Deyimler cümle içerisinde kullanıldığı gibi günlük hayatta da oldukça tercih edilir. Bağrına basmak (birini) deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
Bağrına basmak, bir kişiyi kabullenmek, olduğu gibi sevmek ve korumak gibi anlamlara gelen bir deyimimizdir. Bağrına basmak deyimi, kucaklamaktan gelmiştir. Kucaklamak, kucak açmak aynı zamanda kişiyi bağrına basmak ile aynı anlamı taşımaktadır.
Bağrına Basmak Deyiminin Anlamı (TDK)
Bağrına basmak özellikle bir kişiyi benimsemek, onu kabul etmek ve koruyup kollamak biçiminde tabir edilir. Aynı zamanda herhangi bir kişiyi bütün yönleriyle sevmek, ona değer vermek ve onu korumak üzerine değerlendirilmektedir.
[1] Derdini kimseye söyleyememek. [2] Her türlü acıya katlanmak zorunda kalmak.
Tam üstüne basmak deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
İlgili 17 soru bulundu
Deyim. [1] Bir yere ilk kez gitmek. [2] Girmek.
Belli başlı durumları, olguları ve kavramları tanımlamak için kullanılan kalıplaşmış ifadelere deyim denir. En kısa deyimler genellikle 2 yada 3 kelimeden oluşur. Deyimler kalıplaşmış ifadeler oldukları için cümle içerisinde kelimelerin yerleri değiştirilmeden kullanılmalıdır.
Bu deyimi, “bir olay veya durum karşısında sorunun çözümü için, sorumluluk alarak çalışmaya başlamak” veya “sorunların çözümü için, üzerine fedakârca ve cesurca gitmek” şeklinde açıklayabiliriz. Deyimler ve atasözleri, az söz ile çok söz anlatma sanatıdır. Bunlardan biri, “taşın altına elini koyma” deyimidir.
Deyimler, kültürümüzde ve Türkçede önemli bir yer tutar. Başı (baş) çekmek deyimi de Türkçede yaygın olarak kullanılan deyimlerden birisi durumundadır.
Atasözünde temel anlam söz konusudur. Taş yerinde (düştüğü yerde) ağırdır (kalır): “Kişinin değerini en iyi bilenler, kendi çevresinde bulunanlardır”. Atasözünde 'taşın düştüğü yer' kavramı temel anlamın dışında kullanılmış olup mecaz anlam söz konusudur.
Bam Teline Basmak deyimi duyarlı olunması gereken konular hakkında kötü sözler sarf etmek demektir. ''Damarına basmak'' deyimi ile eş anlamlıdır. Anlam: Birisinin hassas olduğu konularda aynı hassasiyeti göstermemek. Anlam: Birinin çok önemsediği şeyler hakkında ileri geri konuşup o kişinin sinirlenmesine neden olmak.
Abluka, savaş halinde olan devletlerden birinin, diğerinin kıyılarından bir bölümüne veya tümüne giriş ve çıkışı engellemeyi amaçlayan savaş önlemlerinden birisidir. Abluka sözcüğü Türkçeye Cenevizceden geçmiştir. Ablukanın eş anlamlısı olarak kamal, kuşatma ve muhasara sözcükleri bulunmaktadır.
Öz Türkçe bir kelime olan benimsemek, ''ben'' zamirinden türetilmiştir. Dil devriminden sonra literatüre giren bu kelime, kendime yakın bulmak, içselleştirmek ve alışmak anlamına gelir.
Deyimler cümle içerisinde kullanıldığı gibi günlük hayatta da oldukça tercih edilir. Göz dikmek deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar. Bu deyimin anlamı ile ilgili bilgi sahibi olmak önemlidir; çünkü anlamını bilmeden doğru bir kullanım yapmak mümkün değildir.
Deyim. [1] Ödeyemeyeceği kadar çok borç içinde boğulup kalmak. [2] Çok borçlu olmak.
Bire bin katmak deyiminin anlamı abartılı bir şekilde karşı tarafa bir şeyler anlatmak olarak dikkat çeker. Yani bu deyimin kullanılması ile ortaya çıkan anlatımda abartılı ifadeler kullanılır.
Deyimler cümle içerisinde kullanıldığı gibi günlük hayatta da oldukça tercih edilir. İğne atsan yere düşmez deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
Birçok deyim olumsuz durumları ve davranış kalıplarını belirtmek için kullanılır. Bu deyimlerden biri olan eli maşalı, en ufak bir şeyde aşırı tepkiler gösteren, saldırgan ve sinirli kimse anlamına gelir.
Ağzından bal damlamak deyimi çok tatlı, çok güzel ve insanın içine okşayan cümleler kurmak anlamına gelir. Bu durum aynı zamanda karşılıklı olarak da gerçekleştirilebilir. Karşı tarafı etkileyecek kadar güzel cümleler kurmak ağzından bal damlamak deyimi ile beraber kullanılır.
Ağzından çıkanı kontrol edemeyen, uluorta konuşan, if- tira ve hakaret dolu sözler söyleyen insanları uyarmak için; “Dik- kat et, ağzınla sırtını kaşıyorsun!” denilir, devam ederse dayak yi- yeceği ihtimalinin yüksek olduğu hatırlatılırmış.
Bir kenara çekilip çevresiyle ilgisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmamak, dünya işleri ile ilgilenmez hale gelmek anlamında kullanılan bir deyimdir.
Deyimler ve atasözleri geçmişten günümüze kadar gelmiştir ve cümle içinde de kullanılabilmektedir. Özellikle bu şekilde kullanıldığında ise cümlenin anlamı güçlenmekte ve ifade edilmesi de bu şekilde kolaylaşmaktadır. Dilimizde sıkça tercih edilen deyimler arasında ise el üstünde tutmak deyimi gelmektedir.
Ağzı kulaklarına varmak: Çok sevinmek, sevindiği her hâlinden belli olmak. Ağzında bakla ıslanmamak: Sır saklamayı becerememek, sırrı hemen açığa vurmak. Ağzından çıkanı kulağı işitmemek: Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
- Zengin kaşınmış, fukara zannetmiş, para verecek. - Ölüler de zanneder ki, diriler her gün helva yiyir. - Uyursun sabaha galır, ölürsün ellere galır.
“Komaya girdi, abbas yolcu mu ne?” Abesle iştigal etmek : Yersiz, yararsız, boş ve anlamsız şeylerle vakit geçirmek.” Şu yaşa geldin, ama abesle iştigal etmekten vazgeçmedin.” Abuk sabuk konuşmak : Düşünmeden, birbiriyle ilgisi olmayan, tutarsız, saçma sapan söz söylemek.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri