Diyanet'in din görevlisi AKŞAM'ın “Daha önce içki içilmiş bir bardakla temizlendikten sonra su içmek günah mı?” sorusuna şu yanıtı verdi: “Aslında idrarla içki arasında bir fark yoktur. İkisi de pistir, haramdır. Mümkünse değiştirilmelidir.
Alkollü içkilerin arasında alkolsüz içecekler de için. Örneğin bir kadeh şarabın ardından bir bardak su için. Böylece alkolün yan etkileri azalacak, kanınızdaki alkol oranını düşük olacaktır. Kuruyemiş, cips gibi susuzluğu artırıcı yiyecekleri alkol içerken yememeye özen gösterin.
Bu sorunun niçin sorulduğunu anlamadık. Elbette kadeh ve bardak kullanılır. Bunları başkalarının haram şeyleri yiyip içerken kullanıyor olmaları, kullanılmlarına bir engel teşkil etmez.
sorusuna cevap. Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, "Alkol içeren maddelerin temizlikte kullanılması caiz midir?" sorusuna "Temizlikte kullanılmaları caizdir" yanıtını verdi.
Su içerken bardakları bir birine vurup şerefe diyerek içmek, o suyu haram kılmasa da sünnete aykırı bir durum olduğu için doğru değildir. Suyun kendisi haram olmaz. Ancak kişi günah işlemiş olur. İbn Âbidîn; "suyu şarap olarak düşünüp içmenin haram olduğunu" ifade etmiştir.
İlgili 26 soru bulundu
Hanefi mezhebine bağlı olan kişilerin inanç ilkelerinde de kendilerine önder kabul ettikleri İmam Maturidi Tevilatu'l Kur'an adlı eserinde hurma ve üzüm dışındaki meyvelerden elde edile içki türlerinden sarhoş etmeyecek miktarda içmeyi diğer mezheplerin aksine haram değil mekruh kabul etmiştir.
Kadeh kaldırma, kadeh tokuşturma veya şerefe, birlikte içki içen kişilerin beraberliklerini simgelemek için içme gerecini masadan yukarı kaldırması eylemdir. Şerefe ise bu eylem sırasında söylenen geleneksel bir sözdür. Kadeh tokuşturma, ülkeden ülkeye farklılık gösterir.
Peygamber, “Sarhoşluk veren her içki haramdır” (Buhari, Vudu, 71; Edeb, 80; Müslim, Eşribe, 7); “Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır” (Ebu Davud, Eşribe, 5: Tirmizi, Eşribe, 3) buyurmuştur. Buna göre Müslüman içkiden ve içki içilen ortamlardan uzak durmalıdır. Sarhoş iken namaz kılınmaz (Nisa, 43).
İslam'da alkollü içkilerin tüketilmesi haram kılınmış (Maide, 3/90), sarhoşluk veren her şeyin miktarına bakılmaksızın haram olduğu ifade edilmiştir (Müslim, Eşribe, 74; Ebu Davud, Eşribe, 5).
Kullanılan alkol etil alkol ise vücuda ya da bedene sürülmesinde haram bir durum bulunmamaktadır. Ancak bu durum Hanefi mezhebi için geçerli olan bir durumdur. Şafi ve Hanbeli mezhebinde alkol türü ne olursa olsun vücuda değmesi durumunda yıkamak gerekmektedir.
İçki reklamı olan bardakların alınmaması gerekir. Bu tür bardakları almak ve kullanmak caiz değildir.
Kadeh, içki içmeye yarayan bardaklara ve kimi kutsal ayinlerde kullanılan ayaklı kaba verilen isim. İçinde sunulan içkinin türüne göre farklı şekiller ve "şarap kadehi", "rakı kadehi" gibi adlar alır.
İçki satılan lokantalardan helal olan yiyeceklerin yenmesi caizdir.
Alkol alımı, vücutta diüretik etkisi yaparak, sıvı kaybını artırır. Bu nedenle, alkol alımını sıvı tüketimi olarak düşünmemek gerekir. Aksine, alkolle daha fazla sıvı kaybedildiğinden, sıvı kaybını yerine koymak için daha çok sıvı içilmelidir.
Alkol diüretik etkisiyle vücuttan aşırı su atımına neden olur, alkol tüketildiği günlerde ve ertesi gün bol miktarda su tüketilmelidir. Sıvı elektrolit kaybını en aza indirebilmek için, her kadehinizden önce mutlaka bir bardak su için!!!
yanında içtiğiniz su, alkol nedeniyle oluşacak dehidrasyonu önlemek içindir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz Medine'ye teşrif ettikleri zaman Müslümanlar arasında da içki içiliyor, kumar oynanıyordu.
YANLIŞ: Bira alkol sayılmaz, bağımlılık yapmaz. Bu nedenle Almanlar su yerine bira içer. DOĞRU: Bira da diğer içkiler gibi bağımlılık yapar. Alkollü içkilerin etkisi içinde bulunan alkol miktarı cinsine göre değişkenlik gösterir.
Bu kapsamda sarhoş etmeyecek derecede alkol içeren içeceklerin durumu tartışmalı olabilir. Türkiye'de bazı kesimlerin haram sayma eğiliminde oldukları bu türden biralar için Arap ülkeleri ve İran'da "helal bira" deyimi kullanılmaktadır.
Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır:
Sarhoşluk veren içkiler zamanla alışkanlık ve bağışıklık sağladığı için, az içenin giderek çoğa kaçtığı, önceleri azı tesir ederken alışkanlık arttıkça aynı miktarın tesir etmediği görülmektedir. Bu sebeple içkiyi önlemenin en kesin yolu azını ve çoğunu yasaklamaktır.
Ayeti bulunmaktadır ve bu ayete göre alkolün dinen vücuttan atılma süresi 40 gün olarak bilinmektedir. Hadisi şerifte yer alan bir diğer ayette ise; “İçki içen kimsenin 40 gün namazı kabul edilmez.”
Ayrıca içki içti ya da başka bir günah işledi diye kırk gün namaz kılmamak olmaz. Olsa olsa içki içen bir insanın kıldığı namazın sevabı azalır. Diğer taraftan içki içen ya da başka bir günah işleyen kafir olmaz, günahkar olur.
İçki içerken kullandığımız 'şerefe' şeref manasında değildir. Bu kelime 'şer ve 'ef' kelimelerinin birleşiminden oluşur. Şer, kötülük anlamında; ef de Farsçada uzaklaşmak anlamındadır. Yani şerefe derken aslında 'kötülük masamızdan uzaklaşsın' diyoruz.
O zamanlar, alkol yasak olduğu için, içki içenler idam edilirmiş. Bu yüzden, içki içen arkadaşlar, kimseye söylemeyeceklerine dair şerefleri üzerine yemin ederlermiş. Kadehlerini tokuşturarak “şerefe” demenin buradan geldiği söyleniyor. Böylece kadeh tokuşturmak, bir "sadakat göstergesi" haline geliyor.
– Kadehleri tokuşturduktan sonra kadehi bir de masaya vurmak sakiye saygı ve teşekkür ifadesidir. Bu hareket, kimilerince masada olmayanları anmak için de yapılır. – Rakı masasında en önemli husus saygıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri