Uyumlaştırma ya da koadaptasyon, adaptasyonun karşılıklı olduğunu ifade eder. Organizma içinde bulunan karmaşık olabilen ve parçalarında karşılıklı olarak düzeltilmiş değişiklikler gerektiren parçalara örnek olarak gözün evrimi verilebilir.
Uyumlaştırma (eşgüdümleme-koordinasyon), en geniş anlamıyla aynı zamana denk getirme anlamına gelmektedir.
Uyum veya adaptasyon, bir bütünün parçaların birbirlerine uygunluğu, bir şeyin yeni bir duruma alışması
Uymak, katılmak ve iştirak etmek anlamına gelirken, uyum, iki ya da daha fazla sayıdaki kişinin aralarındaki uygunluk demektir. Yeni girdiği ortamlara çabuk alışan ve yeni tanıştığı insanlarla kolay arkadaş olan kişiler ise ''uyumlu'' olarak nitelendirilir.
Adaptasyon ve aklimasyon. "Adaptasyon" terimi bazen tek bir organizmanın yaşamı sırasında ortamına daha uyumlu olmak için meydana gelen bir değişiklik için kullanılır. Ancak, bu olguya daha spesifik olarak aklimasyon veya aklimatizasyon denir.
İlgili 18 soru bulundu
Uyumlaştırma stratejisi, yerel pazarda ARGE çalışması yapılan ürünlerin küresel pazarlara uygun hale getirilerek pazara girmesini sağlamaktır.
Kişilerin bulundukları iş çevresi ile olan uyumları; kişi-iş uyumu, kişi-örgüt uyumu, kişi-meslek uyumu, kişi-grup uyumu ve kişi-kişi uyumu gibi farklı uyum türleri ile incelenmektedir (Kristof, 1996; Chuang, 2001, Çiçek, 2013).
Gönüllü UyumlaĢtırma;
takımında, bütün oyuncuların maçı kazanmak amacıyla “ekip ruhu” içinde mücadele etmeleri gibi. Gönüllü koordinasyon için bir diğer yol da, herkesin kabul ettiği gelenek ve terminolojinin geliştirilmesidir. İnformal ilişkileri teşvik etme durumu da gönüllü koordinasyona önemli katkılar yapar.
Çok Odaklı Yönelim (Polycentric)
Çok Odaklı Yönelim pazarların farklılıkları üzerine odaklanır ve bu farklılıkları anlayarak her pazarda farklı karması kullanarak faaliyet göstermeyi hedefler.
Koordinasyon ya da eşgüdüm, belirli bir amaca ulaşmak için türlü işler arasında bağlantı, ilişki, düzen ve uyum sağlamaktır.
Eşgüdüm, çalışan parçaları bir araya getirerek birleştirmek suretiyle program oluşturma sürecidir. Belli bir amaca ulaşmak için türlü işler arasında bağlantı, ilişki, düzen ve uyum sağlama, koordinasyon.
Bireyin sinirli olup olmaması, kendine güven derecesi, iyimser veya kötümser olması, sıkılgan olması ve endişeli olması gibi özellikler bu boyutun kapsamındadır. Uyumlu bireyler, arkadaşça davranırlar, birlikte çalışmayı severler, kibardırlar, hoşgörü sınırları geniştir, güven vericidirler ve yumuşak kalplidirler.
Uyum boyutu, ödül-maliyet değerlendirmesini öne çıkararak bireyi araçsal algılara; özdeşleşme ve içselleştirme boyutları ise, örgütün beklentilerine dönük sonuçlara yöneltmektedir (Balay, 2000: 18). Yukarıda ele alınan üç model, bağlılığın birbirinden farklı ve bağımsız olan boyutlarını temsil etmektedir.
Uyum Teorisi, insanlar ve birimler arası eşgüdüm ve uyuma odaklıdır. Uyumlu olabilmek verimlilik gereğidir. Bu uyumun temel değerler çerçevesinde olması önemlidir. Uyumun aksine etki ve tepki şeklinde devam eden iletişimler çok defa verimsiz ve akim kalmaktadır.
Firma amaç ve değerlerinin firma kaynakları, kapasite ve altyapısı ile uyumlu olması durumuna stratejik uyumluluk denir.
Uluslararası pazarlamada uyarlama ya da adaptasyon olarak bilinen ürün politikası, “hedef alınan her pazar bölümü için özel bir mal veya hizmetin geliştirilerek sunulması” anlamına gelmektedir.
1.1.2.Üründe Adaptasyon Stratejisi
Adaptasyon, işletmenin uluslararası pazarlama karması programının bir veya daha fazla sayıdaki unsuru üzerinde değişiklik yaparak belirli bir ülke pazarındaki özellikli müşteri gereksinimlerine cevap verebilme çabasıdır.
Örgütsel uyum genelde bireyin, çalıştığı örgütle özdeşleşmesi, ortak hedef ve değerleri paylaşması ve örgüt adına çaba harcamaya istekli olması anlamına gelir. Özellikle örgüte yeni katılan işgörenler örgüte uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar.
Tutumsal bağlılık, işgörenlerin örgütleriyle olan ilişkilerine odaklanmakta- dır. Bu bağlılık türünde işgörenin kendi değer ve hedeflerinin, örgütün değer ve hedefleriyle uyum göstermesi gerekmektedir (Meyer ve Allen, 1991:62).
Kristof (1996) ise kişi-örgüt uyumunu, birey ya da örgütten en az biri diğerinin ihtiyacını karşıladığında, aralarında temel benzer özellikler paylaşıldığında ya da her iki durum gerçekleştiğinde ortaya çıkan uyumluluk şeklinde tanımlamıştır (Kristof, 1996, s. 4-5; Meyerink, 2016, s. 2).
Gerçekten birey, kendi kendisinin sorumlusu olmayı, başına gelenlerin nedenlerini kendisinde aramayı, kendi gücüne dayanarak yaşamayı, varlığını kendini geliştirerek ve yeterliliğini arttırarak sürdürmeyi seçmiş kişidir. Hayatındaki en önemli ideallerin başında kimseye muhtaç olmamak gelir.
Birey/kişi karşıtlığına da bu bağlamda değinen Mounier, birey olmayı maddi, materyalist şeylere bağlı, kendi isteklerine öncelik tanıyan, ben-merkezci, koşullandırılmış bir özne olarak; kişi olmayı ise ruhsal, etik olgunluğa ulaşmış, yaratıcı, bağımsız olan, kendi oluşumu içinde olan özgür bir özne olarak tanımlar.
Birey, bir grubun üyesi olarak doğmaktır. Bu grup, toplumun temel birimi olan aile'dir.
Yedi koordinatif yetenek spor branşları açısından çok önemlidir, bu yeteneklerin önemi branşlara göre farklıdır ve görecelidir (Sing1991). Bu koordinatif yetenekler reaksiyon, denge, ritim, oryantasyon, ayrımlama (ayırt etme veya farkındalık), bağlama ve adaptasyon yeteneğidir.
Koordinasyon hareketi yaptıran ve engelleyen kasların uygun çalışması sonucu ortaya çıkar. Bu uyum gelişmemişse ortaya kontrolsüz veya zayıf kontrol edilen bir hareket çıkar. Bu çalışmaların sık tekrarı daha dakik, çabuk bir cevap oluşturmayı sağlar ve yüksek koordinasyonlu etkin ve mükemmel bir hareket ortaya çıkar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri