Unun Raf Ömrü Ne Kadardır? Buğday unu, doğru koşullar sağlandığında 1 yıla kadar saklanabilir. Tam buğday, yulaf ve çavdar unun raf ömrü, beyaz una göre daha azdır. Bu tip unlar, maksimum 6 ay içinde tüketilmelidir.
Un Raf Ömrü
Un, özellikle açmadıysanız ve uygun şekilde saklamadıysanız, son kullanma tarihini de geçebilir. Çoğu un türü, son kullanma tarihlerinden altı ila sekiz ay sonra, tam buğday ve kendi kendine kabaran un ise, son kullanma tarihlerinden sonra dört ila altı ay dayanır.
Mutfaklarda sıklıkla tercih edilen beyaz unu, uygun saklama koşullarında 1 yıla kadar muhafaza edebilirsiniz. Tam buğday, çavdar ve yulaf unları ise beyaz una göre daha az dayanıklıdır. Bu nedenle bu tip unları en fazla 6 ay içinde tüketmeniz gerekir.
Unların büyük çoğunluğu serin, kuru ve doğrudan güneş ışığı almayan yerlerde kapalı kutularda saklanabilir. Ayrıca unlar kendi orijinal kağıt paketlerinde açılmadıkları sürece uzun süreli muhafaza edilebilirler. Kağıt paketlerin ağzı açıldıktan sonra kullanım süreleri hızla azalır, hemen tüketilmelidirler.
Taze un nötr bir kokuya sahip olsa da bozulmak üzere olan un kötü kokar. Hatta bayat, küf veya ekşi kokabilir. Aynı zamanda renksiz görünebilir. Ek olarak, ununuz su veya nem ile temas ederse, büyük kalıp kümeleri ortaya çıkabilir.
İlgili 39 soru bulundu
Hatta ekşi, küf ve bayat kokabilir. Bozulmaya başlayan un renksiz görünebilir. Un, nem ve su ile temas ettiğinde büyük kalıplar ortaya çıkar. Bu durumda tüm unu çöpe atmanız gerekir.
Kusma, kanlı ishal bir çok zehirlenmelerde belirtidir.
Koliform bakterisi, Un zehirlenmelerinde ayrı olarak dışkı tahlillerinde görülür.
Diğer Unlar İçin Raf Ömrü
Diğer yağlar gibi, bu yağlar da zamanla ekşir ve una belirgin şekilde hoş olmayan bir tat verir. Taşta öğütülmüş ve tam buğday unları genellikle dört ila altı ay içinde tüketilmelidir. Ancak sıcak iklimlerde hoş olmayan tatları daha da hızlı geliştirebilirler.
Aldığınız un uygun şartlarda muhafaza edilmiyor ya da son kullanma tarihi geçmişse kısa sürede böceklenir. Uğradığınız zarar sadece bu kadarla kalmaz, undaki böcekler diğer bakliyatlara da geçer ve bunları da atmanız gerekir. Bu nedenle güvenilir bir yerden unu almanız önemlidir.
Kokusu ve rengi değişmiş unları kesinlikle kullanmayın. Böceklenmiş Unlar Ne Yapılmalıdır? Böceklenmiş unları çöpe atmanız gerekmez. Uzmanlara göre böceklerin yediği gıdalar güvenle yenilebilir.
UN BOZUK OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR? Ununuzun güvenli olup olmadığını belirlemenin en iyi yolu onu koklamaktır. Taze un nötr bir kokuya sahip olsa da bozulmak üzere olan un kötü kokar. Hatta bayat, küf veya ekşi kokabilir.
“AMBARLARA KONAN BUĞDAY, 100 YILDA SADECE YÜZDE 5 BOZULUYOR”
Killi kireç taşından oluşan ambarların özelliği nemi emmesidir. Yaz kış ambarlardaki ısı derecesi 13 ila 17 derece arasındadır. Bu nedenle de içine konan buğday 100 yılda, sadece yüze 5 bozularak unlanmaktadır.
Seçenekler: 1 kg19,50 TL/kg. 5 kg15,18 TL/kg.
Unun iyi olduğunu nasıl anlarız sorusunun en önemli yanıtı kokusu olacaktır. Unu kokladığınızda kesinlikle buğday kokusunu almanız ve bunun dışında herhangi bir koku içermemesi gerekir. Eğer undan hafif de olsa bir rutubet kokusu geliyorsa kesinlikle kullanılmamalıdır. Öte yandan unun rengi de net bir renk olmalıdır.
Unu saklamak için en uygun yöntem cam kavanozlar kullanmaktır. Cam kavanozlar, unun böceklenmesini önler. Unu cam kavanoza koyduktan sonra ağzını hava almayacak şekilde kapatın. Bu şekilde son kullanma tarihine kadar oda sıcaklığında muhafaza edebilirsiniz.
Tam buğday ununda B vitamini, folat, çinko ve demir yer alır. Bu maddeler ise bağışıklık sisteminin güçlenmesinde aktif rol oynar. Hastalıklardan uzak bir bedene sahip olmak için rafine un yerine tam buğday unu tercih edebilirsiniz.
Böceklenmiş unu çöpe atmaya gerek kalmadan temizlenerek tüketilebilir. Ancak sararan ve tarihi geçmiş unun tüketilmesi zehirlenme riskini arttırdığından çöpe atılması gerekmektedir.
Eğer mutfak dolaplarınızın içinde güveler oluştuysa ve dört bir yana yayıldıysa köklü bir temizlik yapmanızda fayda var. Öncelikle güvenin neden oluştuğunu öğrenmeli, güvelenen tüm tahıllarınızı ve kuru bakliyatlarınızı ne yazık ki çöpe atmalısınız.
Kiler raflarını okaliptüs yağı veya beyaz sirke ile silin. Çünkü böcekler, bu kokuları sevmez. Kileri beyaz sirke ile sildikten sonra, okaliptüs yağını suyla seyreltin ve raflara püskürtün. Yiyeceklerinizi hava almayan kaplara koyun.
Özellikle açık alınan ürünlerde tehlike fazladır. Bakteri unda olabileceği gibi kek, börek yapımında içine kırılan çiğ yumurta, yoğururken ellerin hamura değmesi gibi şartlar da bakteri bulaşmasına yol açabilir. Bu yüzden, hiçbir zaman unla yapılan çiğ hamur tadına bakılmamalıdır.
Başta ekmek ve hamur işleri olmak üzere tercihe göre birçok gıdada kullanılabilen mısır unu, üretim aşamasındaki etmenlere göre değişebilmekle birlikte genellikle açık sarı renkte, ince, yumuşak yapıda ve kokusuzdur. Mısır unu, arpa ve buğday ununun aksine gluten içermez.
Eğer “enerji gereksinimini” kolay ve ucuz yoldan çözmek açısından bakılırsa, beyaz un tabii ki önemli bir besin maddesi. Ama tıpkı şeker ve tuz gibi onun da gereğinden fazla tüketilince sağlığa zararlı olabileceği anlaşılıyor.
Rafine buğday unu ise işlenmiş olduğu için buğday taneciklerin bazı kısımlarını içermez. Buğday rafine edilirken buğday özü ve kepeğin çoğu kısmı yok edilir. Böylelikle protein, yağ, vitaminlerde yok edilmiş olur. Rafine buğday unu sadece nişasta ve glüten bakımından zengindir.
Bozulan yiyeceklerde oluşan bakteri ve mikroorganizmalar sağlığı tehdit ediyor! Bozulan yiyeceklerin kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor. Aksi takdirde zehirlenmeler ve ölüme varan tehlikeli sonuçlar ortaya çıkabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri