Anlamların ses türünden remiz ve şekillerini ifade eden terim. Mânadaki kapalılığı giderip ona muhatabın anlayacağı biçimde açıklık kazandırmak veya hükümlerin Allah tarafından açıklanış keyfiyetini ifade etmek üzere kullanılan fıkıh usulü terimi.
Letaif-i sitte ve cesede toplu olarak letaif-i seb'a (yedi latife) de denir. Kalp sol, ruh sağ memenin iki parmak altında; sır sol, hafi sağ memenin iki parmak üstünde; ahfa göğsün ortasında; nefs alnın ortasında; dört unsur ise cesede dağılmış olarak bulunur.
Sonraları bazı şeyhler bu dizilişi daha detaylı olarak şöyle ifâde etmişlerdir: “Kalp” sol memenin iki parmak altında, “ruh” sağ memenin iki parmak altında, “sır” sol memenin iki parmak üstünde, “hafî” sağ memenin iki parmak üstünde, “ahfâ” göğsün ortasında veya üst kısmındadır.
Kalp, ruh, sır, hafî, ahfâ şeklinde sıralanan “letâif-i hamse”nin sonuncusuna verilen ad. “Atvâr-ı seb'a”nın da sonuncusuna ahfâ denilir.
Tasavvuf düşüncesinde nefis, aslında bir tanedir. Ancak içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurularak, emmâre, levvâme, mülhime, mutmainne, raziye, marziyye ve kâmile olarak yedi mertebede ele alınmıştır.
İlgili 27 soru bulundu
Bu sebeple tasavvufta şeyhlik makamı tarikat yolunun en yüce mertebesi, Allah'a davet konusunda peygamber vekilliğinin en üstün derecesi kabul edilmiştir.
Bunlar sırasıyla; Şeriat, Tarikât, Marifet ve Hakikât kapılarıdır. Her kapının ise 10'ar makamı vardır. Böylece, toplamda 40 makam olmaktadır.
İnsandaki ilâhî cevhere işaret eden tasavvuf terimi. İnsanın özü, kendisi, ilâhî latife, kötü huyların ve süflî arzuların kaynağı anlamında bir terim. Nakşibendî-Müceddidiyye ve Hâlidiyye tarikatlarında seyrüsülûk usulü. İlkçağ Yunan, Ortaçağ İslâm ve hıristiyan felsefesinde tabii varlıkların ilkesi sayılan dört madde.
Şah Ni'metullāh-ı Velî sırrı “tasavvuf yolunun başında riyadan kaçınmak için ilmî ve mânevî hali gizlemek, yolun sonunda ise Allah'ta fâni olmak” şeklinde açıklamıştır. Sır kelimesi tasavvufta ayrıca “ruhun bir idrak mertebesi, kalp içine konmuş bir latife” anlamında kullanılmıştır.
Her latife bir kalp gibidir; zikir onun üzerinde çekilir. hedef, her bir latifenin zikre geçmesi, uyanması, olgunlaşması ve böylece bütün vücudun zikre geçmesidir. Buna zati zikir, sultanî zikir, denir.
Emir âlemine ait latifeleri de kalp, ruh, sır, hafî, ahfâ şeklinde sıralayan İmâm-ı Rabbânî, Nakşibendiyye tarikatında seyrüsülûkün kalp latifesinden başlayarak emir âlemine ait bu beş latife ile (letâif-i hamse) sürdürülmesi usulünü ortaya koymuştur.
İsimler ezberlendikten sonra günde 5.000'den başlayan kalp zikri, 21.000'den sonra letâif zikri, 101.000'den sonraysa nefy-u ispat zikrine başlanır, yani "la ilahe illallah" denir.
kalp zikri ise cenabı allahı gizli olarak (kalp ile) zikretmektir. kalp zikri her gün çekilerek vird haline getirilebilir. ancak her gün düzenli yapılmazsa vird olmaz. ayrıca vird kalp zikri olmak zorunda değildir. her gün dua,ayet, açık zikir v.s yaparsanız bu vird haline gelmiş olur; ancak kalp zikri olmaz.
Eşya genel olarak üç kısımdır: Cehri / açık olan, sırrî / gizli olan, ahfa / daha gizli olan. Şu ihtimal de vardır ki: insanların açıkladıkları şeylere söz, gizli tuttukları şeylere ise sır ve ahfa denilir.
Kur'ân-ı Kerim'deki anlatım metodu olarak kullanılan Zikrü'l-cüz iradetü'l-küll; günümüzde kapsamlayış anlamındadır.
kalbin çocuğuna verilen ad.
Sesli Sözlük - saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze.
Tasavvufî hayat tarzını benimseyen ve bu yolla Hakk'ın yakınlığını kazanmaya çalışan kişi. Âhiret saadetinin ibadetle kazanılacağına inanarak kendisini ibadete veren samimi dindar. Mânevî tecrübeyle mârifet ve hakikat mertebesine ulaşan sûfî. Allah dostu anlamında bir tasavvuf terimi.
Tasavvufta hakikat terimi “zâhirin ardındaki örtülü ve gizli mâna, dinî hayatın en yüksek seviyede yaşanarak ilâhî sırlara âşina olunması” gibi anlamlar ifade eder. İlk sûfîler hakikat terimini daha çok “ilâhî gerçeklere ve sırlara âşina olmak, Hakk'ın tecellilerini temaşa etmek” anlamında kullanmışlardır.
Tasavvufa göre mavi renk ise nefsin gücünü gösterir.
(ﺍﺿﻤﺤﻼﻝ) i. (Ar. iżmiḥlāl) Yok olma, mahvolma, yok olup bitme, yıkılma, çökme: Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl / Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyyet / Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklâl (Mehmet Âkif).
Letaifin son aşamasıdır ve "en gizli sır" anlamına gelir. Diğer letaifler ateş, su, hava, toprak ve nefstir. Nefs dışındaki maddelere anasır-ı erba da denir. Letaif Nasıl Uygulanır?
Bektâşî inancında Dört Kapı Kırk Makam tarîkât mensubunun geçeceği maddî ve manevi aşamalardır. Hacı Bektaş Velî, Makâlât adlı eserinde tarîkâtinin öğretisini bu şekilde düzenlemiştir. Ona göre kul, Çalap Tanrı'ya Kırk Makam'da erer. Dört Kapı ile kastedilen dört esas: Şerîat, Tarîkât, Mârifet ve Hakîkât'tir.
Bu dört ana tema: “Şeriat, Tarikat, Marifet ve Sırr-ı Hakikat”kapılarıdır. Her kapının on makamı vardır. Bunun içindir ki bu algılayış Bektaşî felsefesinde dört kapı kırk makam biçiminde formüle edilmiştir.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Allah Teala'ya, tövbe eden gençten daha sevimli hiçbir şey yoktur.” Tövbe, Hak yolcularının ilk menzili ve Hak sahiplerinin birinci makamıdır. Tövbe, Arapça bir kelime olup manası “dönmek” demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri