplumdan izole etmek ve yalnız kalmasından kaynaklanır. Bunun için toplumla daha fazla temas halinde olun.
Bakımsız ve dağınık görülebilirler. Konuşma ve ilişki kurmada çok değişiklikler gözlenir. Çoğu kez kendiliğinden konuşma belirgin olarak azalır. Konuşurken hastayla ayrı dünyalarda olduğunuzu hissedersiniz.
Kim olduğunuz, neler yaşadığınız ve yetenekleriniz konusunda kendinize anlayış ve şefkat göstererek yaptığınız konuşmalara pozitif içsel konuşma deniyor.
Uykuda konuşmak çok yaygın görülen bir durum olsa da bazen istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Uzmanlar bu davranışın "somniloquy" ismi verilen bir tür uyku bozukluğu olduğunu ifade ediyor.
Az Konuşmanın Ruh Sağlığımız İçin Faydaları
Ve işin bir de diğer boyutunu düşünecek olursak az konuşan insan psikolojisi de daha iyi olacaktır. Fazla sözcüklere girmeden kendini yormadan karşı tarafa anlatan kişi yanlış anlaşılma gibi polemiklere girmeden iletişimini tamamladığı için kendini daha rahat hissedecektir.
Diğer adıyla manik depresif bozukluk olarak ta bilinir. Bu ruh hali oynamaları arasında, bipolar bozukluğu olan kişinin normal ruh halinde olduğu dönemler olabilir. "Manik" terimi aşırı hareketli, enerjik, konuşkan, umursamaz, güçlü, öforik bir dönemi tanımlar.
Düşünmeden konuşan ve bu nedenle sarf ettiği sözlerle birilerinin üzülmesine neden olan kişilere patavatsız denir. Patavatsız kişiler, nerede nasıl konuşulacağını ya da nasıl davranılması gerektiğini bilmezler.
Konuşma kaygısı ise konuşmanın verdiği/vereceği bunaltıdır. Bu bunaltılı anlarda yoğun yaşanılan fiziksel, duygusal, davranışsal ve bilişsel tepkiler, bireyin sağlıklı bir iletişim kurmasını zorlaştırmakta ve konuşmaktan kaçınmaya yöneltebilmektedir.
Konuşma sırasında kişinin tiz sesler çıkarması, ritmin bozuk olması ve seslerin tam olarak çıkmaması bireylerin psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilir. Konuşma bozukluğunun çocukluk döneminde kekemelik ve artikülasyon (bazı harfleri çıkaramama) şeklinde ortaya çıktığı görülür.
Konuşmaya ihtiyaç duymadığı için konuşmaz . Bu tip otistik çocukların bebekliği normal seyir takip etmiş,anlamsız sesler heceler çıkarıp konuşmanın ön hazırlıklarını yapmış,baba ,anne ,dede gibi anlamı kelimeleri söylerken, şoktan sonra susmuşlardır.Takıntı şeklindeki davranışlar görülür.
Tipik vakalarda şizofreni semptomları erkekler arasında 20'li yaşların başından ortalarına kadarlık dönemde başlarken, kadınlar arasında semptomlar tipik olarak 20'li yaşların sonlarında görülür. Ergenlik dönemi öncesi çocuklar ile 45 yaşından büyük bireylere şizofreni tanısı konulması çok nadir görülen bir durumdur.
İşte bunun gibi durumlarda her ne olduysa bırakıp tekrar nefese odaklanıp,1' den başlayıp 10' a kadar sayarak nefes vermeye devam edin. Bunu başarıyla uzun süre yapabilir olduğunuz da belli bir süre sonra sayarken zihin devreden çıkacak zihninizi susturmayı başarabileceksiniz.
Muhtemelen Homo erectuslar, belki de Homo habilislerin ortaya çıkmasıyla insan dili de gelişmeye başladı. Bu durumda dilimiz en az 2,5 milyon yıl önceye uzanıyor. Platyopsların da dil becerisi olmadan ilk taş aletleri yapabileceğini sanmıyorum. Öyleyse konuşmayı sökmek için 3,3 milyon yıl öncesine gidebiliriz.
Konuşma gecikmesinin nedenleri şöyle sıralanabilir: Zeka sorunları, işitme sorunları, görme sorunları, kronik depresyon, sara (epilepsi) nöbetleri, dil bağı, yarık damak-dudak gibi ağız içi problemleri, yaygın gelişimsel gerilik, kardeş kıskançlığı, televizyon izleme, ailesel dil gecikmesi, travma, çok dilli aile ( ...
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri