Bunun yanı sıra kaybın nasıl gerçekleştiği, kayıpla aradaki ilişkinin dinamikleri gibi unsurlar da yas sürecini etkileyebilir. Yas süreci genellikle 6 ay ile 1 yıl arasında sürmektedir ve yasın Kübler-Ross'a göre 5 farklı evresi bulunmaktadır: İnkar ve Şok Evresi.
Normal yas süreci genelde altı ile yirmi dört ay kadar sürer ve zaman içinde yatışır. Yas sürecinin ileri dönemlerinde bu yaşantıların sürmesi patolojik yasın belirtisi olabilir. Patolojik yas; genel olarak yas tepkilerinde gecikme ya da uzama durumunda ortaya çıkar.
Normal bir yas süreci ortalama 6-7 ay sürerken, çok yakınların kaybı 2 sene civarı sürebilir. Evlat kaybı gibi bazı komplike yas süreçleri ise bütün bir ömür sürebilir.
Travmatik yas: Travmatik yas, sevdiğimiz kişinin ani, beklenmedik ve özellikle kötü, korkunç bir olay ile vefat etmesi sonucu olan yas sürecine denir. Bu tür bir yas süreci geçiren kişilerin psikolojileri ciddi derece etkilenmektedir ve zaman zaman travma sonrası stres bozukluklarına sebep olmaktadır.
Normal yas süreci genellikle 6 ile 24 ay kadar sürmektedir. Kaybın ardından en az 6 ay geçmesine rağmen kişinin sosyal ve mesleki yaşam alanlarındaki işlevselliğin giderek bozulması patolojik yas olarak değerlendirilebilir. Patolojik yasta uyuma yönelik ilerlemenin yerine kayıp sonrası oluşan acı giderek yoğunlaşır.
İlgili 17 soru bulundu
Buna terim olarak hidad / ihdad denir. Fakat, kadının evine kapanması ve dünyadan kendini soyutlaması doğru değildir. İslam'a göre yasın süresi üç gündür. Ancak, kocası ölen kadın, 4 ay 10 gün yas tutar.
İnkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme... Bunlar yasın beş evresi olarak biliniyor. Yaşadığımız üzücü olaylarda çoğu insanın bu aşamalardan geçtiği varsayılıyor.
1- Kişinin bir yakınının ani, beklenmedik, vahşet içeren şekilde ölümü. Tanı koymak için ölümün objektif olarak travmatik olması gerekmemektedir. Yakınlık derecesi değişebilir, kişinin yakın olduğu, güvendiği, özdeşleştiği ve travmatik ayrılık yaşadığı biri olması yeterlidir.
Kişi gerçek bir tehditle karşılaştığını algılamış, fiziksel zarara maruz kalmış veya buna tanık olmuş, bu esnada da aşırı derecede korku, çaresizlik ve dehşet hissetmişse, durum kişi için travmatik bir yaşantı olarak tanımlanabilmektedir.
"Evlat acısı zaten unutulmuyor. Ne zaman ölürsün ne zaman onlara kavuşursun evlat acısı ancak o zaman diner. Allah kimseye bir daha böyle acılar göstermesin.”
Evlat acısı TDK sözlük anlamı şu şekildedir: isim,mecaz Çocuğu ölen kişinin duyduğu üzüntü, ciğer acısı, ciğer yarası
Sonuç olarak psikiyatrik hastalıklar ömür boyu süren hastalıklar değildir. Bu nedenle tedavileri de ömür boyu değildir. Kısa dönem ilaç tedavilerinin psikoterapiler ile desteklenmesi hem tedavi sürecini kısaltmakta hem de iyilik sürecini uzatmaktadır.
Genel olarak, çoğu psikoterapi hastası 3 ay sonra daha iyi hissettiklerini bildirir. Bununla birlikte, depresyon ve anksiyetesi olan kişilerde daha kısa ve daha uzun süreler görülmüştür. Genellikle 1-2 ay içinde ve 3-4 kez belirgin düzelme görülür.
Çoğumuz travmatik olaydan sonra kendiliğinden iyileşiriz. Ama bazı kişiler travmatik olaydan sonra aylar, hatta yıllar geçse bile iyileşmeyebilir, travmadan dolayı aşırı stres veya kaygı yaşamaya devam ederler.
Travmaların kişide bıraktığı etki uygun bir tedavi ile düzelebilir. Travma sonrası stres bozukluğu etkilerini uzun yıllar gösterebilen ve kişide eğer tedavi edilmezse intihar düşüncesine kadar gidiyor.
Travmalar büyük “T” ve küçük “t” şeklinde iki ana gruba ayrılır. Büyük T travmalar herkes tarafından travma olarak algılanan olaylardır. Örneğin terör, deprem, sel, savaş vs. Küçük t ise herkes tarafından travma olarak algılanmayan ama kişiye özel olarak travma etkeni olabilen olaylardır.
Uzun süreli yas bozukluğu ya da komplike yas olarak tanımlanan bu durum (çocuklar ve gençler için 12 ay) yakınını kaybettikten sonra ortaya çıkmaktadır. Ölen kişi için çocuklarda derin bir özlem hissinin ortaya çıkması zamanla saplantı haline gelmektedir.
Yani çocukluk travmaları düşündüğünüz kadar nadir karşılaşılan bir durum değildir ve bu travmalar, yetişkinlik dönemindeki yaşantımızı birçok farklı şekilde etkileyebilir. Yine de bu travmaların izleri kalıcı olmak zorunda değil. Doğru kişilerden doğru şekilde destek alarak iyileşmek mümkündür.”
Buna göre, akut yas dönemi ortalama bir yıl sürer. Bununla birlikte, bireysel durumlarda, süre daha uzun veya daha kısa olabilir. Uzun süreli bir evliliğin sona ermesiyle uzlaşmak, genellikle bir tatil kaçamağı veya kısa bir ilişki ile anlaşmaktan daha uzun sürer.
Duygusal tepkiler: Ölümü inkar etme, üzüntü, ağlama, özlem, öfke, sıkıntı, güvensizlik, tedirginlik, aklını yitireceği-delireceği korkusu, hayata karşı ilgi ve istek kaybı, hiçbir şeyden zevk alamama, hiçbir duygu hissedememe, geleceğe dair umutsuzluk ve karamsarlık, yalnızlık, çaresizlik.
Bunlar : inkar, öfke, pazarlık, depresyon, kabul aşamalarıdır. Şimdi bu aşamaları biraz detaylandırılım.
Eski Şaman inanışına göre ölünün ruhu, bedenini 40 gün sonra terk eder. “40'ın çıkması” deyimi buradan gelir. Şamanizm'de ölen kişinin ruhu evi terk etsin, göğe yolculuğuna başlasın ve öteki ruhlar etrafına doluşmasın diye, insanlar ölen kişinin evinde toplanıp ayin yapar, yas tutarlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri