Örneğin su 0 santigrat derecede donma noktasına ulaşır ve donar. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde, saf suyun sıfırın altında 48 derecede donduğu biliniyor. Yani su içeriğindeki mineral yapılara bağlı olarak 0 santigrat derecede ya da sıfırın altında 48 santigrat derecede donabilmektedir.
Suyun donma noktası ise sıvı halden katı hale geçtiği sıcaklığı ifade eder ve atmosfer basıncı altında saf su için yaklaşık olarak 0°C (32°F) veya 273.15 Kelvin'dir. Suyun 0°C (32°F) olan donma noktası, atmosfer basıncı altında geçerlidir ve deniz seviyesinde bu değer kabul edilir.
Suyun donma derecesi 0 santigrattır. Bu sıcaklıkta su sıvı ya da katı buz olabilir.
Su (H2O) kaynatıldığında genleşme olur ve suyun yoğunluğu azalarak ağırlığında düşüş yaşanır. Suyun yoğunluğu, ısı arttıkça düşmeye başlar. 0 ℃ den 4 ℃ ye gelindiğinde ise özkütle artar. Bunun nedeni, 2 hidrojen ve 1 oksijenden oluşan suyun içerisindeki hidrojen moleküllerinin birbiriyle bağlanma şeklidir.
Suyun ısısı sıfırdan +4 dereceye çıkarken kütle yoğunlu artar çünkü suyun en yoğun olduğu sıcaklık +4 derecedir. Bu sayede yoğunluğu daha az olan buz suyun üstünde yüzebilir.
İlgili 29 soru bulundu
Su molekülleri de soğudukça birbirine yaklaşır fakat en büyük yoğunluğa +4 °C' ye geldiğinde ulaşır. Yani su moleküllerinin en yoğun olduğu hal katı hali değildir, +4 °C'deki (normal koşullarda 1 atm basınç altındaki) sıvı halidir.
Örneğin su 0 santigrat derecede donma noktasına ulaşır ve donar. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar neticesinde, saf suyun sıfırın altında 48 derecede donduğu biliniyor. Yani su içeriğindeki mineral yapılara bağlı olarak 0 santigrat derecede ya da sıfırın altında 48 santigrat derecede donabilmektedir.
Donan suyun hacmi sıvı suyun hacminden daha büyüktür ve bu nedenle donan su hacminin artması nedeniyle genleşir.
Düşük kütledeki su daha hızlı soğuyacağından, göller- de donma olayı gölün kenarlarındaki sığ alanlarda baş- layarak yüzeyin merkezine doğru ilerler. Buzun yoğun- luğu düşük olduğu için donan su yüzeyde kalır, gölün dibinde ise 4°C'deki yoğun su yer alır.
Örneğin deniz seviyesinde (1 atmosfer basınçta) su 100°C'de kaynarken, 8848 metre yükseklikteki Everest Dağı'nın zirvesinde yaklaşık 70°C'de kaynar. Deniz seviyesinin altındaki yerlerde ise suyun kaynama noktası 100°C'nin üzerindedir.
Özellikle merak edilen konular içerisinde Suyun kaç derecede donduğu geliyor. Pek çok kişinin bildiği üzere ise su 0 santigrat derecede donma noktasına ulaşır.
AFAD Afet Terimleri Sözlüğü'ne göre “Buzlanma" (İng. icing), hava sıcaklığının sıfır veya sıfır derecenin altına düşmesiyle, sıvı yüzeylerin donarak buz hâline gelmesidir. Sıcaklığın 0 derece ila eksi 10 derece arasında olduğu yerlerde şeffaf buzlanma oluşur ve yol satıhları gözle görülemeyen buzla örtülür.
Şüphesiz bu durum şu ana kadar bildiğimiz gerçeklere aykırı. Örneğin sıcaklığı 30°C olan belli bir miktar su 10 dakikada donuyorsa sıcaklığı 70°C olan aynı miktarda suyun, sıcaklığı belli bir sürede 30°C'ye düştükten sonra, donması için 10 dakika daha geçmesi gerekir.
Antifirizin ısıyı taşıma özelliği suya izafi olarak daha az olduğundan düşük ağırlığın önem arz ettiği uygulamalarda daha da az kullanılır. Genellikle 1:1 su ile seyreltilerek kullanılır, bu da formülasyona bağlı olarak yaklaşık -34 °F (-37 °C) donma noktasına neden olur.
Don olayı: Standart siperler içerisinde ölçülen hava sıcaklığının 0 °C ve altına düşmesiyle meydana gelen olaydır. Donlu gün: Standart siper içi hava sıcaklığının 0 °C nin altına düştüğü günlere denir.
Deniz suyu donduğunda ve yüzeyde yüzdüğünde buna deniz buzu denir. Bu tür buzlar Kuzey Kutbu ve Antarktika'da mevsimseldir - kışın büyür ve her yarım küre için yazın küçülür. Bu yüzen buz, küresel iklimi olduğu kadar kutup ekosistemlerini ve hava durumunu da etkiler.
Su 0 derecede iken özkütlesi; sıvı halde ise "0.9999" katı halde ise "0.9150" olmaktadır. Bu özkütleden dolayı aslında su 4 dereceyken 0 dereceye göre daha ağır olmaktadır. Bu sebepten dolayı katı su yani buz yüzeye çıkar.
Suyun donma noktası sıfır derece olduğuna göre, yukarıda belirttiğimiz miktardaki bir tuzlu suyun donma noktası -9.3 derece olacaktır. Kış için üretilen cam suları da aynı bu prensip ile çalışır. Suyun içerisinde etilen glikol, metanol, propil alkol veya benzeri bir madde bulunur ve saf suyun donma noktasını düşürür.
Boruları yalıtın: Boruları yalıtmak, ısı kaybını önleyerek suyun donmasını engeller. Boruları yalıtmak için cam yünü, taş yünü, polistiren köpük gibi ısı yalıtım malzemeleri kullanılabilir. Boruları açık bırakın: Boruların açık bırakılması, ısı kaybını önleyerek suyun donmasını engeller.
Bu nedenle, genel olarak sıcaklığı artan maddelerin hacimleri de artar. Su ise yukarıda anlatılan duruma bir istisna oluşturur. Soğutulan sıvı suyun hacmi 4ºC'ye kadar beklendiği gibi azalırken, 4ºC'den sonra artmaya başar. Hacimde soğumayla beraber yaşanan bu artış donma sırasında da devam eder.
Su donduğunda katı hale gelerek buza dönüşür. Su buza dönüşürken hacmi artar, daha fazla yer kaplar. Bu sadece suya özgü bir durumdur.Diğer sıvı maddeler ise katıya dönüşürken hacmi artmaz, azalır. Su donarken hacmi arttığı için yoğunluğu azalır.
Saf bir maddenin sıvı halden katı hale geçmesi- ne donma denir. Donma olayının gerçekleştiği sıcaklığa donma sıcaklığı (donma noktası) denir. ➢ Madde donarken etrafa ısı verir. Su donarken etrafa ısı verir.
Buz, suyun donmuş haline verilen addır. Oda koşullarında 0 °C ve altında bulunur.
Su Boruları Kaç Derecede Donar? Su borularının türüne göre donma eşiği de farklılık gösterir. PPRC borular -20 dereceye kadar dayanabilirler. Ancak; çelik, düktil font ve galvaniz borularda donma eşiği daha düşüktür.
Celsius, sıcaklık birimidir ve 0 °C, suyun donma noktasına, 100 °C ise kaynama noktasına denk gelir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri