Yanılmak fiilinden türetilmiş olan yanlış, doğru olmayan ve gerçek dışı manasında kullanılır. Kelime cümle içerisinde hem zarf hem de sıfat olarak kullanılabilir.
Yanlı olmak taraf tutmak, birilerini desteklemek ve olayların desteklenen kişilerin lehine sonuçlanması için çabalamak anlamına gelir. Objektif, tarafsız ve nesnel sözcükleri bu kelimeyle zıt anlamlıdır. ''Ne olursa olsun meslek hayatım boyunca bir kez bile yanlı haber yapmadım, yapmam da.''
Yanlış kelimesinin TDK'ya göre doğru yazılışı, "yanlış" şeklindedir. TDK bu konuda tüm kelimelerin doğru şekilde yazılışlarını belirliyor. Kişiler yanlış kelimesinin nasıl yazılacağı hakkında bazı araştırmalar yapabiliyor. Oldukça yaygın olarak kullanılan bu kelimenin doğru yazılışı mutlaka bilinmesi gerekir.
Orta Türkçe yaŋlış “hata, günah” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe yaŋıl- “yoldan sapmak, eğrilmek, hata etmek” fiilinden Eski Türkçe +Iş ekiyle türetilmiştir.
Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata.
İlgili 33 soru bulundu
Kişinin tasarrufunda olmayan, istemeden ya da koşullar gereği yaptığı yanlışlıklara hata denir. Kelimenin fiil hali ''hataya düşmek'' ve ''hatalı davranmak'' şeklinde de yazılır.
Sehven kelimesi Arapça kökenli olup "yanlışlıkla" anlamına gelen bir sözcüktür. Bu kelime Arapça'da sahw "dikkatsizlikle yapılan hata" anlamına gelir. Hatalı işlemleri, yanlış kullanılan bir kelimeyi, yanlışlıkla yapılan her türlü durumu düzeltmek adına "sehven" kelimesi kullanılır.
Galat-ı meşhur, sözcük veya deyimlerin yaygın olarak yanlış bir biçimde kullanılması sonucu, doğrusunun yerini alması durumudur. "Herkesin doğru bildiği yanlış" denebilir.
Nasıl Yazılır
TDK ve Dil Derneği yazım kılavuzu bu yazımı doğru kabul etmektedir. Kısaca: "Yalnış" yanlıştır. "Yanlış" ise yanlış değildir.
Bir önerme doğruysa o önermenin olumsuzlanması kesinlikle yanlış, yanlışsa olumsuzu kesinlikle doğrudur vb. Aristoteles, yanlış kavramını, gerçeklikle çelişen olarak tanımlamıştı. Eytişimsel mantık açısından her yanlış doğru bir yan, her doğru da yanlış bir yan taşır.
Sözcüklerin yanlış yazımının esas nedenleri; bilgisizlik, dikkatsizlik ve aceleciliktir. İnsanlar, anlamını bilmediği, az kullandığı sözcüklerin yazımında yanlışlık yapabilir. Yazım kılavuzu ve sözcük kullanma alışkanlığı olmayan kişiler de bu tür yanlışlara sık sık rastlanır.
Yalnız demek; tek başına yanında veya etrafında hiç kimse olmayan demektir. Yalın olma durumudur.
TDK sözlüğüne göre bu kelimenin doğru Yazılışı ise, kirpik şeklindedir. Kirpik kelimesi, halk arasında çoğu zaman kiprik şeklinde söyleniyor. Bunun sonucunda da yazım yanlışları ortaya çıkıyor. Aslında bu sözcüğün doğru yazılışı TDK güncel yazım kılavuzuna göre kirpik olarak gösteriliyor.
Hata ve temelsiz kelimesi yanlış kadar sık kullanılan eş anlamlılardır.
Yanlış kelimesinin en sık kullanılan zıt anlamlı kelimesi doğru kelimesi iken essah ve esas kelimeleri de yanlış kelimesinin zıt anlamlı kelimeleridir.
Hata kelimesinin eş anlamlısı birden fazladır. Hatanın eş anlamlısı olarak kullanılabilecek kelimeler; yanılgı, yanlış, yanılma, kabahat ve kusur sözcükleridir.
Ancak bu kelimenin iki farklı şekilde yazılabileceği anlamına gelmemektedir. Tıraş kelimesinin TDK'ya göre doğru yazımı 'tıraş' şeklindedir. Traş şeklindeki kullanım yanlıştır.
TDK'ya göre eşek kelimesinin doğru yazılışı "eşek"dir. Başka yazımlar yanlış kabul edilmektedir.
TDK kurallarına göre "bakabilir misiniz" ayrı yazılır. -bilmek birleşik eylemdir, ayrılmaz ama soru anlamı veren "mi" ve devamının ayrı yazılması gerekir.
Günümüzde pek fazla değerlendirilen bir sözcük olmadığını söylemek gerekir. Galat-I Meşhur Ne Demek? Kelime ya da deyimlerin yanlış bir şekilde kullanılması üzerinden, doğrusunun yerini alması galat-ı meşhur olarak bilinmektedir. Kısaca 'herkesin doğru bildiği yanlıştır' biçiminde anlatmak mümkün.
Yanlış olduğu hâlde herkesçe kabul gören kelimelere 'galat-ı meşhur', kullanımı hiçbir şekil- de uygun görülmeyen kelimelere ise 'galat-ı fahiş' denmektedir.
Arapça kökenli bir sözcük olan rücu kelimesini Türk Dil Kurumu, geri dönme, sözünü geri alma, cayma şeklinde tanımlar. Rücu etmek ise yine aynı sözlük tarafından geri dönmek şeklinde açıklamıştır.
Arapça kökenli bir sözcük olan gıyab, görünürde olmamak manasına gelir. Bu kelimeden türetilmiş olan gıyaben sözcüğü de, kendisi o anda orada olmayan kişiler hakkında söylenen kalıplaşmış bir sözcüktür.
Cebr, baskı, şiddet ve zorlama manasına gelirken cebren de karşı tarafın rızası ve isteği olmadan, zor kullanarak demektir. Bu kelime, günlük hayatta sıklıkla kullandığımız birçok tamlamanın ve kalıp ifadenin içinde de yer alır. Örneğin cebren ve hile ile hem zorlayarak hem de kandırarak anlamına gelir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri