Bir tasavvuf terimi olarak cânân, bütün mevcûdatın kendisiyle kāim olduğu "kayyûmiyyet" sıfatını ifade eder. Cân-ı cân ise lugatta rûh-ı a'zam ve Allah mânasına gelmekle birlikte tasavvuf ıstılahında hakikatler hakikati şeklinde de ifade edilen hakiki vahdet demektir.
Yaygın anlamıyla, canlı varlıkların hayat kudreti olarak bilinen “cân” kavramı tasavvufî literatürde nefs, ruh, ilâhî nefes ve tecellî karşılığında kullanılır. İnsan vücudunu ifade için kullanılan “ten” kavramı ise beden, cisim ve cesed gibi kelimelere karşılık gelir.
Divan şairleri nazarında âşığın en değerli varlığı can nakdidir. Can nakit olunca ten de metâ olarak alınır. Bunun tersi, yani can metâ olduğunda ise sevgili onun müşterisi şeklinde tasavvur edilir.
cân-bahş 1. can veren, hayat bağışlayan, cana can katan, sevgili.
Bir tasavvuf terimi olarak cânân, bütün mevcûdatın kendisiyle kāim olduğu "kayyûmiyyet" sıfatını ifade eder. Cân-ı cân ise lugatta rûh-ı a'zam ve Allah mânasına gelmekle birlikte tasavvuf ıstılahında hakikatler hakikati şeklinde de ifade edilen hakiki vahdet demektir.
İlgili 43 soru bulundu
Değerli kardeşimiz, Sorunuzda yer aldığı gibi tasavvuf, Allah Rasülü'yle her hususta birlikte olma gayretinden ibarettir. Asla şirk değildir.
Farsça kökenli can sözcüğü, hem ruh hem de hayat demektir. Canlı ise diri anlamına gelir. Divan edebiyatında sıklıkla kullanılan ''canan'' imgesi sevgili ve dost demektir.
Âhirette Hz. Muhammed'in ümmetiyle yanında buluşacağı bildirilen havuz ve nehir. Bütün dinî inanışlara göre müminlerin ölümden veya kıyametin kopmasından sonra sonsuz mutluluk içinde yaşayacakları yer.
Tuzun, Tasavvuf inancında da önemli bir yeri vardır; zira Tanrı ile tuz arasında manevi bir bağdan söz edilirken “beka”nın varlığı, tuzun 'koruyucu, andırıcı, hoş ve sevimli' oluşuna bağlanmış, tuzlu anlamına gelen “be-nemak” aynı zamanda 'hoş, sevimli' anlamına da geldiğinden aşığın tamamen içinde eridiği sevilesi ...
Tasavvufî sembolizmde gül ilâhî güzelliği ifade ettiği gibi Allah'ın mahbûbu Hz. Muhammed'i de temsil eder. Bundan dolayı “verd-i Muhammedî” veya “gül-i Muhammedî” adı verilen gül şeklinde hilye-i şerifler yapılmıştır.
Nişân, Bî-Nişân: Allah'ın kendisini bize gösteren bir işaret yoktur. Onun isim ve sıfatları ise varlığının belirtisidir. Nişan âyet kelimesi ile de açıklanır.
1.B. Kendisine gönülden bağlı olunan kadın. 3- Tasavvufta Canan İsmi: Tasavvufta ve Divan Edebiyatı eserlerinde ''Canan'' ismi sıklıkla geçer. Özellikle ilahi sevginin işlendiği birçok şiirde Canan, Allah anlamına gelir.
Canan ismi kökeni Farsçaya dayanan ve Türkçede uzun yıllardır kullanılan yerleşik isimlerden biridir. Kız çocukları için kullanılan bu ismin rengi ise pembedir. Türkçedeki anlamına baktığımız zaman ise, 'Gönül verilmiş ya da sevilen kadın' biçiminde farklı anlamları üzerinden ele alınır.
CANAN İSMİ NE DEMEK, HANGİ ANLAMA GELİR? Gönülden sevilen, gönül verilmiş olan kadın, sevgili.
Büyük şirk, kimi zaman şu itikadî meselelerde olur: -Allah Teâlâ ile birlikte yaratan, dirilten, öldüren, bu kâinata sahip olan veya bu kâinatta tasarruf hakkına sahip başka birisinin olduğuna inanmak.
Kelamcılar (İslam akaid felsefecileri olan) yaratılmış olanların, Kadir-i Mutlak olan Allah'ın sıfatlarından gaybı bilme, yaratma, alemde tasarruf etme, hidayete erdirme ve saptırma gibi özelliklerin başka insanlara, tanrılara, melek, cin, şeytan ve sâireye atfını şirk olarak nitelendirirler.
-Şirk Allah'ın zatında sıfatlarında ya da fiillerinde ona bir eş benzer ya da ortak kabul etmek demektir. Her tereddüt edilen konuda şirk midir demek bir dini hassasiyet gibi görünüyorsa da diğer taraftan en temel iman meselelerinde değerlendirme zafiyetidir de... Rabıtanın şirkle hiçbir alakası yoktur.
Canan ise sevgili demektir.
Farsça cānān جانان “canlar, şiirde sevgili” sözcüğünden alıntıdır.
canan / cânân / جانان
Sevgili.
birbirini seven iki kişi bir arada yalnız olmak. "Gecenin karanlığında bütün bir mahalle donanma fişekleri gibi ateş almış... Sokaklarda herkes can cana, baş başa...
Sevgili, gönül verilen, âşık olunan.
Hayır, Canan ismi Kuran-I Kerim'de geçmiyor.
İlâhi aşkı simgeleyen şarap tasavvufta, yerlere ve göklere sığmayan Allah'ın, mü'min gönüllere sığdığı, düşüncesidir. Şarap, vahdetin kendisine benzetileni olarak da kullanılır. “Elest meclisinde vahdet şarabını içenler, ebede kadar mest ve mahmur olarak kalacaklardır.
Tasavvufî bir metafor olarak deniz, vahdeti temsil ederken; dalga ve girdap, tecellileri ve kesreti temsil eder. “Büyüklük, genişlik, sonsuzluk, derinlik, bolluk” (Pala, 1995:137) gibi özellikleri olan deniz, mecazî aşk bağlamında ise âşığın “duygusal gelgitlerini, gönlünü” (Aytekin, 2005:90) karşılar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri