Ses kayıt cihazları sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için, sesin vücut içinde iletilen bileşeni duyulamıyor. Bu yüzden kayıt cihazından dinlenilen ses, sahibine farklı geliyor.
Kendi sesimiz hem dışarıdan hem de kendi içimizden duyduğumuz bir sesin karışımı. Bu da sesimizin çok daha derin ve zengin olmasını sağlıyor. İki ses karşılaştırıldığında dışarıya çıkan sesin daha ince ve daha yüksek perdeye sahip olduğunu görüyoruz.
Kendi Sesimizi Başkalarının Duyduğu Gibi Nasıl Duyarız? Hava yardımıyla dış kulaktan gelen sesi titreşimsel olarak iç kulağa iletir. Konuştuğumuzda hem kendi sesimizi hem de havada oluşan yansımasını duyarız. Ses tellerinden çıkan titreşimler üç küçük kemikçiği yok sayarak direkt iç kulağa ulaşır.
Kayıtlarda kendi sesimizin garip gelmesinin sebebi ise onu iki şekilde algılıyor olmamız. Sesimiz; kulağımıza hem hava yoluyla, hem de kafamızın içindeki kemik ve dokuları titreştirerek geliyor. Böylece onu normalde olduğundan farklı duyuyoruz çünkü ses her maddede farklı frekans ve hızda iletiliyor.
Ses Dalgalar Halinde İlerler
Tıpkı suyun içindeki dalgaların ilerleyişi gibi ses de havanın içinde (ama küresel olarak) dalgalar halinde ilerler. Tabii ki biz bunları göremeyiz. Ama kulaklarımızla algılarız; yani duyarız.
İlgili 44 soru bulundu
Sesimizi normalden daha düşük tonla duymamız da bundan dolayıdır. Ses kaydı sonrasında dışarıdan duyduğumuz sesin duyumu ise içeriden değil de dışarıdan (Sırasıyla dış kulak, orta kulak ve iç kulak'ta gerçekleştiğinden) alışkın olduğumuz sesten daha farklı yüksek tonda bir ses meydana gelir.
Menekşe yağından birkaç damla ekleyeceğiniz su ile gargara yaparak kısılan sesi, daha gür bir hale getirebilirsiniz. Sesinizin daha etkileyici ve dinleten bir tona ulaşmasını istiyorsanız, daha güçlü bir iletişim için menekşe yağı ile gargara yapmayı deneyebilirsiniz.
Sesin güzel ya da çirkin çıkmasına neden olan bir takım genetik ve çevresel etmenler vardır. Ses tellerinin boyu, dudak yapısı, dişler gibi genetik faktörlerin yanında beslenme rutini, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklar, ses egzersizleri gibi çevresel faktörler de sesi olumlu ya da olumsuz etkiler.
Sesimiz de tıpkı parmak izimiz gibi sadece bize özgü ve eşsizdir. Sesleri algılayan elektronik cihazlar, her bir insanın sesini bu nedenle rahatça ayırt edebiliyor. Ancak kulağımız bazen birbirine yakın renklerdeki sesleri aynıymış gibi duyabilmekte.
Ses kısıklığının meydana gelmesine, nörolojik sıkıntılar, psikolojik rahatsızlıklar, kalıtsal durumlar, hamilelik, kullanılan ilaç ve hormonlar, kötü huylu tümörler sebep olabilir. Ses kısıklığının en yaygın sebebi, akut larenjittir.
Ancak ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde bu titreşimler boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Kokleaya ulaşan bu titreşimlerin frekansı havada yayılan sesin frekansından daha düşüktür. Kendi sesimizi bu iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi şeklinde algılarız.
"Sesin ortaya çıkışında sadece ses telleri görev almamaktadır. Ham ses, ses telleri tarafından ortaya çıkar. Ancak ses rengi; dil, damak, dişler, dudaklar ile şekillendirilmektedir. Bu yapılar değiştirilemediği için sesi herhangi birinin sesine benzetmek teknik olarak şuan için mümkün değildir.
Ergenlik döneminde, erkek çocuklarda perde yaklaşık bir oktav düşer. Kızlarda temel frekanstaki düşüş daha az olmakla birlikte, ergenlik döneminde erişkin düzeyine iner. Ergenlikte ses değişimi ortalama 3-6 ayda tamamlanırken en fazla 1 yıl sürer. Kızlarda ses değişimi 15 yaşında, erkeklerde 14-15 yaşında tamamlanır.
Bu değişiklik 10 ile 15 yaşları arasında herhangi bir yerde olabilir. Tipik olarak, ses değişikliği 12 veya 13 yaşlarında veya ortaokul yıllarında başlar. Kimi zaman bu deneyim ergenler için utanç verici olabilir. 17-18 yaşlarına gelindiğinde değişim tamamlanır ve yeni ses yapısına kavuşulur.
Ses tonumu nasıl anlarım sorusunun cevabı oldukça kolaydır; öncelikle sesinizin aralığı ölçülür. Bu ölçüm, kişinin çıkarabildiği seslerin piyano veya başka bir çalgı ile ölçülmesi sonucunda çıkmış olan aralık değerine bakılarak karar verilir. Ölçüm sonucu çıkan aralıklara ise oktav denir.
Ses tonu da tıpkı koku ve yüz simetrisi gibi kişinin genleriyle ilişkili olan bir özellik.
Genetik sesi gırtlak, boyun, yüz ve çene hatlarımız yani genetiğin yüksek payı olan vücut yapımızla ve gonozomlardan gelen genler ses tonumuzda çevresel faktörler gibi önemli bir rol oynar. İnsan genetiğinin seste etkili olduğu ortadadır fakat bunun çevresel etkiye göre ne kadarlık bir oranda olduğunu söylemek güçtür.
Şarkı söyleyecek kadar güzel bir sesiniz olmadığınızı düşünüyorsanız hemen yanıldığınızı söyleyelim. Aslında dünya üzerindeki sağlıklı her birey şarkı söyleyebilir. Yani şan dersi sesi güzelleştirir mi sorusunun cevabı olumludur. Çünkü ses, eğitilebilen bir şeydir.
Ağzından konuş. Burnundan konuşmak yerine ağzından konuşmalısın. Burnundan çıkan kalın bir ses tonuna sahip olabilirsin ancak ağızdan çıkan kalın bir ses kulağa her zaman daha iyi gelir. Göğsünde hissedebileceğin (göğüs sesi olarak da bilinir) aşırı nefesli, yumuşak, çok yankılı veya ekolu bir ses kullanmaktan kaçın.
Su-tuz gargara: Ses tellerini her daim korumak isteyenler günde sabah ve akşam olmak üzere iki kez bir bardak suyun içerisine yarım çay kaşığı tuzu karıştırarak gargara yapabilir. Elma sirkesi: Elma sirkesi doğal bir antimikrobiyaldir.
Yani besinlerin nefes borusuna kaçması gibi aksi bir durum söz konusu olmadığı sürece yediğimiz içtiğimiz hiç bir şey ses tellerimize doğrudan temas etmez. Bu nedenle de, bitki çayı, bal, çiğ yumurta gibi besinler doğrudan yenilip içildiği anda sesimizi güzelleştirmez.
Ses rengi hali hazırda değiştirmek şeklinde bir uygulama yoktur. Çocukluktan ergenliğe geçiş aşamasında doğal olarak seste değişimler olabilir. Fakat bu değişimler tamamen doğaldır. Bu değişimler sırasında şan eğitimi alınmamalıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri